“YETER, SÖZ MİLLETİNDİR!”

Türkiye’de mikrofonu her eline alan siyasetçi, demokrasi, barış ve özgürlükten söz eder. Ha unutmadan, bir de milli egemenlikten, halkın iradesinden… 1950 yılının 14 Mayıs’ında iktidara gelen Demokrat Partinin sloganı neydi: “Yeter, söz milletindir!”Peki ya Demokratlardan önce söz milletin değil miydi?

Gazi’nin ölümünden sonra cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü, İkinci Dünya Savaşı’nda uyguladığı politikalarla kimilerine göre diktatör bir Millî Şef,  kimilerine göre ise ülkeyi savaşa sokmayarak büyük bir beladan kurtaran Millî Şef… Tabii bunun yanında ülkede bugün dahi sözü edilen yoksulluk ve karne dönemi… Yine sonunda o İnönü, Türkiye’yi çok partili yaşamla tekrar tanıştırmış ve 1950 yılında seçimi kaybettiğinde pekâlâ yenilgiyi kabullenmiş, Millî Mücadele ile kazandığı iktidardan seçim yoluyla muhalefet sıralarına oturmuştu.Bugün örnek alınması ve benimsenmesi gereken tavır, Cumhuriyet’in İkinci Adam’ının, İsmet Paşa’nın tavrıdır. Ülke seçimlerinde de parti kurultaylarında da…

Bugün Türkiye’nin geçirdiği, bize sadece haber kanallarının taraflı yansıttığı bu süreç çok değil en geç 10 yıl sonra aydınlatılacak ve ak koyun, kara koyun belli olacaktır. Dolayısıyla bugün ne körü körüne İmamoğlu ne de körü körüne AKP taraftarlığı yapmak mantıklı değildir. Ortada mağdur var, evet. Ama mağdur sadece kişiler, yani İmamoğlu ve Özdağ değildir. Tüm bu yapılanlarla mağdur edilen, edilmek istenen direkt olarak Türk milletidir. İş yalnızca kişilere indirgenmemelidir.

İktidarın 23 yılın sonunda ne olduysa iddia edilen yolsuzlukların üstüne can havliyle gidiyor olması da ölüm iyiliği derler ya hani, gidiyor olmanın iyiliği midir acaba?Hepimiz bugün yaşanılanlarla AKP’nin ayağına sıktığına ve olası ilk seçimde mağlup olacağına inanıyoruz, inandırılıyoruz. Ekrem İmamoğlu da doğal cumhurbaşkanı değil mi? Eğer her zaman olduğu gibi yine CHP, AKP’ye can suyu olmazsa eğer evet. Her zaman olduğu gibi, kazanıyoruz sarhoşluğuyla kafayı sandığa toslamazlarsa eğer evet.

Yine tüm bunlar olurken, cambaza bak oynanırken, sahne arkasında dönen dolaplara dikkat edin. Çözüm Süreci ihanetini, Kanal İstanbul’u, İklim Kanunu’nu ve daha nicelerini el altından, el birliğiyle bu millete yutturmasınlar.

Yarın 23 Nisan! Millî Egemenliğimizin, Millet Hâkimiyetinin tescillendiği günün 105.yıldönümü… Bayramımız kutlu olsun!Bu yurdu ve bu günü bizlere bahşeden Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimize rahmet diliyorum.

Sırrı Süreyya’ya “geçmiş olsun” deme sırasına girenlerin sayısı da bu kadar fazla iken “cumhuriyetin hıyrını” ne kadar gördüklerini bu anlamlı günde bir kez daha görüyoruz.

Yukarıda eklemeyi unutmuşum,siz unutmayın, 1950’de “Yeter, söz milletindir” diyerek iktidara gelenDemokratlar, daha sonra Tahkikat Komisyonu’nu kurmuşlardı.

Kalın sağlıcakla!