İSLAMDAN İLME 2
Evet dünkü yazının devamı. İslamın ilme bakışı.
Şu halde hakkındaki bilgilerimizi asla Nihai olmadığı bu gerçek karşısındaki tutumumuzda ancak onu bize kendisini izah ettiği kadarıyla vr O nun ver olduğuna iman ve şehadet etmek olabilmektedir.
İlim adamlarının bilginin müsaadesi oranında gerçeği kavramaları O nun hüviyeti ve özü cihetiyle değil. Fakat olsa olsa izhar ettiği eserleri ve mahiyetleri cihetiyledir. Gerçeğin hüviyeti ve özü akıl ve mantık yoluyla elde edilen bilgininde o bilginin kullandığı araçlarında ötesinde ve erişilmez olarak kalmaktadır. İşte vicdan ve izan sahibi bir ilim adamının aklı erişemediği ve kuşatamadığı bu gayb alemi karşısında kendisinin ne her şeyi anlamaya kadir ve nede bir ilah ilah olduğunu idrak eder. İmana teslim olur iman ile tamamlanır.
Deki göklerde ve yerde gaybı ALLAHTAN başka bilen yoktur. Nemi süresi ayet 65. İnsanlar ALLAHIN ilminin ilminden ancak onun müsaade ettiği kadar kuşatırlar bakara süresi ayet 255.
Kısacası özetlenirse 1. Pozitif ilimlerde aslında tıpkı din gibi bir takım imanı umdelere dayanmakta fakat dinden konu ve metod bakımından ayrılmaktadırlar.
- Pozitif ilimlerin inceleme alanına giren olayların ardındaki gerçeğin özüne ilim yoluyla erişmek mümkün değildir. Yapılabilen sadece gerçeğin var olduğuna iman etmektir. Ancak bu iman körü körüne veya taklidi bir iman değil aklın rehberliğinde idrakle erişilen bir imandır. Bu münasebetle idrak sahibi bir alim olan Albert Einstein in dinsiz ilim topal ilimsiz din ise kördür. Sözüyle ilim ile din arasındaki rabıtaya veciz bir şekilde dikkati çekmiş olduğunu kayda değer bulmaktayız.
Türk ve İslam bilim adamların ilimlerine ve bilgilerine karşı çıkan Avrupa ilim adamlarının yıllar sonra haksız olduklarını anladıktan sonra Türk ve islam bilim adamlarının eserlerini alarak faydalanmışlar.