ÇİFTÇİLİK BİTİYOR:’ARTIK VAAT VE NUTUKLARLA GEÇİŞTİRİLEMEZ DURUMDAYIZ!

Süleymanpaşa Ziraat Odası Başkanı İmdat Saygı, “Acil önlem alınmazsa 14 Mayıs Çiftçiler Günü’nü eskiden çiftçilik yapanları anmak için kutlayacağız” diyerek, artık vaat ve nutukla geçiştirilemeyecek durumda olduklarının altını çizdi.
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla Tekirdağ Valiliği önündeki Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu. Törende konuşan Süleymanpaşa Ziraat Odası Başkanı İmdat Saygı, çiftçilerin yaşadığı sorunları dile getirerek, “Ülkemizde çiftçiliğin ve kırsalın hali içler acısı bir durumda” dedi.
‘Acil ve köklü tedbirler şart’
Çiftçiler gününün artık nutuklar ve vaatlerle geçiştirmenin bir anlamı kalmadığını söyleyen Saygı, “Eğer acil ve köklü tedbirler alınmazsa, yakın gelecekte ülkemiz adına bu günü sadece eskiden çiftçilik yapanları anmak için kutlayacağız” mesajını verdi.
‘Çiftçiliği bırakmalarına üzülerek şahit oluyoruz’
Çiftçilerin her geçen gün biraz daha yoksullaştığına ve çiftçiliği bıraktığına üzülerek şahit olduklarını aktaran Saygı, “Bu durum özellikle genç çiftçilerimizi kırsal kesimden göçe zorlamaktadır. Toprağa bağlılığımız her geçen gün azalmakta, atalarımızdan miras kalan bu kutsal mesleğimiz yok olmaktadır. Üretim maliyetlerindeki fahiş artışlar, iklim krizinin etkileri, yeterli desteklerin olmaması ve köklü politika eksiklikleri, çiftçilerimizi adeta çaresiz bırakmıştır. Mazot, gübre, ilaç fiyatlarındaki akıl almaz zamlar, bir avuç tohumun bile altın değerinde olmasına neden olmuştur. Küresel ısınmanın son yıllarda daha da hissedilir hale gelmesi, geleneksel tarım yöntemlerini işlevsiz kılmaktadır. Sel, dolu, don, kuraklık ve fırtına gibi doğal afetlerin artan sıklığı ve şiddeti, tarımsal üretimde ciddi ürün kayıplarına yol açmakta, aynı zamanda yeniden ekim, hasat ve altyapı onarımı gibi ek maliyetleri artırarak üretim giderlerini yükseltmektedir. Bu durum, tarım sektörünün ekonomik sürdürülebilirliğini zayıflatmakta; küçük ve orta ölçekli işletmeler başta olmak üzere üreticilerin finansal dayanıklılığını olumsuz etkilemektedir” diye konuştu.
‘Yağış olmazsa buğdayda önemli bir verim kaybı yaşanacak’
Nisan ayında yaşanan zirai donun bağ ve meyve ağaçlarında ciddi zarar ve buğdayda da kısmi verim kayıplarına yol açtığını ifade eden Saygı, “Önümüzdeki günlerde ciddi bir yağış almadığımız takdirde buğdayda önemli bir verim kaybı kaçınılmazdır. Ülkemizin temel tarım ürünlerinden biri olan buğday, hem çiftçimizin geçim kaynağı hem de Türkiye’nin gıda güvenliği açısından stratejik bir üründür. Üreticilerimizin önlerini görebilmesi, ekim ve hasat planlamalarını sağlıklı şekilde yapabilmesi ve girdi maliyetlerini karşılayabilecek bir gelir seviyesine ulaşabilmesi için, 2025 yılı buğday taban alım fiyatı, hasat öncesinde açıklanmalıdır” dedi.
‘Taban fiyat 15 lira olmalı ve hasat öncesi açıklanmalı’
Buğday üretiminin sürdürülebilirliği açısından belirlenecek taban fiyatın, üreticinin alın terini korurken aynı zamanda iç piyasada fiyat istikrarını sağlayacağını ve dışa bağımlılığı azaltacağının altını çizen Saygı, “ Bu kapsamda, 2025 yılı buğday taban alım fiyatının, mevcut üretim maliyetleri, enflasyon oranı ve çiftçinin refah payı göz önünde bulundurularak en az kilogram fiyatı 15 TL olmalıdır. Zengin toprakların yoksul insanları olmayı hak etmiyoruz. Karamsar değil umutluyuz. Umudumuz, tarımsal zenginliğimiz ve çiftçilerimiz. Tüm zorluklara, engellere rağmen üreten çiftçilerimizi bir gün değil her gün ayakta alkışlamalıyız. Bu vesileyle, toprakla emeği buluşturarak bizlere bereket sunan tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor, bol kazançlar diliyorum” ifadelerini kullandı.
Elçin Yıldıral