SHP Yeniden…?

Türkiye’nin yoğun siyasi gündemine geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklendi: SHP’nin tekrar açılması. CHP’nin son yerel seçimlerde elde ettiği başarı sonrasında böyle bir girişimin olması açıkçası kafalarda soru işareti yarattı. SHP, 1995 yılında kendi içinden çıkan CHP ile birleşme kararı almış ve kendisini feshetmişti.

Bu yeniden açılma haberlerinin ardından SHP’nin son genel başkanı Murat Karayalçın, SHP’nin tekrar açılması ile ilgili “Bu haberin başlığı ‘SHP yeniden kuruldu’ olmamalı. Çünkü yasal bir ölçü var mı yok mu bilmiyorum ama siyasi ahlâk açısından kendi varlığına son vermiş bir partinin yeniden canlanması son verme kararını veren delegelerin yeniden açılma kararını vermesi ile mümkün olur. 1995 Şubat ayında Sosyaldemokrat Halkçı Parti kurultayında SHP’li delegeler partinin CHP çatısında birleşme kararını almışlardı. SHP’yi temsil edenler son gelen başkan olarak benim ve o kurulayın delegeleridir. Benden ya da delegelerden böyle bir girişim gelmediğine göre, yeni kurulan partiyi ‘SHP yeniden kuruldu’ diye adlandırmak son derece yanlış.”

“Benimle kim görüşmek isterse görüşürüm. Onlara da bu cevabımı veririm. Bu son derece yanlış. Cumhuriyet Halk Partisi iktidara yürüyor. Birkaç ay önce müthiş bir seçim başarısı elde ettik. Şimdi sosyal demokrat solda yeni bir parti girişimi bunu sekteye uğratmaktır. Daha dün Fransa’da sol partilerin birlikteliğinin neleri elde ettiğini hep birlikte gördük. Böyle bir ortamda Cumhuriyet Halk Partisinin bölünmesi anlamına gelen bir girişimi uygun görmem. Benimle konuşmak isteyenlere yanıtım budur.” şeklinde bir açıklama yaptı.

Ben tüm bu açıklamalar ve iddiaların ardından Tekirdağ’da SHP dendiğinde akla gelen ilk isimlerden olan Av. Güneş Gürseler ile görüştüm. Gürseler, 18.Dönem’de SHP Tekirdağ Milletvekilliği yapmış ve basın tarafından “Erdal İnönü’nün Prensi” olarak adlandırılmıştır. SHP’de milletvekilliğinin yanı sıra il başkanlığı, genel sekreter yardımcılığı ve başbakan başdanışmanlığı yapan Güneş Ağabey bana şu açıklamalarda bulundu:

“Türkiye’nin bugün yaşadığı siyasi ortam, yeniden parti kurulmasına, hele sol kesimde yeniden parti ve partiler kurulmasına ihtiyaç gerektiren bir ortam değil. Kaldı ki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde sağ ve sol kesimde kurulan partilerin vatandaş önünde hiçbir değeri, albenisi olmadı. Şimdi CHP, Türkiye’de birinci parti durumuna gelmişken böyle SHP adını kullanmaya kalkmak hiçbir işe yaramaz. Bir şey olacağına değil kafa karıştırıyor. İnsanlar televizyonda oturup saatlerce bunları yorumluyorlar. İlgisi olmayan insanlar gündeme getirilmeye çalışılıyor.

Eğer temelde bir SHP-CHP, o durumlar konuşulacak olsaydı SHP kapatılıp CHP’nin bu şekilde açılması sağlanmaz ve 1994 seçimlerine üçe bölünmüş SHP-CHP-DSP bölünmüşlüğüyle büyükşehirleri AKP’ye teslim edip bugünkü sürecin başlamasına imkân tanınmazdı. O zaman bu işi görmeyen arkadaşlar maalesef yanlış yaptılar. Ama şimdi bu ismi geçen kişileri de hiç tanımıyorum. Yani abesle iştigal.”

SHP’yi yeniden kurduran ismin Kılıçdaroğlu olduğu iddiaları ile ilgili de “Kemal Bey bu yanlışı yapmaz, yapmamalıdır. Yaparsa önceki yanlışlarına bir yenisini eklemiş olur.” dedi.

CHP’nin son seçimde birinci parti olmasının altını çizen ve iktidar yürüyüşünün başladığını dile getiren Güneş Gürseler, İngiltere ve Fransa’dan örnek vererek “İngiltere seçimlerinin sonucunu gördük, Fransa’yı gördük… Bütün aşırı sağ güçlere karşı Fransa’da insanlar ikinci turda her şeyi unutup birleştiler ve ülkeyi rahata kavuşturdular. Seçmenlerin yaptığı şenlikleri görüyoruz, izliyoruz. Aynı şey dediğim gibi İngiltere’de de oldu.  Biz Türkiye’de CHP’nin birinci parti olmasıyla bunu sağlamıştık. Bunu devam ettirmek lazım.” dedi.

12 Eylül’de kapatılan CHP’nin tekrar açılma sürecini anlattı. “12 Eylül’ün kapattığı partilerin yeniden açılması sürecinde ben sürekli karşı çıkmıştım buna. Maalesef Erdal Bey istiyor diye Demirel bu işi kabul etti. Ama Demirel, “Adalet Partisi, Doğru Yol’da devam ediyordur” deyip Genel Kurul topladı, Adalet Partisi’ni Doğru Yol’da devam ettirdi. Biz onu yapmadık ve az önce söylediğim duruma geldik. Asıl yanlış o zaman yapıldı ve hâlâ da acılarını çekiyoruz.” dedi.

Güneş Gürseler sosyal medya hesabında da konuyla ilgili “İşgüzarlık yapmayın; eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı.” şeklinde bir paylaşım yaptı.

…

SHP’nin kurucularına baktığımızda herkesin bildiği, tanıdığı bir isim de yok. Ne kadar etkili ve güçlü olabilecekler? Eğer SHP 2024 Haziranı’nda değil de Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında tanınan ve güçlü isimler tarafından tekrar açılsaydı veya kurulsaydı belki anlaşılabilirdi. Ama bugünkü ortamda kurulması doğal olarak tepkilere sebep oldu. Elbette soldaki bu bölünmelerin Güneş Ağabey’in de dediği gibi bugünümüzde çok büyük payı var.

Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de CHP içerisinden doğmuş Memleket Partisi ve İyi Parti içerisinden doğmuş Zafer Partisi oy bölmekle suçlanmıştı. Oy bölmenin olmadığı 50+1 sisteminin geçerliği olduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu olmadı. Suçlamalar oldu ama bu partilerin sonuçta etkileri olmadı. Kaldı ki kendilerine de bir etkileri de olmadı. Zafer Partisi ve Memleket Partisi, bırakın adaylarının cumhurbaşkanı seçilmesini, maalesef ki iktidara dahi gelemediler. Muharrem İnce kendisine yapılanlar sonucunda adaylıktan çekildi. Lakin Memleket Partisinin bugün gelinen noktadaki hâlinin sorumluluğu Genel Merkeze aittir. Meclise giremediler, yerel seçimlerde başarısız oldular evet ama her şeyden önce maalesef ki ilk başta aldıkları desteği yönetemediler ve koruyamadılar. Sonrasında ne olacağını hep birlikte göreceğiz.

Lâkin son yerel seçimlerde CHP birinci oldu, iktidar partisi AKP’yi geride bıraktı. Bunda Yeniden Refah Partisi’nin de çok büyük payı olduğu aşikâr. Eğer Yeniden Refah olmasaydı belki de bu tablo ile karşılaşmayabilirdik. SHP de bu tarz bir rol oynayabilir mi?

SHP, şimdilik kuruldu ya da yeniden açıldı. CHP’nin yeni genel başkan seçmesi ve son seçim zaferinin ardından içerisinde bulunduğumuz süreçte iktidara talip olduğu çok net. SHP bu süreçte nasıl bir konumda yer alacak, hangi politikaları ve tutumu izleyecek, sergileyecek göreceğiz.  Şimdiden görülüyor ki, “saray tarafından kurduruldu, oy bölecek vs.” gibi iddialara muhatap olacağı ortada. Ne olduğunu, niçin tekrar buna ihtiyaç duyulduğunu ise yakında göreceğiz. Ki bu konuda açıklamalar da yapıldı ama ben şahsen tatmin olmadım.

Bize bu süreçte Erdal İnönü’nün deyişiyle “aslan sosyal demokratlara” başarılar dilemek düşer. Üzerine alınanlara elbette…

Bozkurt İşareti

 Demek ki neymiş? Bir millete mâl olmuş bir simgeyi, kendi partisinin simgesiymişçesine sahiplenmekle olmuyormuş. Demek ki neymiş?  Gerçekten de değerlerimize en büyük zararı, o değerleri en çok kendilerinin savunduklarını iddia edenler veriyormuş.

Kalın sağlıcakla…