DEĞİRMENALTI MODERN BİR GÖRÜNÜME KAVUŞTURULABİLİR
Tekirdağ’ın merkez ilçesi Süleymanpaşa’nın Değirmenaltı Mahallesi’ni seviyorum. Emekli iki insan olarak zaman zaman eşimle birlikte oraya gidip cadde üzerinde turluyor, kafelerden birinde oturup, çay içip bir şeyler yiyoruz.
Üniversiteli gençlerin cıvıl cıvıl halleri bize mutluluk veriyor, yaşam sevincimizi artırıyor. Orada üniversiteye gittiğim yılları hatırlıyor, o gençlik günlerine özlem duyuyorum.
Geçtiğimiz Pazar günü akşam da değişiklik olsun diye yine eşimle birlikte Değirmenaltı’na gittik.
Çünkü kış yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Havalar soğuyor. Sahilde yürüyüş yapmak da bir yere kadar. Her gün aynı yerleri görmek ruhumuzu sıkıyor.
İnsanın gözü farklı yerler, farklı şeyler görmek istiyor. Süleymanpaşa maalesef ki bu konuda çok yetersiz. Gidecek gezecek yer pek fazla yok. Boş zamanlarınızda ya sahilde turlayacak ya da AVM’ye gidip mağaza mağaza dolaşacaksınız.
Değirmenaltı’na gidip, yan sokaklardan birine arabamızı park ettikten sonra ana caddede biraz yürüyüş yapmak istedik.
Hafta sonu olduğu için ana cadde ve cadde üzerindeki kafe ve restoranlar daha da kalabalıktı.
Her yer Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerle doluydu.
Gençlerin yarattığı hareketlilik hoşumuza gitti. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in adını taşıyan caddeyi boydan boya yürüyüp, tekrar dönüp, bir kafeye oturduk.
Yürüyüş sırasında dikkatimi çeken ilk şey her gün binlerce öğrenci ve sivil vatandaş tarafından kullanılan yaya kaldırımlarının bakımsızlığıydı. Kaldırım taşları kırık dökük, kimileri de yerinden çıkmıştı. Yürümek oldukça zordu. Dikkat etmeden yürüyenler aniden yere kapaklanıverirdi.
Ayrıca cadde kenarına park eden araçlar, motosikletler ve diğer bazı şeyler yürümeyi zorlaştıran etkenlerdendi.
Tabii o kadar kalabalık bir caddeyi kullanan kişilerin, kaldırımlarda oluşan izdihamdan dolayı birbirlerine yol vermeden karşılıklı geçiş sağlaması da bazen mümkün olmuyordu.
Binlerce üniversite öğrencisinin tek ya da arkadaşlarıyla birlikte dolaştığı, oturup sohbet ederek dinlendiği böyle bir yerin bana göre modern bir düzenlemeye ihtiyacı var.
Çünkü burada aynı zamanda çok sayıda otel, pansiyon ve özel öğrenci yurdu bulunuyor. Bu durum cadde üzerindeki kalabalığı daha da artırıyor.
Bu nedenle birçok kentimizde örnekleri olduğu gibi Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Caddesi’nin sürekli ya da belli gün ve saatler araç trafiğine kapatılmasının çok iyi olacağı fikrindeyim.
Örneğin sabah saat 10:00’dan akşam saat 22:00’ye kadar bu cadde araç trafiğine kapatılıp, yol ve kaldırım da daha güzel bir görünüme kavuşturulursa süper olur.
Mesela ana caddeye Arnavut taşları döşenip, kaldırım taşları yenilenip, yürüyüşe engel olan fazlalıklar da kaldırılırsa hem görüntü güzel olur hem de insanlar daha rahat hareket eder.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi oradaki esnaf ve mahalle sakinlerinin de görüş ve fikirlerini alarak, toplu taşıma olayının aksatılmadan yürütülmesi koşuluyla böyle bir uygulamayı hayata geçirirse hem esnafın hem de üniversitelilerin çok mutlu olacağını düşünüyorum.
Ayrıca her şehrin akılda kalıcı olmasını sağlayan, gezilip görülmek istenen, fotoğrafların çekildiği, vitrin niteliğinde semtler, caddeler ve objeler vardır. Değirmenaltı neden böyle bir yer olmasın…