EŞEĞİN TÜRKÜSÜ
Mevlânâ ne güzel söylemiş:
“Anlat, hikâyen derman olsun
Anlat, canlara merhem olsun
Ünlü düşünür, öykülere gereken değeri vermeyenleri Mesnevi’de şöyle uyarır:
-Bunları “masal” deyip küçümseme! Hikâyeler, bizim halimizin kendisidir. Dikkat et!
Sözü daha fazla uzatmadan, çağların hocası Mevlânâ’dan güzel bir öykü aktararak, siz değerli Trakya Demokrat okurlarına bir “merhaba” diyeyim.
X X
Yabancı bir adam, yolu üzerindeki bir kasabanın hanında gecelemeye karar verir. Eşeğini hancının çırağına teslim edip odasına çekilir. Bir süre sonra, o gece orada konaklayan diğer müşterilerin neşeli seslerini duyar. Ne olup bittiğini anlamak için kapıya çıktığında, diğer müşterilerden yemek daveti alır. Çok sevinir. Hemen aşağıya iner ve masaya kurulur.
Sofradaki herkes neşe içindedir. Çünkü yabancı, bedava bir ziyafete çağrıldığından, diğerleri ise yabancının eşeğini satıp para bulabildiklerinden dolayı mutludurlar. Yemekler gelir, büyük bir iştahla yenir. Tatlılardan sonra saz çalıp eğlenmeye başlarlar. Yabancı, bu saz faslını çok sever. Özellikle “Eşek gitti” türküsüne bayılmıştır.
Bu arada hancının çırağı yabancının yanına birkaç kez gelip gider. Amacı, eşeğinin kendisinden habersiz yürütüldüğünü bildirmektir. Ancak bu haberi vermeye bir türlü fırsat bulamaz. Gecenin ilerleyen saatinde tüm müşteriler yavaş yavaş odalarına çekilirler.
Sabah olur, yabancı kahvaltısını yapar. Ancak yola çıkmak için eşeğini almaya gittiğinde, zavallının yerinde yeller estiğini görür. Öfkeyle hancının çırağını sorguya çeker. Çırak:
– Diğer müşteriler birlik olup üzerime saldırdı. Onlarla başa çıkamadım.
Yabancı bu cevabı inandırıcı bulmaz:
– Diyelim ki eşeğimi, biricik varlığımı senden çaldılar ve benim gibi bir yoksulun kanına girdiler. Peki, sen niçin yanıma gelip “Ey zavallı, eşeğini sattılar, korkunç bir zulme uğradın.” demedin! Eğer söyleseydin eşeğimi olmasa da, parasını onlardan geri alırdım. Ama şimdi hangi birini bulayım? Her biri bir tarafa dağıldı. Seni şimdi kadıya götüreyim de cezanı çek!
Çırak:
– Vallahi kaç kere geldim; sana bu işleri anlatmak istedim. Fakat sen de, neşe içinde “Eşek gitti, eşek gitti!” deyip duruyordun. Hatta bu nameyi hepsinden daha zevkli söylemekteydin. Ben de “Demek ki o da eşeğin satıldığını biliyor, bu işe razı; arif bir adam” deyip geri döndüm.
X X
NOT: Birilerinin türkülerine eşlik ederken artık dikkat ediyor, eşeğimi yürüttüler mi, diye kontrol ediyorum.
Hoşça kalın…
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.