HAYATTAN KEYİF ALMAK GEREK
Şimdi şurada bir şömine olsa daha doğrusu köydeki evimizdeki gibi odanın bir köşesinde devamlı ateş yanan bir ocak…
Tavada kestane pişirsek, odunun külüne tatlı patates gömsek.
Köyde tatlı patatesi de yemeklik patates gibi kendimiz yetiştirirdik. Ocakta yandan odunların kızgın külüne gömerdik. Ağır ağır pişerdi orada. Ne de tatlı olurdu.
Geçen gün marketten bir kilo almıştım. Evdeki fırında pişirdim. Biraz soğuduktan sonra kabuklarını soyup dilimledim.
Patates desem değil kabak desem hiç değil. Ne tadı var ne tuzu. Yavan mı yavan. Rengi bile bir tuhaf…
İnsan hasta olunca da canı bir şey istemiyor. Önce eşim grip oldu sonra da ben.
Grip mi soğuk algınlığı mı belli değil. Aynı marketten aldığım tatlı patates gibi…
Geçen gün evde oturmaktan sıkıldım biraz yürüyeyim dedim.
Bir haftadan beri yağmur yağıyor zaten. Ona bir de rüzgar eşlik ediyor. Sokaklar ıslak ve ağaçlardan dökülen yapraklarla dolu. Temizlik işçisi her gün gelip süpürüyor.
Yürüyüşten dönerken içimden, “Boşuna süpürüyorsun kardeşim. Yine dökülecek” demek geçti. Sonra “kimsenin işine karışma” dedim, kendi kendime. Adam süpürmez, sonra da çalışmıyor diye amirleri kızar. Onun işi süpürmek zaten.
Tekirdağ sahili iyi hoş da rüzgar, fırtına olunca işin tadı kaçıyor.
Atatürk Bulvarı boyunca yürüyüp, Yelken Kulübü’nün oraya kadar geldim. Bir kilometre kadar yürümek beni kesmemişti. Devam ettim.
Sahil kalabalıktı. Güneş vardı. Fakat hava rüzgarlıydı. Hem de iyi bir rüzgar. Denizden esiyor ve yüzüme çarpıyordu.
Montumu giymiştim. Başımda da spor şapka vardı. Ama Barış ve Özgürlük Parkı’na kadar soğuk rüzgarı yedim. Dönüşte etkilenmemek için yolun karşı tarafına geçtimse de fayda etmedi. Bu defa da sol tarafım rüzgardan kısmetini aldı.
Elimle kulağımı kapatsam da soğuk rüzgar alnıma ve yüzüme vurup, sinüzitimi azdırdı. Şimdi alnımın ortası sızım sızlıyor.
Sağlık bu hayatta çok önemli bir olay. Ayaktayken, gücümüz varken “bana bir şey olmaz” dememeli insan. En küçük bir rahatsızlık yatak döşek yatırıyor adamı.
Bu arada fiziksel olduğu gibi ruhsal sağlık da çok önemli tabii. İnsan hem kişisel olarak hem de içinde yaşadığı toplumda moral değerlerini yükseltecek şeyler arıyor. Bu anlamda aile, dost arkadaş ve iş ilişkileri de çok önemli.
Tabii bir de taraftarı olduğu takımın başarısı.
Fenerbahçe son günlerde üzüyor bizi. Ama ümidi kesmemek gerek. Önemli olan centilmence mücadele edip, insanlara spor değeri yüksek keyifli maçlar izletmek. Bu herkes için her takım için geçerli.
Asıl mesele hayattan keyif alabilmek. Almayı başarabilmek. Gerisi boş…
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.