HÜKÜMETİN MAAŞ ZAMMI BAHANESİ HAZIR
Birleşik Kamu-İş Tekirdağ İl Başkanı Rıdvan Dırak, Kamu Tasarrufu Tedbirleri Paketi’nde kamu çalışanlarının kazanılmış sosyal ve ekonomik haklarını geriye götürecek içeriklerin bulunduğunu belirtti. Bu paket ile iktidarın lüks ve şatafattan vazgeçmediğini dile getiren Dırak, “Dertleri emekli ve memura yapılacak olan zam oranlarını düşük tutmak” dedi.
Açıklanan Kamu Tasarrufu tedbirlerine tepkiler gelmeye devam ediyor. Birleşik Kamu İş Tekirdağ İl Başkanı Rıdvan Dırak, faturanın yine halka ve kamu emekçilerine kesildiğini belirtti. Paket içeriğinde kamu çalışanlarının kazanılmış sosyal ve ekonomik haklarını geriye götürecek maddelerin bulunduğuna dikkat çekti.
İktidarın yandaşlarına para aktarmaktan, lüks ve şatafattan vazgeçmediğini ifade eden Dırak, “Bu paket içeriğinde bulunan kamu çalışanlarının kazanılmış sosyal ve ekonomik haklarını geriye götürecek adımlarla dolu” dedi. Paketin içeriğinde yer alan maddelere dikkat çeken Dırak, kamuda personel servis hizmeti toplu taşıma olan yerlerde kaldırılacağını ancak kanunla izin verilenler yabancı menşeli araç kullanmaya devam edeceğini söyledi.
‘SERVİS HİZMETİ; TOPLU TAŞIMA DEMEKTİR’
Servis hizmetinin, toplu sözleşme ile kazanılan, Anayasa ile korunan ve kanun hükmünde olduğunu hatırlatan Dırak, servis hizmetinin toplu taşıma olduğuna işaret ederek bu maddenin yaratacağı mağduriyetleri şu sözlerde dile getirdi: “Büyükşehirlerde ulaşım sorunu her geçen gün artmaktadır. İşe gelip gitmeler saatlerce zaman alacak, yakıt masrafı artacak. Evden işe, işten eve giderken bile yorgun gidilmiş olacak. Bu durum iş verimini olumsuz etkileyecek, Trafik yoğunluğuna sebep olacak. Ayrıca engelli çalışanların da mağduriyeti artacaktır. Servisleri kaldırılan hemşireler nöbet çıkışı evlerine gitmekte zorlanacak, servislerinin kalkması ile zaten dar olan bütçelerinden ayda önemli bir meblağı da yol parasına ayırmak zorunda kalacaktır. Bir yandan bakanlar, bakan yardımcıları, danışmanları, bürokratlar, onlarca korumalar ve araçlar aile boyu savurganlık sürerken, diğer taraftan memurun servisinin kaldırılmasını ve giyim yardımının kesilmesini kabul etmiyoruz.”
‘MEMURUN BARINMA SORUNU ARTIYOR’
Mevcut sosyal tesislerin ekonomiye kazandırılması ile ilgili maddeye de değinen Dırak, bunun misafirhanelerin, kampların satılması anlamına geldiğini söyledi. “Elimizde kalan sayılı sosyal tesisleri de öncekiler gibi anlaşılan birilerine ucuz ucuz peşkeş çekecekler” diyen Dırak, enflasyona dikkat çekerek, “Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in açıkladığı son rakamlara göre açlık sınırı 19 bin 980 liraya, yoksulluk sınırı 58 bin 205 liraya çıkmış. Birçok yerde ev kiraları kamu görevlilerinin maaşlarının üzerindedir. Son yıllarda başta büyükşehirler olmak üzere tatil beldelerinde ev kiralarında meydana gelen fahiş artışlar, kamu görevlilerinin bu şehirlerde çalışmalarını imkânsız hale getirmiştir. Yüksek kiralar nedeniyle büyükşehirlerde kimse çalışmak istemiyor. Bu şehirler sürgün şehri olmuştur. Memurun barınma sorunu artarak devam etmektedir. Kamu lojman kiralarının nispeten daha uygun olması bir nebze memurun barınma sorununa çözüm olmaktadır. Lojman sayısı artırılacak yerde elden çıkarılması kamu hizmetlerini aksatacak ve verimini olumsuz etkileyecektir” diye belirtti.
PERSONEL SAYISI AZALACAK, HİZMET KALİTESİ DÜŞECEK
Kamuda yeni personel alımı emekli olana kadar ile sınırlandırılması ile ilgili ise Dırak, kamuda personel açığının had safhaya ulaştığına vurgu yaptı. “Kamuda sağlık sektöründe, eğitim sektöründe yargıda personel sayısı zaten yetersizdir. Üç kişinin yapacağı işi bir kişinin yapmasını istiyorlar, bu da hizmetin kalitesinin düşmesine, halkın mağduriyetine yol açacaktır” diye devam eden Dırak, hizmet kalitesinin de daha da düşeceğini söyledi.
Dırak, “Hastalara iki dakika değil bir dakikada arayla randevu verilecek, dersler öğretmensiz geçecek, kırk kişiye bir öğretmen durumu elli öğrenciye bir öğretmene geçecek, yargıda yıllar süren davalar daha da uzun sürelerde sonuçlanacak, icra dosyaları adliyeye sığmayacak boyuta gelecektir. Artan nüfusa mevcut personel ile hizmet vermek her geçen gün zorlaşmaktadır. Öte yandan emekli maaşlarının düşüklüğü nedeniyle kamu görevlilerimiz emekli olmak istemiyor, sağlığı elveren 65 yaşına kadar çalışmayı tercih ediyor, elvermeyen adeta sürünerek hayatta kalmaya çalışıyor” dedi.
Taşeronlaştırmaya bir an önce son verilerek memur eksiğinin acilen tamamlanması gerektiğinin altını çizen Dırak, aylık bağlama oranın da % 80’ne yükseltilerek bütün ek ödeme, seyyanen zam, tazminat ve benzeri ödemeler emekli keseneğine sayılmasını istedi.
‘DERTLERİ DÜŞÜK ZAM VERMEK’
Dırak son olarak şunları söyledi: “Geçilmeyen köprülerin, inilmeyen havaalanlarının müteahhitlerine para ödemeye devam edilecektir. Kamu personeline fotokopi kağıdı verilemeyerek tasarruf yapılacak ancak kamu emekçilerinin lojmanları satılacak, yıkılacak; yerlerine gökdelenler yapılarak yandaşa yine para aktarılacak; kamu personeline bir de kira parası yüklenecektir. Hastalara ilaç verilmeyecek ama şehir hastanelerinin müteahhitlerine milyarlar ödenmeye devam edilecektir. Bunun yanında üç sene boyunca kamu emekçilerinin maaşları TÜİK hileleri ile enflasyon karşısında daha da ezdirilecektir. Anayasanın ilk dört maddesinde bulunan sosyal devlet ilkesini bu iktidar fiilen Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi ile ortadan kaldırmış olacaktır. Öte yandan hükümet bu paketi pandemi ve deprem ile süsleyerek ajitasyon yapmaktadır. Kılıf baştan uyduruluyor.
Dertleri söz verdikleri seyyanen zammı emeklilere vermemek, 3600 Ek-Gösterge verilmesi gerekenlere vermemek, kira desteğini vermemek, giyim yardımını vermemek, memur ve emekliye TÜİK’in uydurulmuş enflasyon oranları ile düşük zam vermek için hükümet şimdiden kendine bahane yaratmıştır. 11 trilyon 89 milyar TL’lik bütçede memurun kazanılmış hakları çerez parası sayılır diyoruz! IMF bile bu kadar vicdansızlık yapmadı. Yediler bitirdiler hesabı bize ödetecekler. Kim yediyse hesabı onlar ödesin. İktidarı buradan uyarıyoruz. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak memurun; alın terinin, kazanılmış haklarının kesilmek istenmesine karşı alanlarda sonuna kadar mücadele edeceğimizi belirtiyoruz. Hükümet tasarruf yapmak istiyorsa; yandaşa, tarikat ve cemaatlere, vakıflara, müteahhitlere, saraya, faize, rantiyeye, mültecilere bütçeden oluk oluk akan hortumlardan kesmelidir.”
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.