Dolar 35,5003
Euro 36,2109
Altın 3.063,04
BİST 9.799,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 6°C
Hafif Yağmurlu
Tekirdağ
6°C
Hafif Yağmurlu
Sal 5°C
Çar 6°C
Per 7°C
Cum 9°C

KADINA ŞİDDETİN KAYNAĞINDA ZİHNİYET YATIYOR

KADINA ŞİDDETİN KAYNAĞINDA ZİHNİYET YATIYOR
10 Aralık 2024 13:02

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, kadına yönelik şiddette zihniyet dönüşümünün önemine değinerek, özellikle de kadınların kendileriyle ilgili algıları değiştirmesi gerektiğini savundu. Kadınların yasalarda eşit olduğunu ancak uygulamada sorunlarla karşılaştığına dikkat çeken Yüceer, yasaların uygulanabilmesi için güçlü bir politik iradeye ihtiyaç olduğunu söyledi.

Süleymanpaşa Kent Konseyi ve  Namık Kemal Üniversitesi Edebiyat ve Psikoloji Bölümü öğrencilerinin ortak hazırladığı  “Psikolojik Şiddet: Görünmeyen İzler”  konferansı düzenlendi.

Psikolojik şiddetin etkilerini ve farkındalığın öneminin konuşulduğu konferansta,  Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, Süleymanpaşa Kent Konseyi Başkanı Hülya Çetin, Değirmenaltı Mahalle Muhtarı Selin Denizci, Klinik Psikolog Büşra Çorak, Yazar Melike Öztürk ve Kadın Konukevi Müdürü Hamdiye Özcan konuşmacı olarak yer aldı.

Konferansta ilk konuşmayı yapan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, kadına şiddette zihniyet dönüşümünün önemine değinerek, yasaların uygulanabilmesi için de  güçlü bir politik iradeye ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.

Kadınlara yönelik ayrımcılığın ve şiddetin son bulmasını, eşit işe eşit ücretin olmasını istediklerini ifade eden Yüceer,  kadınların hala can derdinde olduğunu söyledi.

“Oysaki kadınlar, ekonomi, milli savunma gibi kadının fıtratına uygun olmadığı düşünülen alanlarda mücadele yürütmesi ve bu sesi çoğaltması gerekirken, hala ‘şiddet son bulsun’ deniliyor” ifadesini kullanan Yüceer, artık Türkiye’de bu şiddetin, bu ayrımcılığın bu cinayetin ve  hiçsizliğin ortadan kalkması gerektiğini belirtti.

‘YASADA EŞİTİZ ANCAK UYGULAMADA DEĞİLİZ’

Yasalardaki düzenlemelere değinen Yüceer, teoride eşit olduklarını ancak uygulamada eşit olunamadığını savundu.  “Maalesef kadınlarımız, kız çocuklarımız doğduğu günden başlayarak öldüğü güne kadar ayırımcılığa eşitsizliğe uğruyor. Eğitim, ekonomi başta olmak üzere aslında hayatın her alanında var olan bu eşitsizlik ile mücadele etmek gerekiyor. Kadınlar doğduğu günden öldüğü güne kadar ayrımcılığa uğrayınca kadın demek mücadele demek oluyor. Kadının belki tabiatının doğurgan olması, kendi canından can çıkarabilmesi, belki ailesine çocuğuna çevresine çok duyarlı olması, gönülden bağlı olması aynı zamanda kadınları daha direngen daha mücadeleci ve daha memleketin dertleriyle de hemhal olan bir yapıya dönüştürüyor.

Nerede bir hak mücadelesi, bir mağdur varsa kadınlar hep en önde. Kadınlar sadece kendi uğradıkları ayrımcılıklara değil, ülkenin neresinde kim mağdur olmuşsa kim istismara uğramışsa kim haksızlığa uğramışsa en önde kadınları gördüm. Mücadele alanımız yasalar değil, anayasa’da eşitiz. Ama niye ilerleme olmadı. Çünkü uygulamada sorun yaşıyoruz. Çok güçlü bir politik bir irade yok.

Meslek odalarından, partilere,  sendikalara, muhtarlık seçimlerinden her alanda pozitif önlemler özel önlemler kadınlar için olmalı. Bu mücadele eşitlendikten sonra kadın artık başarılı oluyor. Aynı fırsatlar sunulduğunda kadınlar başarılı oluyor. Sadece insan olmakla elde ettiğimiz haklarımız bir olsun. Gerisini zaten kadınlar fazlasıyla yaparlar” ifadelerini kullandı.

‘KADIN BAŞARAMADI OLUYOR’

Tekirdağ’ın  ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu dile getiren Yüceer, bunun sorumluluğunun bir başka olduğuna dikkat çekerek,  “Biz başaramayınca; Candan başaramadı olmuyor, kadın başaramadı oluyor. Ya da biz bir göreve talip olduğumuzda olabilir mi yapabilir mi? diye geçiyor akıllardan. Her şeyi analiz ediliyor. Ama bir erkek talip olduğunda güzel mi, boyu yeterli mi denilmiyor ama kadın olduğunda yukarıdan aşağı her anlamda inceleniyor, sorgulanıyor.

Hangi görevi üstlenmiş olursak olalım, kadınların başarılı olması çok kıymetli.  Bunun için belki iki kat üç kat daha çok çalışmamız gerekiyor.  İyi modeller olursak, kızlarımız için bizden sonraki nesiller için gençlerimiz için kadınlar için yol açarız. ‘O yaptıysa biz de yapabiliriz’ dedirtiriz. Bunu önemsiyorum.

Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesinin önemini de anlatan Yüceer şöyle devam etti: “Bir bağımsızlık eğer ekonomik olarak güçlendirilmezse o kaybolur. O yüzden kadının ekonomik olarak güçlendirilmesi, sadece para kazanma olarak değil, hakkını savunabilmek, kadın hakları konusunda, değiştirebilme noktasında,  yol alma noktasında temsil yeti arttırma noktasında da çok önemi var.

 

 

‘11 İLÇEDE 11 KREŞ SÖZÜNÜ HAYATA GEÇİRİYORUZ’

Kadının sorumluluğu çok, görev tanımı çok. Ev işi, çocuk bakımı, hasta bakımı, yaşlı bakımı çalışma hayatı… bunlar içinde kendine zaman ayırabilmesi, o fırsat eşitsizliğinde öne geçilebilmesi kolay değil. Eşitsizlik ortamı önümüzde her zaman engel oluşturuyor. Bu nedenle kreş ihtiyacı var. Kadınların çocuklarını güvenle emanet edebileceği kreşler lazım. 11 ilçede 11 kreş sözünü verdik. Şimdi mülkiyet sorununu çözdüğümüz yerlerde kreş yapımına başlayacağız ve sayılarını arttırtacağız.

Engelli, hasta, yaşlı bakım evleri gerekiyor. Bununla ilgili Kapaklı ilçesinden başlamak üzere yapımına başlayacağız.  Kadının becerilerini mesleki becerilerini artıracak kurslar olacak. Çocuklarını bırakabilecekleri kendine vakit ayırabilecekleri alan yaratılacak. Çocukların gelişimi için eğitimde fırsat eşitsizliğini giderebilmek adına çalışmalar hazırladık.”

‘GÜÇLÜ TOPLUM İÇİN AİLE İÇİ ŞİDDET SONA ERMELİ’

Şiddetsiz bir yaşama erişilemediğini söyleyerek sözlerine devam eden Yüceer,  “Aile hepimiz için kutsal , kıymetli , özelimiz. Ama en çok kadınlar maalesef aile ortamında en çok güven duyduğu eşinden babasından,  hatta erkek çocuklarında şiddete uğruyor, katlediliyor. Ben şunu savundum hep; eğer güçlü aile istiyorsak, sağlıklı bir toplum,  güçlü bir Türkiye istiyorsak öncelikle aile içi şiddetin son bulması gerekiyor. Bu ortamda yetişen çocuklar sağlıklı olur mu? ‘Güçlü Türkiye, büyük Türkiye diyoruz’  sizce olur mu? İşimizi gücümüzü bırakıp bununla ilgili çalışmamız lazım. Asıl güçlü ve büyük Türkiye idealimizi o zaman gerçekleştirebiliriz. Toplumun yarısı kadınlar. Dünyanın yarısı kadınlar. Dünyanın yarsını oluşturan kadınların ekonomilerinin olmadığı, sürekli şiddet gördüğü güçlenemediği bir ortamda nasıl bir sağlıklı bir toplum ve gelecekten bahsedebiliriz.

‘KADINLAR KENDİLERİYLE İLGİLİ ALGILARI DA DEĞİŞTİRMELİ’

Kadınların kendileriyle ilgili algılarının da değişmesine ihtiyaç olduğunu dile getiren Yüceer şunları söyledi:  ‘o saatte ne işi var’ aman o da sussaymış’ gibi cümleler ile çok karşılaştık. Ama en kötüsü kadınlar da bu cümleleri kuruyoruz.  Bizim kendimizle ilgili algılardan da başlayarak bir değişime ihtiyacımız var. Dilimizi değiştirmek zorundayız. Dil çok önemli. Şiddeti amasız fakatsız lakinsiz kesinlikle kabul etmemeliyiz. Bu işin ardında zihniyet yatıyor. Bir zihniyetle  mücadele ediyoruz. Kaynağı ve çözümü zihinsel dönüşümde.”

‘YILACAK DEĞİLİZ’

Yüceer son olarak, çok ağır yasalara ve uygulamalar gerektiğine vurgu yaparak,  İstanbul sözleşmesi ilk kez toplu olarak yaptırım gücü olan bir uygulamaydı. Akabinde 6284 sayılı aileyi koruyan kanun çok önemliydi. Ancak  yılacak değil kadınlar, pes edecek değiliz.”  /ELÇİN YILDIRAL 

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Haberler