KUYUMCU’NUN YANITLARI
Yaşlı esnafın biri, kuyumcu olan komşusunun dükkânına gider:
-Komşu, altın tozu tartacağım. Terazini versene.
Kuyumcu, komşusuna beklenmedik bir yanıt verir:
-Canım dedem, bende süpürge yok.
-Alayın zamanı değil. Ver şu terazini.
Kuyumcu, yanıtlarıyla mantık kurallarını daha da zorlar:
-Ama bende kalbur da yok.
Komşu esnaf, sinirden bastonunu yere vurur:
-Yeter yahu! Ben senden ne süpürge ne de kalbur istedim. Neden lafı döndürüp duruyorsun? İnsan bunca senelik komşusuna böyle saygısız cevaplar verir mi? Yoksa sağır mı oldun?
Kuyumcu, yumuşak bir sesle komşusuna durumu açıklar:
-Elbette sağır değilim. Ama sen epeyce ihtiyarladın. Elin, ayağın artık eskisi gibi değil. Şimdi altın tozlarını titreyen ellerinle tartarken yerlere döktüğünde gelip benden süpürge de isteyeceksin. Daha sonra da altın parçalarını tozlardan ayırmak için kalbura ihtiyaç duyacaksın. Ben bu işin sonunu önceden gördüğüm için seni uyarıyorum. Sen önce bunları bul, ondan sonra terazi için bana gel.
X X X
Gerçekten de sosyal hayat içinde, eğitimli, bilinçli insanlar, yolun sonunu gördüklerinden bazen göremeyenler tarafından suçlanırlar. Gelişime açık, aydın fikirli milletler ise geleceği görebilen, öngörüsü yüksek kişilere büyük değer verdikleri için daha kolay kalkınırlar ve diğer milletlerin çekim merkezi olurlar.
Hoşça kalın…
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.