ÖĞRETMENLER ÖMK’YA KARŞI BİRLEŞTİ: İTİRAZ ETMEYEN, TEBLİĞCİ ÖĞRETMEN İSTİYORLAR!
Öğretmenlik Meslek Kanununun Meclis’te yeniden görüşülmeye başlanması üzerine eğitimciler biraya gelerek, AKP’nin’ kendi memurunu yaratma projesi’ olarak nitelediği düzenlemenin geri çekilmesini talep etti.
Eğitim sendikalarının ‘öğretmeni yok saydığı’ gerekçesiyle karşı çıktığı Öğretmenlik Mesleği Kanunu(ÖMK) görüşülmek üzere yeniden Meclis’e getirildi. Eğitimciler, ‘AKP’nin kendi memurunu yaratma projesi’ olarak nitelediği düzenlemenin geri çekilmesi talebini bir kez daha yineledi.
Tekirdağ’da Eğitim İş, Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sen, Teç-sen ve Öğretmen Sendikası Tekirdağ Şubeleri’nin ortak düzenlediği basın açıklamasında, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığının altı çizildi.
EĞİTİM İŞ: ‘DİPLOMAMIZ YOK SAYILIYOR’
Hasan Ali Yücel Meydanı’nda gerçekleşen basın açıklamasını Eğitim İş adına İmdat Yılmaz gerçekleştirdi. Bir öğretmenin gerçek gücünün öğretmene verilen değer olduğunun altını çizen Yılmaz, yıllarca anayasa ve yasalarda belirlenen, bin bir zorlukla mücadele ederek öğretmenlik mesleğine adım atan öğretmenlere bu kanunla ‘sen öğretmen olamazsın’ denildiğinin altını çizdi. Yılmaz, “12 yıl eğitim görecek, ardından üniversite okuyacaksın, birçok uygulamayı geçeceksin, diplomayı alacaksın ama yetmez öğretmen olabilmen için bir de KPSS’yi kazanacaksın. Bu da yetmeyecek akademiye alınacaksın, çünkü iktidar böyle istiyor. Eğitim Fakültesi mezunuysan 10 ay, değilsen 14 ay hazırlık eğitim alacaksın, sana asgari ücret kadar harçlık verilecek, sağlık sigortan yatırılacak ama sigortalı bir çalışan olamayacaksın” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
ÖMK ile öğretmenin diplomasının yok sayıldığını vurgulayan Yılmaz, bu kanunun öğretmenleri bir kursiyer seviyesine indirgediğini fakat onlara memurlardan daha ağır disiplin cezaları uygulanmasının öngörüldüğünü söyledi.
Yılmaz son olarak şunları söyledi: “Unutmayın’ itiraz etmeyen, sessiz kalan tebliğci öğretmenler istiyorlar. Ama biz cumhuriyetin öğretmenleriyiz. Öğretmenlere yapılan saldırı,tüm topluma yapılan saldırıdır.”
EĞİTİM SEN: ‘ARTIK SON NOKTAYA GELMİŞ BULUNUYORUZ’
Eğitim Sen adına açıklama yapan Özgün Lebe de atanamayan öğretmen sorununa dikkat çekerek, “Bu ülkede tam 510 gündür öğretmen ataması yapılmıyor. 510 gündür bu ülkede bir öğretmen yeni görevine başlayamadı” dedi.
Tasarruf tedbirleri, mülakatlar gibi düzenlemelerin sadece kendilerine uygulanan kavramlar olduğunu dile getiren Lebe, “Okullarda temizlik personelleri yeteri kadar görevlendirilmiyor. Öğretmenler, veliler okulları temizlemek zorunda kalıyor. Bunlar öğretmenlik mesleğinin ve okulların ne kadar itibarsızlaştırılmaya çalışıldığının bir göstergesidir. Artık son noktaya gelmiş bulunuyoruz” diye konuştu.
Lebe şöyle devam etti: “Artık sırtımız duvara dayanmıştır, geri adım atacak tek bir adım dahi kalmamıştır. En ağır şartlarda çalıştırılırken, en ağır disiplin suçları bizlere uygulanırken, hala üstümüze gelinmektedir. Biz öğretmeniz, ders veririz. Bugün 1 milyonu aşan öğretmen sayısı var. 26 milyon öğrenci var. Bugün bir öğretmenin sözü Türkiye’de her eve girmektedir. Bu kadar itibarlı olan kutsal sayılan meslek her geçen gün Bakan’ın yapmak istedikleriyle itibarsızlaştırılıyor. Bu elindeki güç alınmak isteniyor. Buna karşı duruyoruz. Bu meslek CİMER sistemi ile veli baskılarıyla daha fazla geriye gidecek noktada duramaz”
ÖĞRETMENLER TALEPLERİNİ AÇIKLADI
Ortak basın metninde talepler ise şu şekilde aktarıldı:
Unvan Ayrımı Kabul Edilemez: Uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları, görevde herhangi bir yetki farklılaştırması olmadan korunmuştur. Meslek kıdemi esas alınarak yapılan ücret düzenlemesi, tüm öğretmenlere unvan şartı aranmaksızın verilmelidir.
Eğitim Fakülteleri Suçlanıyor: Kanun teklifine göre Millî Eğitim Bakanlığı başarılı, eğitim fakülteleri ise başarısız olarak gösterilmektedir. Bu gerçek dışı bir iddiadır ve öğretmen yetiştiren kurumların itibarını zedelemektedir.
Öğretmenlik Mesleğini Güçlendirmiyor, Aksine Zayıflatıyor: Kanun teklifi, öğretmenleri otoriteye uygun şekilde seçmeyi amaçlamaktadır. Bu anlayış, öğretmenleri güçlendirmeyi değil, tam tersine zayıflatmayı hedeflemektedir.
Mesleki Güvence Yok, Güvencesiz İstihdam Var: Sözleşmeli, ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz istihdam biçimleri bu kanun teklifiyle daha da yaygınlaştırılmakta, hazırlık eğitimi adı altında yeni bir güvencesizlik basamağı eklenmektedir.
Öğretmen Yetiştirme Sistemi Değiştiriliyor: Kanun teklifi, öğretmen yetiştirme sürecinde ciddi bir değişimi içeriyor. Öğretmenlik lisans eğitimi üzerine kısa süreli bir eğitimle mesleği kazanma öngörülüyor, bu da öğretmenliğin niteliğini düşürecektir.
Öğretmenlerin Hakları Görmezden Gelinmiştir: Bu kanun teklifinde öğretmenin hakları yoktur. Görev ve sorumluluklar detaylandırılırken, öğretmenin sosyal hakları, kürsü dokunulmazlığı, dinlenme ve tatil hakları gibi konular yok sayılmıştır.
Milli Eğitim Akademisi’ni Kabul Etmiyoruz: Öğretmenlik, öğretmen yetiştiren kurumlarda edinilen beceri ve bilgiye dayalı bir uzmanlık mesleğidir. Öğretmenlik mesleğini, sadece MEB’in belirleyeceği hazırlık eğitimine dayandıran bu anlayışı reddediyoruz. /ELÇİN YILDIRAL
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.