Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 18°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
18°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 16°C
Sal 19°C
Çar 19°C

PISA SONUÇLARINI BAŞARI OLARAK DEĞERLENDİRMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR!

PISA SONUÇLARINI BAŞARI OLARAK DEĞERLENDİRMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR!
7 Aralık 2023 11:58 | Son Güncellenme: 7 Aralık 2023 12:32
A+
A-

Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Oktay Özçelik, PISA sonuçlarının öğrencilerin becerilerinde, matematik ve fen bilimlerinde en asgari düzeyde bilgiye sahip olmayı sürdürdüğünü belirterek, Bakan Tekin’in “başarı”  olarak görmesini eleştirdi.

Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Oktay Özçelik,  Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından 3 yılda bir, 15 yaşındaki öğrencilerin kazandıkları bilgi ve becerileri değerlendiren Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) testinin 2022 sonuçlarını değerlendirdi.

PISA 2022 sonuçlarına göre Türkiye’de öğrenciler ‘okuma, matematik ve fen bilimi’ alanlarının tamamında 2018’e göre daha üst sıralarda yer almasına rağmen OECD ortalamasının altında olduğuna dikkat çeken Özçelik, “Türkiye’nin 2003’ten bu yana her üç yılda bir yapılan PISA sınavında bütün branşlarda OECD ortalamasının altında kalmasını Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yaptığı gibi ‘başarı’ olarak değerlendirmek mümkün değildir” dedi.

Türkiye’de matematik alanında öğrencilerin yüzde 61,3’ü, fen alanında yüzde 75,3’ü ve okuma becerileri alanında yüzde 70,7’si asgari performans düzeyine ancak ulaşabilmiştir. Üst performans düzeyindeki öğrenci oranları ise matematik alanında yüzde 5,4, fen alanında yüzde 4, okuma becerileri alanında ise sadece yüzde 1,9’dur. Okuma becerileri alanında üst performans düzeyindeki öğrenci oranının diğer alanlara kıyasla düşük olması dikkat çekicidir” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE’DEKİ ÖĞRENCİLERİN SOSYOEKONOMİK DÜZEYİ OECD’YE GÖRE DÜŞÜK’

PISA’da ayrıca öğrencilerin sosyoekonomik durumları ve okul performansları arasındaki ilişkinin de incelendiğini sözlerine ekleyen Özçelik şunları kaydetti: “Türkiye’deki öğrencilerin Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Durum (ESKD) indeksi OECD ülkelerine göre daha düşük seviyededir (-1,19). Türkiye’de matematik alanındaki öğrenci performanslarındaki farklılığın %12,6’sı, fen alanındaki farklılığın %10,3’ü ve okuma becerileri alanındaki farklılığın ise %9,8’i öğrencilerin sosyoekonomik durumlarından kaynaklanıyor.  Bu durum OECD ülkelerinde sırasıyla %15,5, %14,2 ve %12,6’dır. Üç alanda da öğrenci performanslarının sosyoekonomik durumdan etkilenme düzeyi OECD ülkelerine kıyasla Türkiye’de daha azdır. 2022 sonuçlarına göre Türkiye’deki avantajlı ve dezavantajlı öğrenciler arasındaki performans farkı matematik alanında 82, fen alanında 74 ve okuma becerileri alanında 69 puandır. Bu gruplar arasındaki performans farkı OECD ülkelerinde sırasıyla 93, 96 ve 93 puandır.”

‘ÖĞRENCİLERİN OKULA AİDİYET DUYUSU AZALIYOR’

Türkiye’deki öğrencilerin okula aidiyet duygusunun 2018 yılına kıyasla azaldığının altını çizen Özçelik,  2022 yılında Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 70’i okulda kolayca arkadaş edindiğini (OECD ortalaması yüzde 76) ve yüzde 69’u kendini okula ait hissettiğini (OECD ortalaması yüzde 75) bildirmiştir. Öte yandan öğrencilerin yüzde 28’i okulda yalnız hissettiğini, yüzde 26’sı ise okulda kendini yabancı (ya da dışlanmış gibi) hissettiğini belirtmiştir (OECD ortalaması yüzde 16 ve yüzde 17)” diye kaydetti.

.Öğrencilerin yaşam memnuniyetinin genel olarak son yıllarda birçok ülkede düşüş gösterdiğini ifade eden Özçelik şöyle devam etti: “2022 yılında Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 44’ü yaşamından memnun olmadığını bildirmiştir. Bir başka deyişle bu öğrenciler yaşamdan memnuniyetlerini 0 ile 10 arasında değişen bir ölçekte 0 ile 4 arasında puanlamışlardır. 2018’de yaşamından memnun olmadığını bildiren öğrenci oranının yüzde 34 olduğu dikkate alındığında yüzde 10’luk artış yaşanmış olması dikkat çekicidir.

‘ÖĞRENCİLER KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR’

Türkiye’deki öğrencilerin okulda veya okul çevresinde kendini güvende hissetme oranları OECD ülkelerinin ortalamasına göre daha düşüktür. Ayrıca OECD ülkelerinde ve Türkiye’de kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre, dezavantajlı öğrencilerin ise avantajlı öğrencilere göre kendisini güvende hissetmediğini bildirme oranlarının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Okul özellikleri açısından bakıldığında ise; dezavantajlı okullardaki öğrencilerin avantajlı okullardakilere göre, devlet okullarındaki öğrencilerin özel okullardakilerine göre kendisini güvende hissetmediğini bildirme oranları daha yüksektir.

Türkiye’de öğrencilerin yüzde 18’i okula giderken kendisini güvende hissetmediğini (OECD ortalaması yüzde 8), yüzde 13’ü okuldaki sınıflarında kendisini güvende hissetmediğini (OECD ortalaması yüzde 7), yüzde 20’si okuldaki diğer yerlerde (koridor, kafeterya, tuvalet gibi) kendisini güvende hissetmediğini (OECD ortalaması yüzde 10) bildirmiştir.”

‘EZBERE DAYALI EĞİTİM’

Özçelik, Türkiye’de eğitim sisteminin piyasa odaklı ve rekabete dayalı olmasının okullar ve öğrenciler arasındaki farklılıkları artıran bir işlev gördüğünün altını çizdi.  Özellikle 4+4+4 ile eğitimde yaşanan dinselleşme uygulamaları, felsefe ve bilim derslerinin ağırlığının azaltılarak, dini içerikli derslerin artması, ezberci ve sınav odaklı eğitim anlayışı, okullar, bölgeler, özellikle de cinsiyetler arası eğitim eşitsizliğinin giderilememesi, bunlara ek olarak yaşanan yoksullaşma süreçlerinin öğrencilerin başarısı üzerinde doğrudan etkili olduğu açıktır.

Türkiye’deki öğrencilerin yeterince başarılı olamamasının temel nedeni okullarda öğrencilerin bilgiyi ezber düzeyinde öğrenirken, eleştirmeye ve sorgulamaya dayalı bir eğitim anlayışının olmaması, öğrenilen bilgilerin günlük yaşamla yeterince ilişkilendirilememesidir.

PISA 2022 sonuçları öğrencilerimizin okuma becerilerinde, matematik ve fen bilimlerinde en asgari düzeyde bilgiye sahip olmayı sürdürdüğünü gösteriyor. Sadece eğitime bütçeden pay ayırmak, okul binalarını yenilemek, sınıf mevcudunu azaltmak çocukların başarısı için yeterli değildir. Kamusal eğitime, öğrencilere ve öğretmenlere hak ettiği önemi vermeyen, onlara yatırım yapmayan bir ülkenin eğitimde gerçek anlamda başarılı olması mümkün görünmüyor.”

 

ETİKETLER: ,