Dolar 36,2225
Euro 38,0047
Altın 3.352,91
BİST 9.877,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 13°C
Hafif Yağmurlu
Tekirdağ
13°C
Hafif Yağmurlu
Cts 8°C
Paz 6°C
Pts 6°C
Sal 5°C

“SAHİL DOLGU ALANI” NE ZAMAN İSİM SAHİBİ OLACAK?

3 Haziran 2024 10:39

Mavi Gözlü Şehir olarak nitelenip, bu şekilde tanıtılan Tekirdağ’ın merkez ilçesi Süleymanpaşa’daki bir eksiklik hala görmezden gelinip, yıllardır yapılan yanlış olduğu gibi kabul ediliyor.

Konu Süleymanpaşa’nın çok geniş bir alana yayılan ve insanların, gezip, spor yaptığı, dinlenip, sosyal ve kültürel etkinlikler izlediği “Sahil Dolgu Alanı.”

Yahu arkadaş, böyle bir yere bir isim bulunamıyor mu da yıllardan beri bu şekilde anılıyor?

Bu konuyla ilgili daha önce defalarca yazı yazdım. Hatta eski Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’a bizzat söyledim. Bana, “orada yeni düzenlemeler yaptıktan sonra ki elbette ki uygun bir isim vereceğiz” demişti. Bakalım ne zaman, kim tarafından verilecek bu isim?

Geçtiğimiz aylarda bu konuyu yeniden gündeme getirip, şu yazıyı yayınlamıştım. Konuyla ilgili bir değişme ve gelişme olmadığından ben de yazımı aynen tekrarlıyorum.

***

Bir süre önce bize misafir olan bir dostumuz yaşadığı şehre döndükten birkaç gün sonra telefonla beni aradı, “abi” dedi, “hani sizinle sahilde oturup çay içtiğimiz bir yer vardı. Geniş, yemyeşil bir yer…”

“Evet” dedim.

“Orada dolaşırken fotoğraflar da çekmiştik. Onlardan birini sosyal medyada paylaşacağım da, adını söyler misin? Neresiydi orası?”

“Kafenin adını mı?”

“Hayır, parkın adını soruyorum.”

“Haa, anladım. Valla ben de bilmiyorum desem, ayıp olmaz değil mi?”

“Nasıl yani? Koskoca parkın adını bilmiyor musun?”

“Yahu biliyorum da, belli bir adı yok. Sana ne diyeyim şimdi?”

“Abi nasıl yok? Hani dolaşırken “burası doldurulmuş” falan diyordun.

“Doğrudur. Denizi doldurup, park yapmışlar. Ama kimse bir isim vermemiş.”

“Vermemiş mi?”

“Yok… Vermemiş.”

“Yani koskoca parkın adı yok mu? Peki, orada bir şey olduğunda, yani şenlik menlik falan veya bir toplantı, ne diye yazıyorsunuz adını? Haberlerde diyorum…”

“Valla herkes oraya ‘Sahil Dolgu Alanı’ diyor, öyle yazınca neresi olduğu anlaşılıyor. Zaten duyuru, davetiye gibi şeylerde de öyle geçiyor.”

“Haa, anladım. Tekirdağ Sahil Dolma Alanı diye yazsam bilirler yani…”

“Dolma değil, dolgu. Bu arada Süleymanpaşa’yı da ekle ki, tam olsun. Burası Tekirdağ’ın merkez ilçesi.”

“Tamam abi. Çok teşekkür ederim. Tekirdağ Süleymanpaşa Sahil Dolma Alanı yazıyorum.”

“Dolma değil, dolgu alanı. Doğru yaz…”

“Peki, anladım. Öyle yazarım. Çok teşekkür ederim. Sağol… Haa, abi, ayıp olmazsa bir şey söyleyebilir miyim?”

“Tabii, buyur.”

“Abi, bu parka akılda kalacak, güzel bir isim verilse iyi olur ama yine de kendileri bilir.”

“Ben de öyle düşünüyorum ama… Bir sorup, araştırayım bakalım. Vardır bir nedeni mutlaka.”

***

Yakınımla yukarıdaki konuşmamız üç aşağı beş yukarı aynı şekilde oldu. Sonra ben de burasının neden bir adı yok diye merak ettim ve aklıma Sezai Gençöz ağabey geldi. Ne de olsa Tekirdağ’ın ayaklı tarihlerinden biri kendisi. Açtım telefonu, “Sezai abi, bu Sahil Dolgu Alanı denilen yerin belli bir adı yok mu?” diye sordum.

Direkt olarak “yok” dedi. Sonra gülerek devam etti; “Gerçekten yok. Ben de kaç defa gazetede yazdım ama kimsenin umurunda olmadı. Hatta isim önerisinde bile bulundum. Ama yıllardan beri öyle. Artık herkes orasını Sahil Dolgu Alanı diye biliyor.

Neredeyse o şekilde isimleşti. Fakat böyle koskoca bir parka, hem de günde binlerce insanın gezip dolaştığı, oturup dinlendiği, fotoğraflar çekildiği bir yerin belli bir isminin olmaması Tekirdağımıza yakışmıyor. Bakalım daha ne kadar böyle gidecek?”

Tekirdağ’la ilgili birçok konuda olduğu gibi bu konuda da dertli olduğu anlaşılan Sezai Gençöz ağabeyi çok iyi anlıyorum. Çünkü bir gazeteciyi, bir yazarı en çok üzen şeylerden biri de yaşadığı yerdeki sorunlara, eksikliklere ve yanlışlara defalarca dikkat çektiği halde ona karşı duyarsız kalınmasıdır. Ne diyelim… Belki bir gün bir anlayan çıkar.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
Haberler