‘TEMEL HAKKIMIZ OLAN YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLİYOR’
CHP Tekirdağ Kadın Kolları, katledilen kadınların ayakkabılarını kürsü önüne koyarak, kadına şiddeti protesto etti. 11 ilçenin kadın kolları başkanlarının ve temsilcilerinin katıldığı açıklamada konuşan CHP Tekirdağ Kadın Kolları Başkanı Büşra Nur Pelen, kadının şiddetten korunmasının yurttaşlık hakkı olduğuna vurgu yaptı, kadınların temel hakkı olan yaşam hakkının ihlal edildiğini söyledi.
CHP Tekirdağ Kadın Kolları, Süleymanpaşa İlçesi Köprübaşı mevkiinde buluştu. Katledilen kadınların ayakkabılarının kürsü önüne konulduğu basın açıklamasında CHP Tekirdağ Kadın Kolları Başkanı Büşra Nur Pelen, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ile kadınların korumasız kaldığını savundu.
“Türkiye’de kadın cinayetlerinin durmadığı, durdurulamadığı zamanlardan geçiyoruz” diyen Pelen, şiddetten öte artık kadın katliamlarının yaşandığı günlerden geçildiğinin altını çizdi. Her gün yasta ve isyanda olduklarını söyleyen Pelen, “Mirabel kardeşlerden bugüne dünyada mücadelelerin öncüsü hep kadınlar oldu, hala olmaya devam ediyor. Biziz, eşitlik, adaletin öncüsü olan. Şiddetsiz bir dünya için mücadeleye durmadan devam eden inatçı, inanan ve direnen kadınlar. Kadına yönelik şiddetin temel nedeni erkek egemen toplumsal siyasal ve ekonomik koşulların yarattığı eşitsizlik ve toplumsal cinsiyet temelli ayırımcılıktır” diye konuştu.
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMESİNİN SONUÇLARI SON DERECE VAHİMDİR’
İnsan hakkı ihlali olarak kadına yönelik şiddetin kültürel, ekonomik, coğrafi sınır tanımaksızın tüm dünyada varlığını arttırarak sürdürdüğünü ifade eden Pelen, “ Küresel bir sorun olarak uluslar arası mücadeleyi gerektiren kadına yönelik şiddetin ülkemizdeki etkilerine de bakıldığında her yönüyle toplumsal bir sorundur. Biz kadınların hak ve özgülüklerini daraltan, medeni yasaya ve laik hukuka kökten saldırı niteliğinde iktidar gücüyle kadına yönelik şiddeti besleyen bir anlayış körüklenmektedir. Kadına yönelik şiddet ile mücadele sürerken, şiddete yönelik politikaların bütüncül olarak uygulanmasını öngören uluslararası bir belge olan İstanbul Sözleşmesi’nden tek bir kişinin kararıyla çıkılarak, kadını şiddetten koruyacak kurumsal ve siyasi çözümler zayıflatılmıştır. İktidarın İstanbul Sözleşmesinden çekilmesi, sözleşmedeki taahhütleri artık bağlı kalmayacağını göstermektedir. Bunun sonuçları son derece vahimdir. Bizler biliyoruz ki kadına yönelik şiddet ile mücadele toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda sağlanması ve kadınların insan haklarının korunmasıyla mümkündür. Bunun da muhatabı sağlayıcısı devlettir. Kadının şiddetten korunması, yurttaşlık hakkıdır. Kamu kurumları bunu sağlamakla sorumludur.
‘KADINLARIN YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLİYOR’
6284 sayılı kanun etkili bir şekilde uygulanmalıdır. Özellikle sözleşmeden çekildikten sonra kanun bütüncül bir şekilde uygulanmadığı için ülkemizde kadınların temel hakkı olan yaşam hakkı ihlal edilmektedir. 2011 yılında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlık yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulmuştur. Kadın politikaları aileye yönelik politikalarla sınırlayan bir yaklaşımı benimseyen bir yapıya dönüşmüştür. Aileye yönelik sosyal politikalar önemli olmakla birlikte kadınların tamamını kapsayamaz. Bu nedenle iktidarımızda kadın ve eşitlik bakanlığı kuracağımıza söz veriyoruz” ifadelerini kullandı./ELÇİN YILDIRAL
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.