ZAFERİ MÜJDELEYEN MARŞ: İSTİKLÂL MARŞI
İstiklâl Marşı’nın zaferi zaferden önce müjdeleyen bu mısraları Âkif’in kulağına hangi ilahî güç tarafından okunmuştur, o büyük şair bu mısraları hangi yüce ruhla, inançla yazmıştır:
“Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.”
Bu mısraların kaleme alındığı, duvarlarınanakşedildiği, kazındığı Taceddin Dergâhı da sadece bir mekân değil bir makamdır da. Bu ulvi mısraların dudaklardan döküldüğü, duvarlarına kazındığı bir makam…
O büyük gün, günler, Hakk’ın Türk milletine vadettiği günler, Türk ordusu İzmir’e girdiğinde doğmuştur. Âkif, o büyük zaferi müjdeler ve haklı çıkar. Zafer yakındır ve bizimdir. Yakın arkadaşı Mithat Cemal Kuntay, Âkif için, ‘’O ömründe tek defa bir saadete vukuundan evvel inandı” der ve Âkif’le bir hatırasını ve bu mısraların hikâyesini de şöyle anlatır:
‘’-İstiklâl zaferine. ‘Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın… / Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.’ Bu sefer nasıl inandın? dedim.
-Başımızdaki adamı kim görse inanırdı, dedi.’’
Mustafa Kemal Paşa, Âkif’in ve Türk milletinin inandığı adam! Yahya Kemal’in ifadesiyle, “Sadece bir fert değil Türk milletinin timsali”. Ve 12 Mart 1921 günü geldiğinde Meclis, Dr. Adnan Adıvar reisliğinde toplandı. Kürsüye Hamdullah Suphi Bey çıktı ve marşı okumaya başladı. Aynı gün İstiklâl Marşı millî marşımız olarak kabul edildi. Âkif’in “Onu kim görse inanırdı” dediği adam Mustafa Kemal Paşa’nın ise İstiklâl Marşı okunurken hâletiruhiyesi şöyledir: Marşın okunduğu sırada dayanamaz, Meclis binasının girişindeki küçük odaya gider. Heyecanlıdır. ‘’Böylesi yazılmadı çocuk; inanılması güç, zafer gibi bir şey bu marş’’ der. Sonra arkasını döner, pencereden Keçiören’i seyreder. Ağlar gibidir.
İstiklâl Marşı, “Doğduğumdan beridir, aşığım istiklâle” diyen Âkif’indir. Bu mısraından 10 yıl sonra, 1921 yılında yine o tarafından yazılmıştır. O istiklâle olan aşkını bu marş ile bir kez daha perçinlemiş ve âdeta son noktayı koymuştur.
Mehmet Âkif İstiklâl Marşı için “Bu, ümitle yazılır. O zaman düşünün, imanım olmasaydı yazabilir miydim? Zaten ben, başka türlü düşünüp, başka türlü yazanlardan değilim. Bu elimden gelmez. İçimde ne varsa, bütün duygularım yazılarımdadır” der. Her ne kadar devamında “…İstiklal Marşı’nın şiir olmak üzere bir kıymeti yoktur. Ancak tarihî bir değeri vardır” dese de İstiklâl Marşı tarihî bir metin olmaktan ziya edebî bir metin olarak da şaheserlerin başında gelmektedir. Öyle ki bugün İstiklâl Marşı tahlilleri de incelendiğinde her mısraından bir kitap çıkacak manaları içinde barındıran bir şiirdir. Türk edebiyatının, Türk şiirinin ve Türkçenin enlerinden, en şiirlerindendir. Türkçe nasıl ki asırlardır varlık sebebimiz ise İstiklâl Marşı da 104 yıldır varlık sebebimiz ve ses bayrağımızdır. Bugün İstiklâl Marşı üzerinde hiç şüphe yoktur; aksi takdirde böyleleri Tunalı Hilmi ve benzer güruhun düştüğü duruma düşeceklerdir.
Bugün İstiklâl Marşımızın kabulünün 104.yıldönümü, kutlu olsun! Mehmet Âkif Ersoy ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere veistiklâlimiz ve istikbâlimiz için mücadele verenlere selam olsun! Ruhları şad, mekânları cennet olsun!