ZENBİL
Zembilin uzun hikayesi var. Zembil sepettir. O sepet ile kimileri erzak taşır kimileri ot ve saman taşır. Evet bende sepetle çok ot ve saman taşıdım. Ayrıca tezek taşıdım
Bir çok Anadolu kadınları yetiştirdikleri sebze ve bazı gıda maddelerini pazarda satmak için sepetle götürürler. O sepetle bir çok zahmetler çeken köylü insanlarımız. Bütün çalışmaları çocuklarının nafakasını temin etmek içindir.
Evet sepetin neler taşıdığını anladık sepet adam taşır mi belki hayır diyeceksiniz ama bazıları taşır mı olabilir mi desek.
Adamın biri geçirmiş olduğu hastalıktan dolayı felç olmuş. Oğlu kusursuz babasına birkaç ay bakmış. Çok sevdiği eşi rahatsız olmaya başlamış. Ve kocasına artık ben babanın kahrını çekemiyorum. Kocası der ki hanım bu durumdaki babamı kime bıraka bilirim kim bakabilir der. Adamın eşi ya ben ya baban yoksa bırakıp babama giderim demiş. Zor durumda kalan adam der ki hanım biraz daha sabredelim biliyorsun seni çok seviyorum. Hanımı tekrar ya ben ya baban der.
Adam hanımından vaz geçmiyor. Eski bir sepetleri varmış. Adam babasını O sepete koyup evlerine uzak bir dereye bırakıyor. Ve sepeti de bırakıyor. Hasta adam oğluna derki sepeti bırakma oğlu der ki ne yapacağım bu eski sepeti babası der ki bende bu sepetle babamı buraya bırakmıştım sana da lazım olacak der oğlu babasını bırakıp gider..bir şiirle devam diyorum.
Ana ve babanın hakkı ödenmez
Ben ettim ben buldum demeden uyan
Son pişmanlık sana hiç fayda vermez
Ben ettim ben buldum demeden uyan
Hal ve hatırını sormamış isen
Hayır duasını almamış isen
Eğer ki bu kadar hayırsız isen
Ben ettim ben buldum demeden uyan
Ne yaparsan aynısını bulursun
Yüzün gülmez kalbi kara olursun
Selim der ki bir gün pişman olursun
Ben ettim ben buldum demeden uyan..
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.