SON DAKİKA
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seydi YIKMIŞ, sürdürülebilir gıda üretimi ile insan sağlığı açısından önemli etkiler yaratması hedeflenen Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) destekli önemli bir projede araştırmacı olarak yer aldı. 2024 yılı TÜSEB A Grubu Acil Ar-Ge Proje Çağrıları kapsamında kabul edilen proje, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’nın yürütücülüğünde, Kocaeli Üniversitesi, Düzce Üniversitesi ve Gıda Biyoteknolojisi Alanında Uzman olan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesinin ortaklığında yürütülüyor. Doç. Dr. Seydi YIKMIŞ, bu önemli projenin ekibinde yer alarak, gıda teknolojisi alanındaki uzmanlığıyla çalışmalara katkı sağlıyor. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesinin gıda biyoteknolojisi alanındaki yetkinliği ise bu projede bilimsel derinliği ve yenilikçi yaklaşımları öne çıkaracak. Projede, un kurdu (Tenebrio molitor L.) larvalarının zerdeçal ile beslenmesi sonucu besin değerlerinin belirlenmesi hedefleniyor. Un kurdu gibi alternatif protein kaynaklarının besin değerlerinin artırılması ve gıda endüstrisinde yeni ürünlerin geliştirilmesi açısından proje, önemli bir adım olarak görülüyor. Projenin başarıyla tamamlanması durumunda, çalışmanın sonuçlarının sürdürülebilir gıda üretimi ve insan sağlığı açısından önemli etkiler yaratması hedefleniyor.
AFET İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ’NDE GÖREV DEĞİŞİMİ
VELİKÖY ÇOCUK AKADEMİMİZ HİZMETE AÇILDI
Mehmet Yalçın “Dünden Bugüne Tekirdağ Bağcılığı” Söyleşisiyle Tarihe Işık Tuttu
CANDAN BAŞKAN, ASFALT ÇALIŞMASINI YERİNDE İNCELEDİ
Dolar 33,8935
Euro 37,6010
Altın 2.814,30
BİST 9.685,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 29°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
29°C
Az Bulutlu
Cum 29°C
Cts 24°C
Paz 24°C
Pts 25°C

TMMOB 19 EYLÜL’DE SOKAĞA İNİYOR: HAKLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN MÜCADELEYİ BÜYÜTÜYORUZ

TMMOB 19 EYLÜL’DE SOKAĞA İNİYOR: HAKLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN MÜCADELEYİ BÜYÜTÜYORUZ
14 Eylül 2023 12:07 | Son Güncellenme: 14 Eylül 2023 12:10

TMMOB Tekirdağ İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Cemal Polat, Cumhuriyet’in 100. yılında hakları ve gelecekleri için mücadeleyi büyüteceklerinin altını çizerek, mimar ve mühendislerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekti.  19 Eylül’de sokağa çıkacaklarını kaydeden Polat,  “Bir dönemin en itibarlı, gözde mesleklerinin Cumhuriyetin 100. yılında ne hale geldiğini, nasıl ve neden gözden çıkarıldığını, hangi sorunları yaşadığını ortaya koymak ve sorunlarımızın çözümü için sesimizi daha fazla yükselteceğiz” dedi.

TMMOB Tekirdağ İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Cemal Polat, Cumhuriyet’in 100 yılında yaklaşıldığını hatırlatarak, ülkenin kalkınması, sanayileşmesi ve gelişmesi sürecinde mühendis, mimar ve şehir plancılarının katkılarının büyük olduğunu söyledi. “Ülkenin en zor işlerinden birini kendine görev bilen meslektaşlarımız sayesinde Cumhuriyet tarihinin önemli süreçleri ilmek ilmek örülmüştür” diyen Polat, Mühendis, mimar ve şehir plancıları, sadece kendileri için değil aynı zamanda parçası oldukları toplum ve ülke için de çalıştığını ve ürettiğini ifade etti. “Tarihimiz boyunca kalkınma, sanayileşme, kentleşme, denizcilik, gıda, iletişim, bilişim, ulaştırma, enerji ve tarım gibi temel alanların ve plan, proje, üretim, denetim gibi süreçlerin itici gücü meslektaşlarımız olmuştur. Bugünden bakıldığında hayranlık uyandıracak politikalar ve uygulamalar mesleklerimizin yoğun katkısı ile hayata geçirilmiştir” diyen Polat,  Cumhuriyet’in 100. yılına gelindiğinde ise  mühendislik, mimarlık ve şehir planlama başta olmak üzere birçok alanda büyük ve köklü sorunların hayatlarını kuşattığını, plansızlık, üretimsizlik, işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, açlık ve sefalet koşulları ülkemizi teslim aldığını kaydetti.

 

Polat şöyle devam etti: “1980’li yıllardan itibaren imalat sektöründe başlayan özelleştirme dalgasıyla, kamuya ve halka ait olan varlıklarımız devletin elinden çıkarılarak sermayenin dizginsiz sömürüsüne ve yağmasına açılmıştır. Fabrikalarımız, limanlarımız, santrallerimiz, kamu arazilerimiz ve kamu işletmelerimiz sermaye gruplarına peşkeş çekilmiştir. 1985 yılından itibaren hız kazanan program çerçevesinde, günümüze kadar 183 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış/devir işlemi yapılmış, bu kuruluşlardan 171’inde hiç kamu payı kalmamıştır. Özelleştirmelerin ardından yaşanan ekonomik krizlerle birlikte Türkiye ekonomisi üretime dayalı bir ülke olma modelini terk etmiştir. Kayıtdışı ekonomi başını almış yürümüş, fason üretim ve montaja dayalı üretim biçimleri benimsenmiştir. 2000’li yıllardaysa inşaata dayalı bir ekonomik model benimsenmiş, üretim yerine ithalatın desteklendiği, teknoloji ve teknik hizmetlerin dahi ithalinin makbul göründüğü bir dönem yaratılmıştır. Bu süreçte kamu işletmeleri parçalanarak kamuya ait çimento, süt, et, yem, dokuma, orman ürünleri, gemi, gübre sanayileri, enerji santralları, kimya ve petrokimya tesisleri, maden işletmeleri, demir çelik işletmeleri, kâğıt fabrikaları, telekomünikasyon hizmetleri, ulaşım hizmetleri ve bankacılık sektörü özelleştirilerek bu alanlar uluslararası tekellere bırakılmış, ülkemiz daha da fazla dışa bağımlı hale getirilmiştir. Devlet tarafından sunulması gereken teknik hizmetler piyasalaştırılmış ve serbest piyasa ekonomisinin insafına terk edilmiştir.

Cumhuriyet kazanımlarının birer birer tasfiye edildiği piyasacı dönüşümden tüm yaşam alanlarımızın yanı sıra mühendislik-mimarlık uygulamaları, mühendislerin, mimarların ve plancıların sosyal konum ve koşulları da doğrudan olumsuz biçimde etkilenmiştir. Meslek alanlarımızda büyük bir yıkım yaşanmıştır. Bu yıkıma bağlı olarak bir dönemin gözde meslekleri olan mühendis, mimar ve şehir plancılarının itibarı neredeyse sıfırlanmıştır. Bir afet ülkesi olmamıza rağmen, daha fazla önem verilmesi gereken mühendislik, mimarlık ve planlama hizmetleri birer prosedür haline getirilmiştir.”

Boşuna mı Okuduk!

Merkezi politikalardan yerel uygulamalara kadar birçok alanda bilim ve tekniğin dışlandığına vurgu yapan Polat,  mesleklerinin yok sayıldığının altını çizdi.  “Ülkemizin temel sorunlarının çözümünü de afetlere karşı dirençli, sağlıklı ve güvenli kentlerde yaşayabilmemizi de sağlayacak olan mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı meslekleri âdeta gözden çıkarılmıştır” diye devam eden Polat, mühendis, mimar ve şehir plancıları açlık ve yoksulluk sınırı altında düşük ücretlerle, kötü koşullarda çalışmaya mecbur bırakıldığını söyledi.

Polat, “Ücretli çalışan meslektaşlarımızın yaklaşık %60’ı asgari ücret düzeyinde ücretlere çalıştırılmaktadır. Kamuda çalışan meslektaşlarımızın hakları erimiş, kamuda istihdam giderek daralmıştır. Emekli meslektaşlarımız, üstlendikleri tüm önemli ve kritik görevlerden yüz akıyla çıkmayı başarmışken, mesleklerini bir ömür boyu ifa etmişken bugünlerini yoksulluk ve geçim sıkıntısı teslim almıştır. Mühendis, mimar ve şehir plancısı adayı pek çok genç, ülkemizin geleceğine dair umutlarını kaybetmek üzeredir. İşsizlik oranı %40’ları aşmıştır. Yeni mezun meslektaşlarımızın iş bulma süreleri 18 aya kadar uzamıştır. Çok sayıda meslektaşımız iş bulamadığı için yurtdışına çıkmaktadır. Ülkemiz, yetişmiş değerli mühendis, mimar ve şehir plancılarını kaybetmektedir. Meslektaşlarımız yoğun işsizlik sonucu geçimlerini sağlayabilmek için meslek dışı işlere yönelmekte, tezgâhtarlık, garsonluk, kuryelik gibi işlerde çalışmaktadır. Bu acı tablo bizlere kaybedilmekte olan bir geleceği işaret etmektedir. Yüzbinlerce mühendis, mimar ve şehir plancısının bilincinde “boşuna mı okuduk!” sorusu belirginleşmektedir” diye konuştu.

‘Siyasi iktidarın düşmanca tutumu ile karşı karşıyayız’

Polat, tüm bu olumsuzlukların üzerine siyasi iktidarın TMMOB ve bağlı odalara  karşı düşmanca tutumunun eklendiğine dikkat çekerek, “Bilindiği üzere TMMOB’nin yetkileri yıllar içerisinde parça parça koparıldı,  elimizden alındı. Geçtiğimiz aylarda ücretli çalışan üyelerimizin asgari ücretini belirleme yetkimiz de elimizden alındı. SGK ile yapılan ücret denetimi protokolü gereği 2012 yılından bu yana belirlemekte olduğumuz mühendis, mimar ve şehir plancısı asgari ücreti, belli ki sermaye çevrelerini ve iktidarı rahatsız etmiştir. Gelişen baskılar sonucu SGK önce protokolün içini boşaltmak istemiş ardından da 2017 yılında protokolü tek taraflı olarak feshetmiştir. Bu müdahaleye rağmen TMMOB ve Odalarımız ücretli çalışan meslektaşlarımızı korumak amacıyla yönetmeliklerimiz gereği asgari ücret belirlemeye devam etmiştir. En son geldiğimiz aşamada siyasi iktidarın müdahalesi sonucu açılan davalarla ilgili yönetmeliklerimiz geçtiğimiz aylarda iptal edilmiş, bu yetkimiz de elimizden alınmıştır. Böylece, ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıları mağdur edilmiş, serbest piyasanın acımasız sömürüsü karşısında korumasız bırakılmıştır. Bir asırdır ülkemizin kalkınması, ilerlemesi ve halkın refah koşullarında yaşaması için emek harcayan mühendis, mimar ve şehir plancıları bu tabloyu hak etmemektedir.

Tüm emekçi halk kesimlerinde ülkemizin geleceği için kaygılar her geçen gün artmaktadır. Bitmek bilmeyen ekonomik krizler, enflasyon, işsizlik, hayat pahalılığı ve yoksulluk milyonların âdeta kaderi haline getirilmiştir. Daraltılan meslek alanlarımız ve mesleki itibarımız erozyona uğradıkça ülkemizin ve yurttaşlarımızın uğradığı yıkım da artmaktadır” ifadelerini kullandı.

Mücadeleyi Büyütüyoruz!

Polat son olarak mücadeleyi büyüteceklerinin mesajını vererek şunları söyledi: “Sorunlarımızın, ülkemizin ve halkımızın sorunlarından bağımsız olmadığının bilincindeyiz. Mücadele etmezsek yaşadığımız sorunların daha da büyüyeceğini çok iyi biliyoruz.  Ülkemizin okumuş çocukları olarak Cumhuriyetin ikinci asrında, eşitlik ve özgürlük temelinde, üreten, sanayileşen, gelişen ve hakça bölüşen bir ülkeyi inşa etmek için seferber oluyoruz.

Bir dönemin en itibarlı, gözde mesleklerinin Cumhuriyetin 100. yılında ne hale geldiğini, nasıl ve neden gözden çıkarıldığını, hangi sorunları yaşadığını ortaya koymak ve sorunlarımızın çözümü için sesimizi daha fazla yükselteceğiz. Mühendis, mimar ve şehir plancılarını görmezden gelenlere ve yok sayanlara karşı haklarımız ve geleceğimiz için ayağa kalkıyoruz.  19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancısı Dayanışma Gününde tüm illerde sokağa çıkacak ve devamında örgütlü gücümüz ile mücadeleyi büyüteceğiz.Tüm meslektaşlarımızı ve halkımızı omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz!”

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

ETİKETLER: , ,
Haberler