İYİ PARTİ TEKİRDAĞ MİLLETVEKİLİ HAMŞIOĞLU İSYAN ETTİ:KENTSEL DEĞİL KALPSEL DÖNÜŞÜM İSTİYORUM

TBMM’de, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un görüşmeleri sırasında söz alan Hamşıoğlu, binalardan önce kafaların değişmesi gerektiğini savundu.

ULAŞIM YOKSA SU YOK, EKMEK YOK, İLAÇ YOK

Kentsel dönüşüm tartışmasının “riskli yapı ve alan”la sınırlı kalmaması gerektiğini, ulaşımın kesintiye uğraması, hiçbir dönüşümün afet anındaki kaybı azaltamayacağını belirten Hamşıoğlu, 6 Şubat’taki büyük felaketi hatırlatarak, “Yol ve köprülerde uzunluğu yer yer kilometreleri bulan derin çökmeler yüzünden kimi yerlere ulaşılabilmesi iki günü geçti; sayısız insan “beklerken” can verdi. İsterseniz dünyanın en iyi arama-kurtarma ekiplerine sahip olun… En kahraman asker, polis, itfaiyeci, madenci sizde olsun; Ki bizimkiler öyleydi… Afet alanına ulaşamadıktan sonra neye yarar? Ulaşım yoksa; Su yok, yemek yok, ilaç yok, battaniye yok, çadır yok, doktor yok, ambulans yok, iş makinası yok…” diye konuştu.

FAY HATTINDA ÇİLE YOLU

Devlete en yüksek vergiyi ödeyen illerden biri olmasına rağmen deprem hattındaki Tekirdağ’ın ciddi ulaşım riskleriyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Hamşıoğlu, “ Bir Karıştıran yolumuz var mesela; Şarköy-Tekirdağ-İstanbul bağlantısını sağlayan..

Tek gidiş-dönüşlü, yılan gibi.. 33 kmlik “çile yolu”. O denli ki, Şarköylülerin, onları bundan kurtaranın heykelini dikme sözleri var! En ideal zeminde bile ulaşımın zor olduğu bu “çile yolu”nun nerede biliyor musunuz? Deprem riski en yüksek mevkide! Denizden ulaşan Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde! İlçe sağlık yatırımında da aynı halde; hastane var doktor yok! Doktor kime neden lazım olsun, zaten, hele, deprem bölgesinde!” İfadelerini kullandı.

KAÇ KİŞİNİN ÖLMESİ GEREKİYOR?

Hayrabolu’nun, ancak tek aracın geçebildiği daracık bir köprüden girilip çıkılan Aydınlar Mahallesi’nin durumunu “fıkra gibi” diye tanımlayan Hamşıoğlu, AK Parti sıralarına dönerek, “Hayrabolu Aydınlar Mahallesi… Ancak tek aracın geçebileceği daracık bir köprüden girilip çıkılıyor… Betonla örtülen dere yatağına uçan araçların haddi hesabı yok. Kendimi bildim bileli böyle. Beş metreyi geçmeyen bir köprüyü güven içinde kullanılabilecek hale getirmek için kaç kişinin ölmesi gerekiyor?

Büyükşehir Belediye Başkanı’na bizzat söyledim; DSİ yapacak dedi; köylüler defalarca imza verdi; kamulaştırma derdi yok, bir şey yok! Ama işte vatandaşın derdiyle dertlenmek de yok!” dedi.

KANUNLA KURULSA TEKLİF VERECEĞİM

Hamşıoğlu, Tekirdağ’da uluslararası taşımacığın bir bölümünün dolgu yollar üzerinden yapıldığına, sanayinin bir bölümünün de dere yatakları üzerine inşa edildiğine vurgu yaptığı konuşmasını, adeta isyan gibi sözlerle sürdürdü.

İYİ Partili vekil, “Daha doğru dürüst asansör bakımı yapmayanlardan, yapamayan değil bakın, alasını yaparlar ama ihmalkar bir kafadan -önceki gün de Ordu’daki yurtta bir kaza yaşandı- bize mezar olmayacak şehirler yapmalarını bekliyoruz!

Kentsel de olsun ama önce kalpsel bir dönüşüm lazım bize! Kanun teklifiyle kurulabilir olsa vereceğim; Kalpsel Dönüşüm Başkanlığı Kuralım!

Bir anne olarak, kendi çocuğumu asla emanet edemeyeceğim o yurtlarda bir tek çocuğumuzun daha kurban olmayacağı bir dönüşüm istiyorum bu ülkeye! Bir tek çocuğumuzun daha açlıktan intihar etmeyeceği bir dönüşüm…

ALLAH’TAN KORKUN!

Ülkeyi, intihar eden bir yavrumuzun ardından “talihsizlik” açıklaması yapılamayacak bir duyarlılık seviyesine yükseltecek… Devletin, kendisine emanet edilen çocukları, kaçak, karanlık, ne düğü belirsiz yapıların arka bahçelerine atmadığı … İnşaatı yapan firmanın “Bu bina yıkılabilir” itirafına rağmen, öğrencilerin yıkılmaya aday bir yurtta yatırılmadığı, yatırılırsa hesabının sorulduğu… Annelerin, çocuklarını ısıtamadıkları için kendilerini asmadıkları… Babaların, forma alamadıkları için başkaları adına utançtan ölmedikleri, Çocukların derste açlıktan bayılmadığı…Kimsenin, ölmüş bir evlada “15 kişilik asansöre 16 kişi binmişler” diyerek mezarda hüküm giydirmeye çalışamayacağı… Etin, balığın tadının unutulmadığı; devletten yediğin yemekte protein olarak solucan, böcek çıkmayan…

Hanlar, hamamlar, saraylar, makamlar değil ya… Vicdan istiyorum… Uykunuz kaçsın; uykunuzu kaçırabilecek kadar sorumluluk duyun… Allah korkusu istiyorum…

Allah’tan korkun istiyorum…”