Öğretmenler kariyer basamaklarına göre farklılaştırılamaz
Eğitim emekçilerini bölerek ayrıştırdığını ifade eden Eğitim Sen, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Yönetmeliği’nin iptal edilmesini istedi.
Kanunun gerçek meslek kanunu olmaktan çok uzak olduğunu ifade eden Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Kamil Sarı, öğretmenlerin kariyer basamaklarına göre ücret ve sosyal haklar bakımından farklılaştırılmasına karşı olduklarını dile getirdi.
Eğitim sendikalarının ve meslek örgütlerinin eleştiri ve itirazlarına rağmen 3 Şubat’ta kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu(ÖMK) tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Kamil Sarı, bu kanunun sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik olarak dar bir çerçevede düzenlendiğini belirterek, özel sektörde çalışan öğretmenlere yazılı sınava katılma hakkı tanınmasının bu eksikliği gidermediğini söyledi.
Eğitim emekçilerinin temel haklarını, ekonomik talepler ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik, mesleki ve özlük haklarını güvenceye almayan bir düzenleme ile karşı karşıya olduklarına dikkat çeken Sarı, “Eğitim emekçilerini kariyer basamakları üzerinden ayrıştırarak bölen ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesine aykırı bir içerikte hazırlanan ÖMK ve yönetmelik düzenlemesinin, Eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunları çözmek bir yana daha da karmaşık hale getirdiği açıktır” dedi.
Sarı, eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konunun birkaç kanun maddesi ile onun paralelinde hazırlanan yönetmelik üzerinden kariyer basamakları ve sembolik maaş artışına indirgenerek ele alındığını kaydetti.
‘YENİ STATÜLERİN EKLENMESİ DOĞRU DEĞİLDİR’
Sarı şöyle devam etti: “Aynı işi yapan öğretmenler arasında halen var olan kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen ayrımlarına ‘uzman öğretmen’ ve ‘başöğretmen’ gibi yeni statülerin eklenmesi doğru değildir. Öğretmenlerin kariyer basamaklarına göre ücret ve sosyal haklar bakımından farklılaştırılması, Anayasa’nın 55’inci maddesinde belirtilen ücrette adaletin sağlanması ilkesine aykırıdır. Gerçek bir meslek kanunu biçim ve içerik açısından eğitim emekçilerinin temel haklarını, ekonomik talepler ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik, mesleki ve özlük haklarını güvenceye almak durumundadır. Kanunda da, yönetmelikte de haklarımızı güvenceye alacak bir düzenleme yer almamıştır. Adaylık sınavının kaldırılması ve sınavın işlevinin MEB bünyesinde kurulacak bir değerlendirme komisyonuna devredilmesi, öğretmenlerin adaylığının kaldırılmasında şaibeli ve adaletsiz uygulamaları kaçınılmaz olarak gündeme getirecek, öğretmen atamalarında olduğu gibi, bu konuda da ayrımcı ve haksız uygulamaların önünü açacaktır. Öğretmenlerin kariyer basamağına başvurusunu kademe ilerleme cezası almamış olmaya bağlayan, siyasal iktidara her koşulda biat eden, eleştirmeyen, sorgulamayan, adaylık sürecinden itibaren iktidara yakın sendikalara üye olmaya yönlendirilen bir düzenlemenin eğitim sistemini ileriye taşıması mümkün değildir.
GERÇEK MESLEK KANUNU OLMAKTAN ÇOK UZAK
Gerçek bir meslek kanunu olmaktan çok uzak olan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ düzenlemesini Anayasa Mahkemesi ‘esastan görüşmek’ üzere gündemine almış durumdadır. Benzer bir şekilde ‘Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nin de ilgili yasalara ve Anayasa’ya aykırı düzenlemeler içermesine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınav takvimini ve işleyişin nasıl olacağını anlaşılmaz bir aceleyle açıklamış olması dikkat çekicidir. Yapılması gereken ÖMK’da yer alan ekonomik iyileştirmelerin bütün eğitim ve bilim emekçilerine ayrımsız ve eşit bir şekilde sağlanması, öğretmenleri ayrıştıran ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesiyle çelişen her türlü uygulamaya derhal son verilmesidir. Eğitim Sen olarak gündeme geldiği andan itibaren eleştiri ve itirazlarımızı kamuoyu ile paylaştığımız Öğretmenlik Meslek Kanunu ve yönetmeliğine karşı gerek hukuksal, gerekse örgütsel mücadelemiz sürecektir.