Dolar 32,1922
Euro 35,1006
Altın 2.520,69
BİST 10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 23°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
23°C
Parçalı Bulutlu
Sal 23°C
Çar 23°C
Per 24°C
Cum 24°C

Tohumdu; Toprağa Düştü Filizlendi; ‘Başak’ Oldu

Tohumdu; Toprağa Düştü  Filizlendi;  ‘Başak’  Oldu
18 Ekim 2023 09:32
A+
A-

Babasının vefatıyla hayatının baharında bir karar aldı Başak Öz. “Biliyorum babam bunları bana boşuna öğretmedi” inancıyla  baba mesleği çiftçiliğe adım attı.  Geçen 8 ayda çok zorluklar yaşadı ama azmetti. Şimdi 25 yaşında gencecik bir kadın çiftçi Başak.   “8 ay geçti nasıl hissediyorsun?” diye sorduğumda aldığım yanıt beni de cesaretlendiriyor: “Güçlü hissediyorum”

Henüz 14 yaşındayken babasıyla gittiği tarlada o küçücük elleriyle toprağı avuçladı.  Adı Başak. Çiftçilik yapan babası koymuştu adını. Toprağa ekip emek verdiği buğdayın başaklanmasını an be an izlerken;  kızının da büyüyüp serpilmesine gün be gün tanık olacaktı.

Büyüdü, 24 yaşına geldiğinde babası hayattan göç etti. Annesiyle tek başına kaldı.

Hayatının dönüm noktasındaydı artık. Bir karar verecekti, ya babasının yolundan gidip çiftçi olacaktı ya da özel bir kuruluşta fizik öğretmenliğine devam edecekti.

Tam da  o sırada, her kadının karşılaştığı o bilindik, kanıksanmış baskıyı yaşamaya başlamıştı Başak: “Sen kız çocuğusun çiftçilik yapamazsın” dedi başta annesi ve çevresi olmak üzere.

Annesi kızı için tedirgindi, kızı tek başına tarla sürebilecek, ekin ekebilecek miydi?

Ama toprak kızıydı o; bir kere avuçlamış, kokusunu almış, hissetmişti…   Kimseyi dinlemedi, sadece kalbinin sesine güvendi ve 8 ay önce kendisine  yeni bir hikaye yazmaya karar verdi; Babasından kalan toraklara sahip çıkacaktı.

24 yaşında üstlendiği büyük bir sorumlulukla çiftçiliğe dört elle sarıldı. Zorlandı, düştü kalktı, bilmediklerini büyüklerine sordu, araştırdı ve Türkiye’nin zor şartlarında kadın emeğinin neredeyse hiç görünür olmadığı sektörde var olma mücadelesine girişti.

Mücadelesinde de toprağa köklendikçe köklendi. Şimdi 25 yaşında gencecik bir kadın çiftçi Başak.

“8 ay geçti Nasıl hissediyorsun?” diye sorduğumda aldığım yanıt beni de cesaretlendiriyor: “Güçlü hissediyorum”

Başak Öz ile hikâyenin yazıldığı yerde Karabezirganlı köyündeki evinde buluştuk.  Şimdi en büyük destekçisi olan annesiyle birlikte karşılıyor bizi.

Yaşadıklarını kimi zaman gülümseyerek, kimi zaman buruk,  kimi zaman kararlı bir ifadeyle anlatıyor. Babasından bahsederken ise sesi titriyor, gözleri doluyor…

“14 yaşında babam traktör kullanmayı öğretti bana. İlk o zaman çiftçiliğe merak salmaya başladım.  Babamla beraber tarla sürmeye, biçmeye gidiyorduk. İki tane traktörümüz var;  birini babam diğerini ben kullanıyordum.  Beraber yapıyorduk tarla işlerini ta ki geçtiğimiz mart ayına kadar.

Babamı kaybettikten sonra bir anda iş yükü benim omuzlarımda kaldı. Babam bana öğretmişti ama çiftçiliğin detaylarını çok fazla bilmiyordum. Sağ olsun kooperatif çalışanları,  muhtarımız ve köydeki çiftçilerimizden bilgi ala ala bugünlere kadar geldik.

Hiçbir bilgim olmasaydı çok zor gelirdi bana. Babamın senelerce bana tarla işini göstermesi… ve zaten hevesim de vardı o yüzden az bildiğim bir işi biraz daha ilerletip kendim bunu yapabilirim diye düşündüm. Öyle başladım çiftçiliğe.”

Korktun mu hiç?

Çok korktum!  Özellikle annem hiç istemedi:  ‘Sen kadınsın yapamazsın, ağır işler bunlar, baban yardım ediyordu şimdiye kadar’ dedi.

Ama ben elimden geldiğince yapmak istiyorum, o kadar takımları aletleri hiç bırakmak istemedim, icara vermek istemedim. İcara versem malzemeler bu sefer çöp olmuş olacak. ‘ Babam o kadar çok emek vermiş hazırlık yapmış, ben niye bir anda bırakayım’ diye düşündüm.

‘SÜREKLİ DEĞİŞEN FİYATLARA YETİŞEMEDİM’

Acemilik süreci yaşadın, neler oldu o süreçte neler yaşadın?

“İlk başta gündöndü ekmekte çok zorlandım; tohum aradık bulduk, tohumu aldık almasına ama yağmur başlamıştı o zamanlar, ekemedik o yüzden geç tarihe kaldı ekimi. O da aslında benden kaynaklı oldu aynı zamanda Tekirdağ’da dershanede öğretmenlik de yapıyorum. Gündöndü ekmek gerekecek ama ben işteyim ekemiyorum, tatile girdik bu kez de yağmur yapmaya başladı.  Erken ekenlerin verimi çok iyi oldu benimkilerin verimi düşük oldu.  Kuraklıkla bir yandan mücadele etmem gerekti. Yağmur yağmadı, gündöndü verimi düştü, buğdayda aynı şekilde.

Mazot almada zorlandım. Sürekli değişen mazot fiyatlarına yetişemedim. Zamlı fiyatla almış oldum. Aynı zamanda gübreyi de zamlı fiyatla aldım. Hepsi bu sene benim için tecrübe oldu aslında. Her şeyi erkenden almak daha iyiymiş”  diyor acemiliğine gülerek.

“İlaçları da pek bilmiyorum, ilaçlar konusunda babamın sürekli ilaç satın aldığı bir ilaç bayisi  vardı. Oradaki abi sağolsun çok fazla yardımcı oldu.  Aynı zamanda Tarım Kredi Kooperatifi de bana çok yardımcı oldu.

Bazı tarlada kullanılan takımları ben takıp çıkaramıyorum ya da kaldıramıyorum gücüm yetmediği için. Abimiz var o geliyor yardıma.

Bilgi almak için sürekli birilerine soru soruyorum.  Gerçi herkes yardımcı olmaya çalışıyor ama bir süre sonra ben de artık çekinir oldum sormaya.

‘SEN KADINSIN YAPAMAZSIN’ DEDİLER

8 ay içerisinde neler değişti?

“Köydeki teyzeler, ‘Sen tek başınasın nasıl yapacaksın kız başına’ dediler sürekli.  Köydeki erkeklerden, amcalardan çok kadınların,  teyzelerin söylemesi beni çok kırdı. Kadın kadına dayanışma olması lazım aslında” diyerek hemcinslerine sitem ediyor önce.

Babamın vefatından sonra ilk traktöre bindiğimde ilk defa traktöre binmişim gibi hissetim.  ‘Artık tek başınayım, ben varım sadece bunu yapmak zorundasın’  dedim içimden. Kendimi motive edebilmek adına.

Ve sesi titriyor; “Başka ne söyleyebilirim bilemedim, cümlelerim bitiyor”

Yeni sezona nasıl hazırlık yapıyorsun?

Yeni sezon için yağmurun yağmasını bekliyorum. Yağmur yağdığında buğday ekimlerine başlayacağız.

‘ÇİFTÇİLERE KOLAYLIK SAĞLANMASI GEREKİYOR’

Çiftçilik ülkemizde zor. Mazot, gübre, ilaç fiyatları her geçen gün artıyor…

Tarım kredi kooperatifinin kredileri çok yükselmiş buradan söyleyeyim. Yüzde 10-15’lerden bahsediyorlar. O yüzden mecbur peşin ödemek zorunda kaldım.  Krediyle bir şey almak da çok riskli sene sonunda elinde ne kalacak bilmiyorsun çünkü.

Her şeye çok zam geliyor. Özellikle ekim zamanında daha da artıyor fiyatlar. Tam buğday ekimine başlayacağız mazota, gübreye zam geliyor. En azından çiftçiler eski fiyatından alsın ya da bir kolaylık sağlansın;  peşin fiyatına taksitle ödensin mesela!

Buğday fiyatlarını hükümet çok düşük verdi.   Bu sene verim de düşüktü fiyatlar da düşük olunca bu çiftçileri biraz batışa sürükledi.

İthal buğdaydan Başak da dertli

Trakya ve İçAnadolu bölgesi olarak çok fazla buğday ve gündöndü üretiyoruz. Peki biz bunları neden dışarıdan ithal ediyoruz?  Kendi malımız varken, kendimiz üretebiliyorken hükümetin fiyatı düşük vermesinin nedenini dışarıdan aldığımız ürünlerden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Buğday satışı zamanında Ukrayna’dan buğday aldı devlet.

Bu sene  bir de randevu sistemi getirdiler.  Bir ay boyunca randevu almaya çalıştım.  Kooperatifin sıralarının hepsi Ukrayna’dan gelen buğdaylarla doluydu ve bizlere yer yoktu.  Randevu sistemi zaten çok sıkıntı. Ben gencim teknolojiden anlıyorum ama çiftçilik yapan insanların yaşı büyük o yüzden  çok zorlandılar.

Randevu alamadıkları için çok çok düşük fiyata tüccarlara satmak zorunda kaldılar. Halbuki randevu sistemine geçmeden önce eğitimini verebilirlerdi.

‘GÜÇLÜ HİSSEDİYORUM’

25 yaşında çiftçiliğin tüm sorumluluğunu üstlenmek sana nasıl hissettiriyor?

Güçlü hissediyorum. İlk başka çok yoruldum aynı zamanda hem öğretmenlik hem çiftçilik  çok zorlandım, çok yıkıldığım zamanlar oldu ama toparlıyorum yavaş yavaş. Bunları aştıktan sonra daha güçlü hissediyorum. En azından birisine bağlı değilim kendi mesleğim var, babamın mesleğini yapıyorum.

Annem destek oluyor, başta kavgalarımız oldu icara verelim başkası işletsin dedi ama ben istemedim. Çünkü biliyorum babam bunları bana boşuna öğretmedi.

 

.


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

ETİKETLER: , , ,