AKBABALARIN LEŞ KAVGASI
Osmanlı döneminde esnafların terbiyeleri siftah yapmayan komşusu olan esnafa müşterisine git birazda orada alışveriş yap derlerdi. Bazıları derler ki zaman değişti hayır zaman değişmiyor insanlar değişiyor. İnsanlarda neler değişti aç gözlülük kıskançlık kanaat etmemek şükretmemek fırsat kollamak kısa zamanda zengin olmak.
Demek ki zaman değişmiyor insanlar değişiyor. Evet soyumuz Türk dinimiz İslam ahlakımız yabancı. Heyhat ki heyhat ne günlere kaldık
Evet yabancı derken hemen hemen yabancı ülkelerin çoğu bizi sevmediği gibi gelişmemizi kıskanmaya ve çekememezliğe başladılar. Nedeni artık borazanları ötmüyor. AK partiden önce borazanları ötüyordu. Bizi İMF’ye mahkûm etmişlerdi. İstediğimiz zaman silah vermezlerdi. İstedikleri zaman darbe yaptırıyorlardı. Türkiye savunma sanayimizin gerekli olan her türlü silahımızı yapıyoruz ve satıyoruz. Ayrıca Türkiye’nin büyümesini istemezler. Türkiye’nin büyümesini durdurmak için Sayın Cumhurbaşkanımızı iktidardan uzaklaştırmak yaklaşık iki yıldır kur olaylarını devreye soktular. Ülkemizdeki parti liderleriyle işe koyuldular. Muhalefet parti liderleri akla hayale gelmeyen iftira ve yalanlarla AK partiyi karalamaya çalışıyorlar. Bazı ahlaksız ve fırsatçı üretici ve satıcıların orman ürünleri inşaat malzemeleri ve gıda maddelerine üç beş günde bir kafalarına göre zam yapıyorlar. Orman ürünlerinin satıcıların arasındaki farkı açıklıyorum. Mesleğim marangozluk olduğu için ilgi alanıma giriyor. Eski sanayide Yaşar orman ürünleri ve hırdavat ayrıca Tolga Orman ürünleri ve hırdavatta bir MDF 500 lira. Aynı MDF başka yerlerde 650 ve 700 civarında esnaflar arasındaki fark ortada soy ismini bilmediğim için kısa boylu yaşar ve genç Tolga’ya yeni sanayi da kapı pervazı bir yerde 14 lira başka yerlerde 18-20 liradan satılıyor. Aralarında kalite farkı yok demek ki kimileri halen Osmanlı terbiyesini unutmamış kimileri ise ak babalar gibi bir leşi parçalamaya çalışıyorlar gibi yarışa girmişler. Depolarını tıka basa doldurmuşlar neşeleri yerinde ey insafsız üreticiler ve bazı satıcılar kefenin cebi yok.
Değerli Trakya demokrat gazetesinin okuyucuları benim maksadım ne kimsenin reklamını yapmak nede kimseyi karalamak istiyorum. Evet ne demiştim kefenin cebi yok kimse öbür tarafa bir şey götüremez götüreceği şey beş metre beyaz bez bir fıkra ile devam ediyorum adamın biri çocuklarına ben öldüğüm zaman sakın çoraplarımı ayağımda çıkarmayın ve gün gelmiş adam ölmüş cenazeyi yıkayacak olan imama çocukları babamızın vasiyeti var kesinlikle ayağımda çoraplarımı çıkarmayın dedi imam efendi O zaman cenazenizi kendiniz yıkayın demiş ve çocukları mecbur kaldılar babalarını ayağındaki çorapları çıkardılar çorapları çıkarırken çorabın birinin içinde bir yazılı kağıt çıkar kağıtta şöyle yazmış ey dünya malına tapan insanlar gördünüz ben öbür tarafa bir çorap bile götüremedim dünya malı için doğruluktan sapmayın acımasız olmayın gayrı meşru işlerden kaçının benden söylemesi diye yazmış bende yazdıklarım için benden söylemesi diyorum. Ve bir şiir yazıyorum
İnsanlar yolcudur hayat yolunda
Dünyaya gelipte kalan var mıdır
Bir gün görünecek bu yolun sonu
Azrail’den mühlet alan var mıdır
Hani senin köşkün sarayın nerde
Hanı ağalığın beyliğin nerde
Şimdi yatıyorsun karanlık yerde
Ben oraya gitmem diyen var mıdır
Bende bir fanıyım selimdir adım
Dünya malı değil benim ahvalim
Vatana hizmettir tek arzumanım
Kıyamet gününü bilen var mıdır.