Bir dikili ağacım bile yok dememek için
Geçtiğimiz hafta TEMA Tekirdağ Temsilcisi Filiz Özkaynak Dikdönek ile vakıf gönüllüsü Özlem Özcan Akın’ı gazetemiz Trakya Demokrat’ın bürosunda konuk ettik. Kendileriyle ülkemizin ve kentlerimizin daha fazla yeşillendirilmesi ve orman varlığımızın artırılmasıyla ilgili yapılan çalışmalar hakkında sohbette bulunduk.
Otuz yıl önce “Türkiye Çöl Olmasın” sloganı ile kamuoyu tarafından “Yaprak Dede” olarak tanınan Ali Nihat Gökyiğit ile “Toprak Dede” olarak bilinen Hayrettin Karaca tarafından çok sayıda iş insanının desteğiyle kurulan (Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nın (TEMA) kurucu Başkanı Hayrettin Karaca ile uzun yıllar önce Adana’daki bir toplantıda bir araya gelip, sohbet etmiş, sembolü olan kırmızı kazağı ile fotoğraflarını çekmiştim.
Bu dünyada bazı işlerin başlatılıp, yürütülmesi için bazı kişilerin önderlik edip, lokomotif görevi görmesi gerekiyor. Hayrettin Karaca da bunlardan biriydi. Bugün TEMA’nın ülke genelinde bir milyondan fazla gönüllüsü var. Gerçekleştirilen projeleri ise saymakla bitmez.
TEMA Tekirdağ Temsilcisi Filiz Özkaynak Dikdönek, gönüllü olarak gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatırken, vatandaşlardan talep oldukça değişik ortamlarda bir araya geldikleri gruplara bilgilendirme çalışması yaptıklarını söyledi. Ayrıca bazı projeleri yaşama geçirmeye çalıştıklarını, vatandaşlardan da bu konuda daha duyarlı olmalarını beklediklerini belirtti. Gönüllülük esasına göre çalıştıklarını ve imkanlar ölçüsünde özellikle çocuklar üzerinde yoğunlaşarak ağaç ve doğa sevgisini yaygınlaştırmayı amaçladıklarını ifade etti.
Ne kadar güzel ve önemli bir çalışma. Kıymetini bilip, sahip çıkmak gerekir. Belediyelerin ve diğer sivil toplum örgütlerinin yanı sıra sade vatandaşların da kendiliklerinden harekete geçip, bu insanlarımızla işbirliğinde bulunmaları, ortak çalışmalar yürütmeleri ve projelerine her bir şekilde katkıda bulunmaları gerekir.
Dünyamız ve ülkemiz ancak doğaya ve çevreye sahip çıkmakla, güzel davranış ve projelere destek vermekle gelişir ve güzelleşir. İnsanlar böyle düşünerek etrafını etkiler ve başkalarının da iyi işler yapması için örnek olur.
Aksi takdirde birileri bir şeyler yapmaya çalışır, birileri de o yapılanı beğenir ya da beğenmez, ona göre ortaya bir davranış koyar. Ama amaç başkasının yaptığını beğenmek ya da beğenmemek değil, kendimizin de iyi bir şeyler yapmaya çalışması, yapmak isteyenlere de destek vermek olmalıdır.
Ormana dikilen bir ağaç bile onun varlığını ve gücünü artırır. Oturduğumuz apartmanların bahçesini yeşillendirmek, bir iki ağaç dikmek, yetiştirmek dünyamızı güzelleştirir, insanlara yaşama sevinci aşılar.
Bizler de iyi insan, duyarlı ve sorumluluk sahibi vatandaşlar olmak istiyorsak bu şekilde davranmalıyız. “Bana ne!” demekle, işi hep başkalarına yüklemekle bu dünyada yaşadığımızı gösteremeyiz. Dünyadan şöyle geçip gitmek yerine, toprağına bir ağaç dikerek bile biz de yaşadık, var olduk, varlığımızı gösterdik diyebiliriz.
İşte TEMA ve bu amaç doğrultusunda çalışan sivil toplum kuruluşları bunun için var ve gönüllü çalışan insanlarımız da bu uğurda zaman harcıyor, emek veriyor, yaşamı ve dünyayı yeşillendirip, güzelleştirmeye çalışıyorlar. Onlara destek olmalı, arka çıkmalı, yanlarında olmalıyız.
Bir dikili ağacım bile yok dememek için, uygun olan her yere, her zaman ve her koşulda ağaç fidanları dikip, bu benim eserim demeliyiz. Mutlu olmanın bir yolu da budur bence.