BOZGUNDAN -3-
Fransız generalin dün şehrimize gelmesi münasebetiyle bir kısım vatandaşlarımız tarafından icra olunan nümayişler Türkün ve İslam’ın kalbinde ve tarihinde müebbeden kanayacak bir yara açtı. Aradan asırlar geçse ve bu günkü hüznü idbarımız ve felaketimiz şevk ve ikbale sevinç ve yükselmeye dönse yine bu acıyı hissedecek. Ve bu hüznü teessürü evlat ve ahfadımıza nesilden nesile ağlayacak bir miras halinde terk edeceğiz.
Almanya orduları 1871 yılında Paris’e dahil olarak büyük Napolyon’un neşide i mütehaccirei muzafferiyatı olan abideleşmiş zafer destanları zafer altından geçerken bile Fransızlar bizim kadar hakaret görmemişlerdir. Ve bizim dün sabah saat dokuzdan onbire kadar hissettiğimiz yeis ve azabı duymamışlardır. Çünkü Fransız namını taşıyan her ferd çünkü yalnız Hıristiyanlar değil Yahudi Fransızlar Cezayirli Müslümanlar da O matemi milli karşısında aynı dövünme ve hicap ile ağlamış ve kızarmışlardı.
Biz ise mevcudiyeti milliye ve lisaniyelerini milli varlık ve lisanlarını bizim ulüvv ü cenabımıza medyun olan yüksek vicdanlarımıza borçlu olan bir kısım halkın hay i huyu şamatatiyla matem i muazzezimize en acı hakaretlerin birer tokat şeklinde atıldığını gördük buna müstehak değildik de diyemeyiz.müstehak olmasaydık bu felakete uğramazdık.her kavmin sahaif i hayatında hayat sayfalarında bir çok ikbal ve yükselme ve düşme sayfaları vardır. Fransa kralı birinci Fransuva’yı şarikenin mahbesinden kurtarmış ve koca viyana şehrini çok defa sarmış bir ümmetin defter i mukadderatında kader defterinde böyle bir satri elim acı bölüm kayıtlı imiş.
Bu hal değiştiricidir arapların güzel bir sözü vardır üsbur fe inned dehre layasbir derler. açıklaması sen sabret zaman sabırsızdır
Bu müthiş yazı karşısında işkal kuvvetlerinin tutumunu ve hadiselerin gelişmesini değerli tarihçi Cemal Kutay’dan dinleyelim. Devamı yarın.