Dolar 32,3195
Euro 35,0491
Altın 2.308,99
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 22°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
22°C
Parçalı Bulutlu
Cum 20°C
Cts 23°C
Paz 23°C
Pts 24°C

İMAM ŞAMİL ÇEÇENİSTANDA- 1

11 Mayıs 2022 11:46
A+
A-

Kahraman AHULGOH ve SURHAY kule aylarca süren korkunç İndifalardan sonra sönmüş iki yanar dağ gibi sesini ve nefesini kaybetmiş.
Dağıstan ın bağrında iki ihtişamlı evliya sandukası gibi yan yana yatan bu sarp kartal yuvaları tiksininceye kadar çok ve sayısız düşman kanı döktükten sonra ve havsalar a sığmaz kahramanlıklar icat ettikten sonra ölmez namlarını ebediyete rağmen bırakarak müsterih uykularına dalmışlardı.
ON dokuzuncu asrın aslan yürekli ihtilalcisi ve muhakkak ki tabiye ve Sev kül ceyş dâhilerinken biri olan imam Şamil bu eserlerini tarihe armağan ettikten sonra çeyrek asır sürecek yeni ve daha şanlı muharebelerine devam etmek üzere Çeçenistan mıntıkasına kendini atmıştı.
Düşmanın en seçme müfrezelerinin fenni vasıtalarla aşamadıkları yalçın kayaları ve bulutları toslayan sarp dağları mucize kabilinden aşıp kendini kurtaran şamil bu şaşırtıcı hamleyi yaparken henüz aldığı müteaddit yaralardan kanlar sızıyor ve sırtına da ismi gibi henüz yedi yaşında gazilik mertebesine eren ve AHULGOHTA aldığı yarasından kanlar akan oğlu Gazi Muhammedi bağlamış bulunuyordu.
Sırtında yavrusunu taşıyan yaralı ve dövüşçü Dağıstan kartalı yoluna dikilen aşılmaz dağları uçurumların üzerinde adeta kanatlanan bir ruhla süzülüp geçtikten sonra düşmana değil dosta ve sahibine yol vermeyen bir orman deryasının kenarında ilk molayı vermiş ve yavrusunun yaralarını eliyle sarıp gözlerini düşmana mezar olacak bu müthiş ormanlara çevirmişti.
Bu yol ve aman vermez orman deryasının altında Çeçenistan yatıyor ve dünyanın en sarp ve muharip yürekleri burada çarpıyordu. Aylarca muhasarada kalmış son lokmasına ve en son kurşununa kadar çoktan sarf edip tüketmiş olan bir kalenin bütün yoksulluklarına tahammül eden küçük gazı Muhammedin artık açlığı takat ı kalmamış bir çocuk. Yemek isterim diye ağlamaya başlamıştı. Ortalık ta hiç kimse yoktu karşı yamaçlarda bir tek çoban hayvanlarını otlatıyordu.
Şamil yavrusunu kucaklayarak çobanın yanına gitti ve çobana biraz yemek tedarik etmesini söyledi. Ne yazık ki bu fakir Çeçen çobanının da çantasında ekmeği ve katığı yoktu.

Köye gitmek lazım ama köy uzaktır hayvanlarımı bırakıp gidemem demişti. Şamil fazla ısrar edemedi fakat bu beyaz elbiseli dev endamlı mübarek çehreye karşı içinde garip bir tecessüs hissi uyanan çoban Şamili tepeden tırnağa hayretle süzdükten sonra sanki kalbine malum olmuş gibi Ah dedi.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR