Dolar 32,3690
Euro 34,9519
Altın 2.325,69
BİST 9.095,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Açık
Tekirdağ
20°C
Açık
Cts 23°C
Paz 23°C
Pts 24°C
Sal 19°C

KULLANDIĞIMIZ SÖZCÜĞÜN ANLAMINI BİLMEZSEK…

6 Aralık 2022 11:47
A+
A-

Bir arkadaşımın arabasıyla, sohbet ederek bir yere gidiyorduk. Konu nasıl açıldıysa tam olarak hatırlamıyorum, “eşim, geçen gün bana striptiz yaptı” dedi.
Sık sık yanlış sözcükler kullandığını bildiğim için, farkında olmadan yine aynı şekilde yanlışa düştüğünü anladım ama biraz kafa bulayım dedim.
“Yanında başka kimse yoktu inşallah” dedim.
“Olmaz mı? Çocuklar da vardı” dedi.
“Nasıl yani. Eşin herkesin içinde striptiz mi yaptı?” diye sordum, ciddi bir ses tonuyla. Hala uyanamamıştı.
“Evet. Pahalı bir saat almış. Ama parasını bana ödettirdi, uyanık” dedi.
“Haa.. Sürpriz demek istedin galiba” diyerek uyardım.
“Öyle dedim zaten. Sen ne anladın ki?” diyerek üste çıktı.
Bozmamak için, “yanlış duydum sanırım. Şimdi anladım” dedim.
*
Aynı arkadaşla bir başka gün yine arabayla giderken, öfkeli bir şekilde, “bu kadar çalış çabala, bindiğimiz arabaya bak. Adamın ne iş yaptığı belli değil, son model ciple dolaşıyor. Ben gece demiyor gündüz demiyor çalışıyorum, ikinci el arabayı zor aldım. Adamlar parayla oynuyor. Rezistanslarda yaşıyorlar. Biz apartman dairesini zor aldık.”
Gözü yükseklerdeydi. Zenginlere özeniyordu. Ama kendini bilmez biriydi. Biraz eğleneyim dedim;
“Rezistanslarda elektriğe çarpılmıyorlar mı? Hem çok sıcak olur.”
Önünde giden arabayı geçmeye çalışırken, “kafa bulma şimdi. Adamların evinde bilmem kaç bütü klima var. Niye sıcak olsun ki? Trilyonluk evler. Herkes senin benim gibi mi?” dedi.
“Ben halimden memnunum. Yükseklerde gözüm yok. Hem rezistansta oturmak sakat iş. Yakar adamı. Rezidans olsa hadi neyse” dedim, gülerek.
Yanlış sözcük kullandığını anladı ama bozuntuya vermedi; “sen anladın onu, alay etme” dedi, gaza daha fazla bastı.
*
Belediye meclis üyesi bir arkadaşım vardı, meclis toplantılarında her kürsüye çıkıp konuşmasında mutlaka “afaki” diyeceğine “ahvaki” sözcüğünü kullanırdı. Kaç defa uyarayım dedim ama ayıp olur diye sustum.
*
Aklıma geldikçe gülümsediğim benzer bir olay ise yıllar önce Çukurova Üniversitesi kampusunda yaşandı; öğrenciler eylem yapıyordu. Amfide toplananlara bir öğrenci konuşmada bulunurken, “hepimizde polis hobisi oluştu. Kampusta resmi kıyafetli polis istemiyoruz” dedi. Ve fobi diyeceğine hobi kelimesini birkaç kez kullandığı için konuşmasının tüm ciddiyeti kaçtı. Yaptığı yanlıştan dolayı utandırmamak için de kimse onu uyarmadı.
*
Geçtiğimiz günlerde gazeteci arkadaşlarımdan Abdulkadir Kaçar, sosyal medya sayfasında “Yanlış kullanılan sözcükler” diye, çok güzel bir yazısı paylaştı. Şöyle diyordu gazeteci Kaçar;
“Bir arkadaşıma dün iltifat ettim;
“Ne kadar çalışkansın, ne kadar başarılısın, yıllar seni hiç eskitememiş” diye.
Arkadaşım ise ‘bil muvakele’ diye karşılık verdi.
Düşündüm, içimden de çok yanlış sözcük kullandı, böyle bir şey olamaz dedim. Yakınımızda bulunan diğer arkadaşım da şaşırdı. Bir anda tüm sesler kesildi. İçin için hafif gülümsemeler oldu.
Mukavele demişti. Mukavele; kiracıyla, ev sahibi arasında yapılan sözleşmedir. Ya da bir işyeri sahibiyle yapılan yazılı anlaşmadır. Oysa sadece; ‘Sağ ol’ dese yeterdi.
Aslında bu samimi arkadaşımın söylemek istediği; günümüzde pek fazla kullanılmayan ‘bil mukabele’ olacaktı. Yani senin söylediklerine aynen katılıyorum.
Aynen karşılık veriyorum, manasında…
*
Semt pazarında sohbet ettiğim esnaf konuşurken, ‘çok sevdiğim bir arkadaşım dün menfaat etti’ dedi.
Acaba yanlış mı duydum diye bir an duraksadım; ancak biraz sonra, aynı sözcüğü tekrar kullanarak, ‘bir arkadaşım menfaat etti, çok iyi bir insandı’ dedi.
Oysa arkadaşının öldüğünü ve bundan üzüntü duyduğunu anlatmak istiyordu. Ama bilmediği bir sözcüğü yanlış kullanmıştı.
‘Arkadaşım öldü’ dese, üzüntüsünü anlatmış olurdu.
*
Başka bir yakınım, ‘abi, sen çok müsafir perdelsin’, dedi.
Bir başkası, ‘şimdi sana nosrolojik bir müzik açayım’ dedi.
Başka biri, ‘adamın nünüğünü sıktım’, dedi.
Bunlar gibi yanlış, anlamını bilmeden kullanılan yüzlerce sözcük sayabilirim. Bazı İnsanlar, kendilerini aydın sansınlar, akıllı sansınlar diye yanlış yaptıklarının farkında değiller. Lütfen anlamını bilmediğiniz sözcüğü kullanmayın. Anlamını bildiğini sandığınız bazı sözcüklerin ise düşündüklerinizden çok farklı olduklarını araştırınca görüp, öğrenebilirsiniz.”
*
Sanırım gazeteci Kaçar’ın bu söylediklerine pek fazla bir şey eklemeye gerek yok. “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır” derler. Ama bildiğini sanıp da yanlış söylemek, kişiyi zor duruma düşürüyor. Dikkat etmek gerek.
Özentili olmak, konuşurken araya yabancı kelimeler sokuşturmak, dededen neneden kalma, anlamını tam olarak bilmediğimiz sözcükler yerine öz Türkçe konuşup, yazmak en iyisi.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR