MERHABA
Sevgili okuyucularım, sizlerle Trakya Demokrat gazetesinde buluşmuş olmaktan duyduğum sevinci öncelikle ifade etmek isterim.
Tekirdağ’a geleli pek fazla olmadı. Ama yılın yarısını burada geçirdik. Havasına, suyuna, insanına ve yaşam koşullarına alışmaya başladık. İnsan bir yeri zaman geçtikçe ya daha çok sever ya da hiç sevmezmiş. Bizim sevgimiz ve beğenimiz ise giderek artıyor. Kendimizi burada kalıcı olarak görüyoruz.
Bu nedenle öncelikle herkese “merhaba” diyorum. Mübarek Kurban Bayramınızı can-ı gönülden kutlar, hayırlı günler getirmesini dilerim.
“Kendimizi kalıcı olarak görüyoruz” dememin nedeni, buraya gelip, yerleşmeden önce ülkemizin birbirinden oldukça uzak iki şehri için de böyle düşünmüştük ama kısmet değilmiş.
Hayat arkadaşım, can yoldaşım eşimle birlikte, İstanbul’un keşmekeşinden, zor yaşam koşullarından uzaklaşıp, bundan sonraki hayatımızı sakin bir ortamda geçirmek düşüncesiyle önce Muğla’da, ardından da Balıkesir-Akçay’da birer yılımızı geçirdik. “Burası tam bize göre” dediğimiz anda da “hadi eyvallah” demek zorunda kaldık.
Zaten Tekirdağ’a gelmeden son iki yılımız koronavirüs pandemisinin sıkıntılı ve kısıtlı koşulları altında geçtiği için, ne yediğimizden, ne içtiğimizden, ne de gezip gördüğümüzden bir şey anladık.
Ve en sonunda Tekirdağ’da karar kılıp, pılı pırtıyı toplayıp, kışın ortasında kalktık geldik. İyi ki de gelmişiz. Dedim ya gün geçtikçe alıştık, alıştıkça da daha fazla sevmeye başladık.
Ama öyle pat diye de Tekirdağ’a yerleşmeye karar vermiş değiliz. Hanım tarafından biraz toprak çekti dersem, siz anlarsınız konuyu.
Yıllarını gazetecilik mesleğine vermiş biri olarak da, sizlerle Trakya Demokrat gazetesinin sayfalarında buluşmak,
hayatın iyisini ve kötüsünü paylaşmak için köşe yazılarıma burada devam etmeye karar verdim.
Bana Trakya Demokrat gazetesinde yazma imkanı tanıyan sayın Elçin Yıldıral’a ayrıca teşekkür ederim.
Umarım gelecek güzel günlerde, güzel yazılarda buluşuruz. Dilerim hayat hepimizin yolunu açık eder.
Ülke ve toplum olarak mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler yaşarız. Ben de
“önce insan sonra gazeteci” felsefesiyle hareket eden bir yazar olarak, sorunlarımızı ve sıkıntılarımızı paylaşırken, içinizi ferahlatan, umutlandıran ve mutlu eden yazılar yazarım.
Her doğan günde umut ve sevinçlerinizin artması dileğiyle..