NASREDDİN HOCA
Evet Nasreddin hoca on üçüncü asrın en renkli isimlerinden biri idi ayrıca zarif nükteleri ile ölümsüzlüğe ulaşmış bir halk Filozofudur.
Türk milletinin fıtri mizah kabiliyetini şahsında temsil eden Nasreddin hoca adına her yıl Konya’nın Akşehir ilçesinde festival düzenlenmekte ve milletler arası karikatür yarışması yapılmaktadır.
Hocanın hakkında kesin bilgiler tam olarak bilinmemektedir. Fakat on dokuzuncu aşırın bazı bilgilere göre sivri hisar müftüsü hazan efendinin mecmua i FÜNUN adlı eserindeki bilgiye göre hicri 605. Miladi 1208. Yılında sivri hisarın hor tu köyünde dünyaya gelmiştir.
Önce köy imamı olan babası Abdullah hocadan daha sonra zamanın tanınmış alim ve ZAHİDLERİNDEN Seyit Muhammed hayranı ve Seyit hacı İbrahim den dersler almış Konya medreselerinde okumuştur. Daha sonra Ak şehirde ve sivri hisar da muallimlik imamlık ve hatiplik yapmıştır.
Hocaya ait olduğu söylenen eski bir mezar taşının üzerinde ki ölüm tarihi ise hicri 683. Miladi ise 1284. Bu duruma göre Anadolu Selçuklularının yıkılış yıllarında ve Moğol hakimiyeti devrinde yaşamıştır.
Hocanın ak şehirdeki türbesi 1907. Yılında onarılmadan önce çadır şeklinde bir kubbeden ibaretti ve duvarsız idi sadece kapısı vardı kapının kocaman bir kilitle kitlenmiş vaziyette idi ve buda onun garip ve mutlaka bir mana ve ibret taşıyan hallerine örnek idi.
Fatih sultan MEHMEDİN hocası ve İstanbul un ilk Kadısı ayni zamanda belediye başkanı Hızır bey Çelebinin Nasreddin hocanın torunu olduğu hakkında belgeler bulunmuştur.
Nasreddin hocanın fıkralarında cemiyet hayatının aksayan tarafları idari ve kaza i temsilcilerin zulum haksızlık veya menfaate dayanan uygulamaları hilebazlık iki yüzlülük cehalet vesairenin açtığı yaralar ticari münasebetlerdeki ahlaksızlık sağlam temele sevgi ve saygıya dayanmayan evlilik müesseselerinin çeşitli meseleleri dile getirilir ve güzel nüktelerle iğnelenir Türk halkı Hocayı öyle benimsemiştir. Ki pek çok fıkrayı da Hocaya mal etmiştir.
Yıldırım Bayezid zamanın da ana doluya giren Timur la Nasreddin Hoca arasında hayalı muhavereler yaptırılmış ve halkın bu müstevliye duyduğu nefretin intikamı Hocanın ağzından alınmak istenmiştir.
Hocanın ölümünüm üzerinden yeddi asır geçtiği halde bu emsal sız halk filozofu hala Türk milletinin benliğinde çalılığını hiç kaybetmeksizin yaşatılmaktadır. Ve hoca herkesin anladığı dilden cevap vermiştir..