Dolar 32,3679
Euro 34,9483
Altın 2.325,20
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Parçalı Bulutlu
Cts 23°C
Paz 23°C
Pts 24°C
Sal 19°C

SON YOLCULUĞA ÇIKMADAN ÖNCE

20 Eylül 2022 13:22
A+
A-

Nihayetinde son nefesimizin ardından hepimizin gideceği yer belli. Bunun kaçışı yok. Peki geride ne bırakacağız? Sevgi mi, saygı mı, insanlık mı, dostluk mu, yoksa mal mülk mü, ne?
Arkamızdan bizim için nasıl konuşacaklar, ne diyecekler?
“Dünya gereksiz bir insandan kurtuldu” mu diyecekler, yoksa “Allah rahmet eylesin iyi biriydi” mi diyecekler, ne diyecekler?
Bizim için söylenecek olan bu cümleler dünyada yaşarken yaptıklarımızın aynası olacak.
İnsanlık için ne yaptık? Eş, dost, akraba için ne yaptık? Kendimiz için, Allah için ne yaptık? Bunlar sorgulanacak beyinlerde. Bazen de dışa vurulacak, ister istemez. İyi ya da kötü.
Çok iyi bir insan, herkese yardım eli uzatan, merhametli biri olabiliriz ya da hiç kimse için hiçbir şey yapmamış, yalnızca kendisi için yaşayan bencil bir karakterimiz de olabilir.
Oysaki bizi biz yapan insani değerlerimizdir. Toplum içinde yaşarken bu değerlerimizle dikkat çeker, varlığımızı hissettiririz.
Eğer insanları birbirine düşürüp, aralarını bozduysak, arkadaşların dostların arasına fitne soktuysak, bozgunculuk yapıp, kötü sözlerle, iftiralarla, yalanla dolanla ortalığı karıştırıp, sonra da bir kenardan seyredip kıs kıs güldüysek, nerede kaldı bizim insanlığımız.
Dilimizin kemiği yok ama aklımız var, mantığımız var, duygularımız var.
Neyi, nasıl söyleyeceğimizi bilmez, boşboğazlık yapar, diyeceklerimizi beynimizin içinde birkaç defa çevirmeden dilimizden döker, sonradan telafi edemeyeceğimiz olaylara neden olursak çok mu iyi yapmış oluruz?
Etrafına kötülük saçan, başı dertten, beladan kurtulmayan biri haline gelmez miyiz?
En sonunda arkadaşlıklar, dostluklar, akrabalıklar biter, biz biteriz.
Elbette ki elimize, dilimize, belimize hakim olmalı, dokuz kere yutkunduktan sonra konuşmalıyız.
Eğer böyle davranmayıp, hep düşman kazandıysak, çevremizi kaybedip, yalnız kaldıysak, bu günden tezi yok şu ana kadar yaptığımız tüm olumsuz davranışların tam tersini yapıp, kaybettiklerimizi yeniden kazanmanın yolunu aramalıyız.
Yoksa musalla taşında yatarken, hoca “nasıl bilirdiniz?” diye sorunca, cemaat her ne kadar “iyi bilirdik, hakkımız helal olsun” dese de, bazen yürekler başka söyler, beyinler başka düşünür.
Bu nedenle içimizdeki kin, nefret, öfke ve husumet duygularını yüreklerimizin en derinine gömelim. İstenmeyen şekilde, anlık öfkelere kapılarak yaptığımız davranışlarla kırdığımız kalpleri tamir edip, gönülleri alalım.
Gideni bir daha dünya gözüyle göremeyeceğimizi bilip, yapmamız gerekenleri, söylememiz gerekenleri yarına ertelemeden şimdi, bugün yerine getirelim.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR