UYGURLAR -2- PARÇALANMA VE KÜÇÜLME
Uygur kağanlığı 839 yılına kadar sakin bir şekilde hayatiyetini devam ettirdi. Ancak aynı yıl Orta Asya tarihinde çöküntü sebeplerinin en büyüğü olarak görülen çok sert bir kış ve ardından gelen kıtlık ve açlık felaket i devleti sarstı. Kuzey kesimlerinde yaşayan ve itaati TEBA olarak bilinen Kırgızlar ayaklanarak ÜGE kağanı tahttan indirdiler. 845 Yılından sonra da öldürdüler. Bu hadise Uygurları çökertti. İki kısım a ayrılan Dokuz Oğuz – On Uygurların bir kısmı Çine sığınarak bütünüyle perişan oldular ve Çinliler tarafından kırıldılar. Diğerleri ise zaten kendilerine tabi olan doğu Türkistan tarafına gelerek buraya yerleştiler.
O zamana kadar Dokuz Oğuz – On Uygur diye anılan Devlet. Adını da kısaltarak Uygur devleti oldu. Artık boz kır hayatını devam ettirmenin imkansız olduğunu anlayan Uygurlar şehirlere geçerek yerleşik bir hayata başladılar.
Doğu Gök Türkleri ile Dokuz Oğuz—On Uygurların Devletlerinin bulundukları bu günkü Moğolistan bölgesi Kırgızların eline geçti. Batı bölgelerinde yaşayan Karluklar ve TÜRGİŞLER de birlikten kopup müstakil olarak yaşamaya başladılar. Kuzeyde Kırgızları durdura bilen ve Tibetlileri biraz daha güneye iten Uygurlar çok dar bir saha içerisinde yüksek bir medeniyetin temellerini attılar. Bu medeniyetin merkezi doğu Türkistan ın beş balık ve kara HOÇO şehirleri idi.
UYGURLARIN SONU.
Uygur Mani dininin tesiriyle Orhun Alfabesini bırakmışlar başka bir milletten alınarak Türk diline uydurulan ve adına Uygur alfabesi denilen yeni bir yazı kullanmışlardı. Daha sonra Moğollar tarafından da kullanılan bu alfabe ile yazılan kitapların sayısı hayli kabarıktır. Çoğu da dini eserlerdir.
Öte yandan Uygurlar arasında Budizm ve NASTURİ Hıristiyanlığı da yaygındı. Fakat din ayrılıklarını hiçbir zaman çekişme sebebi haline getirmeyip bir birlerine saygılı olarak yaşıyorlardı.
Uygurlar tabiri caiz ise mahalli bir devlet haline geldikten sonra Türk dünyası üzerindeki hakimiyetlerini ancak medeniyetlerinin üstünlüğü ile göstere bildiler. Askeri ve siyası sahada ise biraz sönük kaldılar. Buna rağmen kara hanlılara karşı kendilerini başarıyla koruya bildiler. 940 Yılında ise Türk dünyasının hakimiyeti kara hanlılar hanedanlığına geçti. 13. Üncü yüz yılında Cengiz han imparatorluğu kurulduğu zaman Uygur Türkleri kendi istekleriyle Cengize tabi oldular. Ve imparatorluğun tek medeni unsurunu teşkil ettiler. En yüksek idari kademelere gelerek.