‘SİYASİ İKTİDARIN KENDİ NESLİNİ YARATMA PROJESİDİR!’

Eğitim İş, öğretmenlerin kıyıma uğradığını belirterek, proje okullarında tasfiye sürecinin yaşandığına dikkat çekti, “Proje okulu” adı altında yürütülen bu uygulama, bir okul geliştirme projesi değil; siyasi iktidarın kendi memurunu, kendi neslini ve kendi toplumunu yaratma projesidir” dedi.
Eğitim İş Tekirdağ 1 No’lu ve 2 No’lu Şubesi Süleymanpaşa İlçesi Öğretmenler Caddesi’nde proje okullarındaki atamalara ilişkin basın açıklaması düzenledi.
2 bin 318 okul proje okulu kapsamında
Eğitim İş Tekirdağ 1 No’lu Şubesi Yönetiminde yer alan İmdat Yılmaz tarafından yapılan açıklamada, 2014 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından 44 okulda başlatılan ve başlangıçta “ulusal ve uluslararası projelerin yürütüleceği özel okullar” olarak sunulan bu modelin, bugün itibariyle 2 bin 318 okula ulaştığını belirtti.
Kapsamı büyütülerek içeriği boşaltılan proje okulları adı altında eşitsizliğin kurumsallaştırıldığını, öğretmenin hukuki güvencelerinin yok edildiğini ve eğitimde liyakatin ve yerleşik kültürlerin tahrip edildiğini söyleyen Yılmaz, “Bugün geldiğimiz noktada, kamusal eğitim ideali yerle bir edilmiş, Millî Eğitim Bakanlığı anayasal sorumluluğu olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlama görevini açıkça reddeder hâle gelmiştir. Bu ret, sadece sözde değil; uygulamada da kendisini göstermektedir. Bunun en somut örneği ise “proje okulları” adı altında sürdürülen politikadır” dedi.
‘Bu bir proje değil, bir tasfiye operasyonudur’
Bakan Yusuf Tekin’in “Mevzuatlara rağmen bildiğimizi yapacağız” sözünü anımsatan Yılmaz, “Bugün öğretmenler kıyıma uğruyor, sürgün ediliyor. Okulların yıllardır oluşan iklimi darmadağın ediliyor. Öğrencilerin sınava aylar kala alıştığı öğretmenlerinden koparılması, eğitimde istikrarı yok ediyor. Bu bir proje değil, bir tasfiye operasyonudur. Proje okulları uygulaması ile bakan, 80 bine yakın öğretmeni doğrudan kendisi seçme ve atama yetkisini elinde toplamaktadır. Yani artık öğretmenlerin bilgi birikimi, başarı belgesi, akademik unvanı ya da hizmet puanı değil; bakanın onayı belirleyicidir. Bu da açıkça, mülakat düzeninin öğretmen atamalarındaki yeni biçimidir. Bugün yüzlerce öğretmenimiz, yıllardır görev yaptığı, okulun kültürüne katkı sunduğu, öğrencileriyle aile gibi olduğu okullardan gerekçesiz ve ani bir şekilde sürülmektedir. İzmir Atatürk Lisesi gibi Cumhuriyet değerleriyle özdeşleşmiş köklü kurumlarda, bir gecede 60 öğretmen görevden alınmıştır. Norm kadro fazlası bahanesiyle, on yıllardır emek veren öğretmenler başka ilçelere, bazen 100 kilometre öteye gönderilmek istenmektedir. Bu sadece hukuka aykırı değil, aynı zamanda eğitimin ruhuna, okul kültürüne, öğrenci-öğretmen ilişkisine ihanettir” diye konuştu.
Yılmaz şunları kaydetti:
Şimdi soruyoruz:
-Öğretmenin oradan alınmasının objektif gerekçesi nedir?
-Yıllarca görev yapan, başarı belgesiyle ödüllendirilmiş, yüksek lisans ve doktora sahibi öğretmenler hangi kriterle yetersiz görülmüştür?
-Yerlerine atanacak kişilerin liyakatini kim ve neye göre belirlemiştir?
-Aynı okulda yıllarca çalışan öğretmenleri bir gecede sürgün etmek hangi pedagojiye, hangi hukuk devletine, hangi kamu vicdanına sığar?
“Proje okulu” adı altında yürütülen bu uygulama, bir okul geliştirme projesi değil; siyasi iktidarın kendi memurunu, kendi neslini ve kendi toplumunu yaratma projesidir. Köklü okulların emekle, alın teriyle, yılların birikimiyle yetiştirdiği öğretmenler bir bir tasfiye ediliyor. Bu sadece bir personel değişimi değil; bir hafızanın, bir kültürün, birikimin ve Cumhuriyet’in eğitim anlayışının sistemli biçimde tasfiyesidir. Proje değil, adalet istiyoruz!”
Elçin Yıldıral