Dolar 34,9466
Euro 36,7211
Altın 2.977,22
BİST 10.125,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 8°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
8°C
Az Bulutlu
Cts 10°C
Paz 9°C
Pts 12°C
Sal 13°C

YOKSULLUK ÇOCUKLARIN YAŞAM HAKKINI TEHDİT EDİYOR 

YOKSULLUK ÇOCUKLARIN YAŞAM HAKKINI TEHDİT EDİYOR 
21 Kasım 2024 10:22 | Son Güncellenme: 21 Kasım 2024 10:38
Tekirdağ Barosu, yoksulluğun çocukların geleceklerinden önce yaşam hakkını tehdit ettiğini belirterek, Bugün ülkemizdeki çocukların yüzde 40’ı yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındadır. Türkiye’de sadece 2 yılda 65 çocuk evde gerçekleşen yangınlar sonucu hayatını kaybetti” açıklamasında bulundu.
Tekirdağ Barosu Çocuk Hakları Komisyonu 20 Kasım Dünya Çocukları Hakları Günü dolayısıyla baro binasında açıklama yaptı. İlk olarak Baro Başkanı Egemen Gürcün konuyla ilgili konuşma yaparak, Türkiye’de ve dünyada çocukların korunamadığı, onların uluslararası sözleşmelerle ve yasal mevzuat kapsamında beklenen haklarından yoksun bırakıldığı bir dönemde bu açıklamanın yapılmasının önemli olduğunu ifade etti.
BAŞKAN GÜRCÜN YASAL MEVZUATIN ETKİN UYGULANMASI ÇAĞRISINDA BULUNDU
Çocuk yoksulluğunun yol açtığı tehlikeleri aktaran Gürcün, “Biz başta eğitim olmak üzere çocuklarımızın temel haklarının kullandırılması için gereken tüm yasal mevzuatın etkin bir şekilde uygulanması çağrısını yapacağız. Tekirdağ Barosu olarak çocuklarımızın özgür ve mutlu bir gelecekte yaşamalarını sağlayacak her türlü çalışmayı yapma kararlılığımızı ilk günden beri sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz. Diliyorum çocuklarımızı çok daha güzel bir geleceğe taşıyacak şartları hep birlikte sağlayabiliriz” diye konuştu.
PERTEVOĞLU: ‘HER GÜN ÜZÜCÜ HABERLERE UYANIYORUZ’ 
Ardından Tekirdağ Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Emre Can Pertevoğlu, basın açıklamasını okudu. Türkiye’nin 1990 yılından beri Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin taraflarından biri olduğunu ifade eden Pertevoğlu, “35 yılın sonunda, bugün bu sözleşmenin koruduğu değerlerin ayaklar altına alındığını söylesek hiç de abartılı olmayacaktır” dedi.
Türkiye’de her gün başka çocuğun ihmal veya istismar edilmesi nedeniyle hayatını kaybettiği haberleriyle güne uyanıldığını belirten Pertevoğlu şöyle devam etti: “Bölgemizde de bu tür üzücü hadiselerin son günlerde fazlasıyla yaşanmakta olduğu gerçeği ortadadır. Muhtemelen kim olduğunu bilmediğimiz bir sürü çocuğumuzun bu tür ihmal ve istismarların mağduru olduğu binlerce vakadan haberimiz olmamaktadır. Haberimiz olanlar yalnızca; Diyarbakır ilinde 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti, Zonguldak ili Çaycuma ilçesinde 2 yaşındaki bebeğe yönelik cinsel istismar neticesinde vefatı, İstanbul ili ve yaşadığımız ilin Çorlu ilçesinde bazı özel hastanelerde gerçekleşen kazanç uğruna kullanılan yenidoğan bebeklerin ölümleri ve yaşayan bebeklerin engelli kalmaları, yine yaşadığımız ilin Malkara ilçesinde 2 yaşındaki Sıla bebeğe yönelik cinsel istismar neticesinde vefatı, Çerkezköy’de 9 aylık bebeğe yönelik cinsel istismar ve Marmaraereğlisi ilçesinde 15 yaşındaki iki kız çocuğumuzun ruhsatsız silah sebebiyle vefatı olayları hepimizi derinden etkilemektedir.”
‘ÇOCUKLARIN YÜZDE 40’I YOKSULLUK RİSKİ ALTINDA’
Türkiye’de hem toplumsal açıdan hem de hukuki açıdan kat edilmesi gereken çok mesafe olduğunu dile getiren Pertevoğlu, “ Çocuk yoksulluğu toplumun kanayan yarasıdır. Bugün ülkemizdeki çocukların yüzde 40’ı yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındadır. Bu oran yaklaşık 10 milyon çocuğa isabet eder. Bir toplumda yoksul büyüyen çocuklar, iyi eğitim ve sağlığa erişemezler, suça yönelirler, aileleri gibi kendileri de yoksul olarak yaşamlarına devam ederler. Fiziksel ve ruhsal olarak yeterli bir yetişkine dönüşemeyen çocukların beşeri sermayesi zayıf kalır ve sonuçta nesiller arasında kısır bir yoksulluk döngüsü oluşur. Yoksul yetişkinlerin yoksun çocukları gelecekte de yoksul bir yetişkin olarak hayatına devam edecektir. Bu döngünün kırılmasının en önemli çaresi yoksul çocuklar için eğitim ve sağlığa erişim seferberliğidir. Eğitime ve sağlığa, yeterli beslenmeye, insani barınma şartlarına çocukların kolay erişebileceği bir toplumda, çok kısa sürelerde çocuk yoksulluğunu üreten bu kısır döngüden kurtulabiliriz. Ülkemizde yaşadığımız elim olaylar göstermektedir ki çocuklarımızın yoksulluğu, çocuklarımızın geleceklerinden önce yaşam hakkını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.
‘İZMİR’DEKİ OLAY MÜNFERİT DEĞİL’
İzmir’de 5 çocuğun yanarak ölmesiyle sonuçlanan elim olayın münferit olmadığının altını çizen Pertevoğlu, “Sistematik olarak yoksulluk yüzünden bu tür yangınların birçok çocuğun canını aldığını hatırlatmak isteriz. Türkiye’de 2022 yılından bu yana en az 65 çocuk ev içinde gerçekleşen yangınlar sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu çocukların ölüm nedenleri incelendiğinde bu ölümlerin tamamının önlenebilir sebeplerden kaynaklandığı görülmektedir. Bu sebeplerin çoğunun çocukların yaşam şartlarının iyileştirilmesi durumunda gerçekleşmeyeceği gerçeği bugün yüreğimizi daha da sızlatıyor. Bu yangınlara bakıldığında çoğunluğun ya sobadan, ya ahşap evin yanmasından ya da elektrik kablosunun alev alması gibi tamamı önlenebilir sebepler nedeniyle gerçekleştiği kamuoyunun malumudur” diye belirtti.
‘ÇOCUKLAR ERKEN YAŞTA İŞ ARAMAK ZORUNDA KALIYOR’
Türkiye’de artan yoksulluk nedeniyle çocukların yeterli gıdaya erişiminin gitgide daha da zorlaştığını söyleyen Pertevoğlu, çocukları geleceğini değil, gününü kurtarabilme gayesiyle okulu terk etmek ve erken yaşta iş aramak zorunda kaldıklarını belirtti. Pertevoğlu şunları kaydetti: “ 2024 yılında okulda olması gereken 2.009.480 lise öğrencisi, örgün öğretimin dışındadır. Yine açık ortaokula giden öğrenci sayısı önceki yıllara göre iki kat artmış durumdadır. Bu çocukların MESAM’lara yönlendirilmesi bir devlet politikası halini almış gibi gözükse de işverenler tarafından bu çocukların ucuz iş gücü olarak görüldüğü eleştirileri hak verilmeyecek gibi değildir. Çünkü bu çocukların iş ve iş güvenliği mevzuatına uygun olarak çalıştırıldığına ilişkin kamuoyuna yansıyan raporlar ve basında çıkan haberler göstermektedir ki çocukların MESAM’lara yönlendirilmesiyle çocuk yoksulluğu arasında kökten bir bağlantı bulunmaktadır.” /ELÇİN YILDIRAL

Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Haberler