Eğitim Sen’den Milli Eğitim Bakanı Tekin’e karne
Eğitim Sen Tekirdağ Şubesi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e karne hazırladı. Bakan Tekin, hazırlanan karneye göre sınıfta kaldı. Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Özçelik, Bakan Tekin’e “Tarikat ve cemaatlerle bağını kopar. Bilime ve fenne kulak ver” uyarısında bulundu.
Eğitim yönetiminde liyakat ve yeterlilik ilkesinin terk ediliğini kaydeden Özçelik, partizanlık ilkeleri benimsendiğini ve siyasi kadrolaşmanın esas kılındığını belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığına Yusuf Tekin’in atanması ile eğitim sistemindeki dinci ve piyasacı dönüşümün hızlandırıldığını ifade eden Özçelik, “Sayın bakanın 6 aylık icraat dönemine tarikat ve cemaat ilişkileri ve ÇEDES projesi damgasını vurdu. Tarikat ve cemaatler ile yapılan hukuk dışı protokollerin yargı kararlarına rağmen sürdürüleceği açık bir şekilde Meclis kürsüsünden dile getirildi. Tarikat ve cemaatler “ STK ” olarak nitelendirildi. Diyanet işleri Başkanlığı eğitimde bir aktör haline getirilerek herhangi bir pedagojik formasyonu olmayan şahısların öğrenciler ile bir araya getirilmesinin önü açıldı” diye konuştu.
Eğitimde güvencesiz istihdamın adım adım derinleştirildiğine vurgu yapan Özçelik eğitimdeki sorunları şu şekilde anlattı: “Vekil, ücretli, sözleşmeli öğretmen ayrımı ÖMK ile birlikte yeni bir aşamaya evrildi. Çalışma barışı ve mesleki dayanışma büyük ölçüde zedelendi. Kamu okullarında neden olunan nitelik kaybına paralel olarak; çeşitli teşvik, destek ve vergi kolaylıkları ile özel okullaşma oranı % 9.9’lar düzeyine çıkarıldı. Yarışmacı, elemeci, rekabet esaslı eğitim sistemi değiştirilen sınav sistemleri ile mutlaklaştırıldı. Okullara merkezi bütçeden yeterli kaynak aktarılmayarak eğitim harcamalarında yurttaşların sırtına binen yük arttırıldı. Okullar arasındaki eşitsizlikler belli okullarda öğrencinin yığılmasına neden olurken bazı okullarda derslikler boş kaldı. MESEM ile çocuk işçiliği ve çocuk emeği sömürüsü eğitim ve yaşam hakkı ihlaline dönüştü. Eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik, özlük, sosyal ve demokratik haklarında talep edilen iyileştirmelerin yapılması bir yana ekonomik kriz ile birlikte çalışma ve yaşama koşulları daha da ağırlaştırıldı.”
Ekonomik kriz koşullarına rağmen yapılan tüm çağrılara kulak tıkanarak öğrencilere bir öğün sıcak yemek talebinin karşılanması konusunda gerekli adımların atılmadığını ifade eden Özçelik son olarak şunları kaydetti: ” Merkezi bütçeden gönderilmeyen yeterli kaynak ve ataması yapılmayan yardımcı hizmetler sınıfı mensup personel ihtiyacı okul-aile birlikleri aracılığıyla temin edilerek okullar adeta işletme haline getirildi. Gerçek şu ki öğretmenler mutsuz, öğrenciler huzursuz, anne-babalar endişeli! Tüm bu olumsuzlukların üstünün örtülmesine, öğretmenlere gönderilen beyaz önlüğün yeteceği, yanılgısına düşüldü. Oysa öğretmenlerin ve eğitim alanının sorunları ancak grevli-toplu sözleşmeli sendikal haklar, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün geliştirilmesi ve çalışma yaşamının demokratikleşmesi ile mümkün olabilir.”
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.