EKO NO Mİ?

Uzun bir süredir ekonomik krizin vurduğu hatta büyük bir çoğunluğumuzu esir ettiği bir ülkede yaşıyoruz.

Nereye bakarsanız bakın neredeyse herkes fakir.

Orta direkte kırıldı, bitti.

Ya çok zenginiz (onlarda tek tük olup genelde bizi yiyorlar) ya da fakir.

İşin siyasi kısmına değinmek istiyorum.

Hem de oradan buradan değil kendi açımız, yani gazetecilerin kazanç kapısı olan ilan/reklamlardan.

İlk konuğum İktidar Partisi.

Haliyle her ortamda her yerde ekonomi çok güzel.

Çok eskiye gitmek istemiyorum ama milletvekilinin biri 12 yıl önceki reklam fiyatında takılı kalmış!

Her şey o kadar yolundaki 12 yıldır gazeteciler zam yapmıyor.

Bunu TUİK bile açıklayamıyor.

Kendisine fiyatlarda “GÜNCELLEME” yaptığımızı söylediğimizde “yok” diyor eski fiyattan devam.

Peki ekonomi bu kadar güzel ise 12 yıl önce üst düzey bir telefon alınabilecek ilan parasına şu an şarj aleti alamadığımızı söyleyince neden bozuluyorsunuz sayın vekilim?

Sayın Cumhurbaşkanımızın hesabıyla anlatayım. 2013’te simit ortalama 1 TL idi. Şimdi 15-20 TL.

Yani 15 ya da 20 ye katlanmış fiyatı.

Peki iş basına gelince ne oluyor?

Aynı ücretten devam…

İktidar partisinde böyle şeyler olurken muhalefette durum nasıl?

Her yerde ekonominin ne kadar kötü olduğunu haykırıp, ülkece çöktüğümüzü söyleyen bazı muhalefet partileri…

Özlem Hanım geçen yılki fiyattan devam edelim diyen mi istersin, komik bir şekilde ilan ve fiyatları kendi belirlemeye çalışan mı yoksa düşüneyim deyip aylardır düşünen mi!

Bunu sadece kendim için söylemiyorum; mesleğinin hakkını verip emeğiyle para kazanmaya çalışan tüm gazeteci arkadaşlarım için söylüyorum.

Gün sonunda gelinen noktada zaten Basın İlan Kurumu aracılığı ile sopa gösterilen gazetecilerin nasıl hayatına devam edeceğini düşünen yok.

İhtiyaç olduğunda basın nerede diye ortalığı kaldıran basın yok olurken ekonomiyi heceler olmuş.

Biz de öyle mi yapsak ne dersiniz?

Eko no mi – ek on omi – e kono mi – ekon omi

İzahı olmayan şeylerin mizahı olurmuş.

Sanırım derdimizi izah edemiyoruz, böyle giderse mizahını da yapacak gazeteci kalmayacak.

Saygılarımla…