İYİ Parti’nin 6 Şubat depremleriyle ilgili genel görüşme talebi “yoklama”ya takıldı

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı Hamşıoğlu, 6 Şubat 2023’ten bugüne İYİ Parti Milletvekillerinin depremle ilgili 143 soru önergesi ve 29 araştırma önergesini verdiği ancak bunların çoğunun ya cevapsız kaldığını ya da reddedildiğini belirterek, ezbere oy veren milletvekillerine isyan etti.

İYİ Parti’nin depremle ilgili genel görüşme talebine destek istemek üzere kürsüye çıkan Hamşıoğlu, Genel Kurul’a,  “Bugün de öyle olmasın… Allah rızası için, neden burada olduğumuzu hatırlayalım! Şu ellerimizi… Hala var olan,  Hataylınınki gibi, Adıyamanlınınki gibi kopmamış olan, kırılmamış olan şu ellerimizi, içinde “deprem” geçen her önergenin, teklifin, talebin lehine kaldıralım, ne olur!” Diye seslendi.

Hamşıoğlu, “Bu önergeye ellerimizi, kapı-kilit sistemi olmayan çadırlarda, şiddet, taciz, istismara açık kadın ve çocukların korkusunu, şuramızda hissederek… Onlar yok sayılarak yapılan çadır ve konteyner kentlerde, tekerlikli sandalyesiyle duşa, tuvalete giremeyen engellilerin çaresizliğini hissederek… Birleştirilmiş çadır sınıflarda YKS’ye hazırlanma ihtimali bulunmayan öğrencilerin gelecek kaygılarını hissederek… Hastalarını Hatay’dan Mersin’e, Antalya’ya taşımak zorunda kalan depremzedenin çilesini hissederek… Kalıcı konut için “ölene kadar borçlu” hale getirilenlerin yoksulluğunu hissederek, kaldıralım!” Diye konuştu.

 “ALLAH’IN GAZABI ÜZERLERİNDE OLSUN”

Konuşmasın, depremdeki kayıp ve acıların afet dışı nedenlerle kat ve kat arttığına dikkat çeken Tekirdağ Milletvekili, “Bilimsel uyarılara kulak tıkayan…Yasa, yönetmelik ve ahlaki yükümlülüklere değil ranta göre karar alan… O yasa ve yönetmeliklerle oynayıp, ranta kılıf yapan… Bu vebal silsilesinin hangi kademesinde, kim varsa, senden, benden, ondan bakmaksızın, lanetliyorum! Allah’ın gazabı üzerlerinde olsun!” dedi.

  “UTANMASI OLMAYANLAR ADINA ÖZÜR DİLİYORUM”

Hamşıoğlu, özeleştiri yapmayan siyaset kurumunu de hedef aldığını konuşmasında, “Enkaz başında, battaniyelere sarılmış cenazeleri ile baş başa kalmış ve ciğerleri ömürlerinin sonuna kadar unutamayacakları ölüm kokusuyla dolmuşken… Kardan, kıştan… Yollar kapandığı, köprüler yıkıldığı, ovaya yapılan havalimanları kullanılamadığı… Arama kurtarma ekibi ulaşsa, ekipman ulaşmadığı… Yardım yaparken “önce kime dağıtılacağına” karar verilemediği… Sosyal medya kısıtlandığı… Çadırları bölgeye yığmak yerine satmakla meşgul olunduğu… Konut, okul, otel, hastane “kumdan” yapıldığı… Tarım arazisine imar izni verildiği için acılarının katlanmasına yol açılan her bir vatandaşımızdan, siyaset kurumu adına ve yine başkaları adına utanarak, ayrı ayrı özür diliyorum! İsias Otel için özür diliyorum! Ebrar Sitesi için özür diliyorum! Rönesans Rezidans  için özür diliyorum! Bu toplu mezarların “kurallara uygun” yapılabildiğini savunan yerel yöneticiler adına… Feryatları göğü delen depremzedelere hakaret cüretinin gösterilebildiği bu hesapsızlık düzenini, kendinden olana her şey hak, olmayana her şey müstahak düzenini engelleyemediğimiz için özür diliyorum!” ifadelerini kullandı.

KUL HAKKIYLA YEDİ SÜLALERİ İHYA OLANLAR NEREDE       

Aradan bir yıl geçmesine rağmen hala ölü sayısının bile bilinmediğinin altını çizen İYİ Partili vekil, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bakın bir yıl geçti. Hala, gerçekte kaç ölümüz olduğunu bilmiyoruz; ölüp ölmedikleri belli olmayanlar var! Yok demekle yok olmayan kayıplarımız var. Deprem bölgesinden, İzmir’e hastaneye gelmiş; görüntüsü var, giriş kaydı var; çıkışı yok!  Ambulansa bindirilmiş; sonrası yok! Yandı bitti kül olmadı ya, bu çocuklar! Ha, öylesi de var; gerekli önlemler alınmadan kurulan çadırlarda  Yanarak can veren çocuklarımız da var! Temel altına kadar iki defa elenerek aranan enkazda, tek izi bulunmayan kadın ve çocuklar var. Ve onları, bu bilinmezliklerden kurtarmak zorunda olduğumuz, vekili olduğumuz “asillerimiz” var orada; onlara karşı sorumluluklarımız var!

 KENDİMİZE “ELİNİZ KOPSUN” DEDİRTMEYELİM!

Ölü sayısı mı? Bulalım! Kaybolan çocuklar mı ? Dünyayı ayağa kaldıralım! Okul mu? Hastane mi? Adliye mi? Yapalım! Yaptıralım Bugüne kadar aldıkları ihalelerle yedi sülaleleri ihya olanların girdikleri kul haklarının sadakası olsun!

Ama ne olur! Elleri kopmuşların “Eliniz kopsun” Elleri kırılmışların “Eliniz kırılsın” bedduasını almayalım! Bugüne kadar ne yapıldı, ne yapılmadı açık açık konuşabileceğimiz, bundan sonra yapılması gerekenlerle ilgili, toplumsal mutabakata dayanan, kamu vicdanında karşılık bulan bir yol haritası çizebileceğimiz bir genel görüşme açalım!”

FİNALDE MANİDAR ATIF

Selcan Taşçı Hamşıoğlu, deprem bölgesinde, öz vatanında yaralarını sarılmayan, en temel ihtiyaçları karşılanmayan, hakları kullandırılmayan depremzedeleri anarken, geçtiğimiz günlerde Gazze’de zulme uğrayan Filistinlilerden söz ederek TBMM kürsüsünde kalp krizi geçiren Saadet Partisi Milletvekili Hasan Bitmez’in son sözlerine gönderme yaptı.

Hamşıoğlu, konuşmasını, “Merhum Hasan Bitmez’in ciğerimiz sökerek haykırdığı o Sezai Karakoç mısrasındaki gibi; Biz sussak tarih susmayacak! Biz sussak; o hala bir isim yazamadığımız mezar taşları anlatacak bugünleri! Gelin, tarihe onların ahıyla yazdırmayalım kendimizi!” Cümleleriyle noktaladı.