MESELE İDEOLOJİK

Eğitim Sen, Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yeni müfredatı protesto etti. Yeni müfredat programı ile iktidarın siyasal ideolojisinin açık ve gizli olarak öğrencilere aktarılmak istendiğinin altını çizdi.

Basın açıklaması öncesi söz alan  Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Oktay Özçelik, yeni müfredatın 10 yıllık bir hazırlık süreci içerisinde hazırlandığı yönünde açıklama yapıldığını  hatırlatarak, 10 yıl içerisinde 4 tane Milli Eğitim Bakanının değiştiğini söyledi.

10 yıllık süreçte ne eğitim çalışanlarının, ne eğitim sendikalarının, ne akademisyenlerin, ne de öğretmenlerin yeni müfredat çalışmasından haberi olmadığını ifade eden Özçelik, Bakan Yusuf Tekin’in geniş akademisyen grubuyla ve eğitimci kadrosuyla yeni müfredatı hazırladıkları şeklinde açıklama yaptığını dile getirerek, “Ancak bunların kim olduğunu biz bilmiyoruz. Hangi akademisyenler katıldı bu çalışmaya açıklasınlar” diye konuştu.

Müfredatların  aynı zamanda hukuksal metinler yönünün de bulunduğuna ve öğretmenlere yol gösterici olduğuna vurgu yapan Özçelik,  “Askıya çıkardılar yeni müfredat programını ve bir hafta  inceleme süresi verdiler.  ‘Sadeleştirdik’ diyorlar, biyolojiyi sadeleştirmişler, evrim genetiğin, dünya üzerindeki bio çeşitliliğin, canlı çeşitliliğinin anlaşılmasına rehber olan evrim teorisi müfredattan çıkarmışlar.

İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersine bakıyoruz. Sadeleştirilen konular sadece Milli Mücadele ve Atatürk ile ilgili bölüm. Atatürk ve Milli Mücadele ile ilgili sorunları olduğunu gösteriyor.  Böyle bir müfredatı kabul etmemiz mümkün değil. Eğitimciler olarak reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

Oktay Özçelik’in ardından basın metnini Eğitim Sen Yürütüme Kurulu üyesi Mehtap Alkoç okudu.  Bakanlığın 2006 ve 2017 yılında iki kez eğitim müfredatında değişiklik yaptığını söyleyen Alkoç, son değişikliğin taslak halini geçen hafta yayımladığını belirtti.

Müfredat değişikliklerinin ders kitaplarındaki tekil örnekler üzerinden tartışıldığını ancak  siyasal ve ideolojik yönünün geri planda kalmasının önemli bir eksiklik olduğunun altını çizen Alkoç,  Müfredat değişiklikleri okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede işlenecek derslerin içeriğiyle doğrudan ilgili ve tüm toplumu ilgilendiren düzenlemelerdir. Eğitim sistemi açısından öğrencilere verilecek bilgiyi belirlemek ve seçmek, müfredat ve ders kitapları üzerinden öğrencilere aktarılması süreci başından sonuna siyasal bir nitelik taşımaktadır. Dolayısıyla bugün eğitim müfredatında yapılmak istenen değişiklikleri ve içeriği tartışılan ders kitaplarını iktidarın eğitimdeki siyasal-ideolojik hedeflerinden ayrı ya da bağımsız değerlendirmemiz mümkün değildir” diye belirtti.

Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitimin  geri plana itilerek  bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’ adı altında tek tipçi çağ dışı anlayışların merkeze alındığını belirten Alkoç, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın öncelikli hedefi eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden iktidarın siyasal ideolojisinin açık ve gizli (örtük) olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağının başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olması bu tespitimizi doğrulamaktadır” dedi.

Ders kitaplarında yüzde 35 oranında ‘sadeleştirme’ yapıldığı iddiasıyla doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat derslerinin hedef alındığına dikkat çeken Alkoç, “Bazı derslerde ünite ve kazanım sayılarının azaltılarak ‘tek din, tek mezhep ve tek kimlik’ üzerinden ağırlıklı olarak hem ‘dini’, hem de ‘milli ve manevi’ öğeler ve referanslarla donatılmış bir müfredat taslağı hazırlanmıştır. Müfredat taslağında Türkiye’de yaşayan farklı kimlikler, inançlar ve kültürler genellikle ya hiç görünmez kılınmış ya da ‘karşı tarafta’ gösterilmiştir. Eğitim müfredatında 12 Eylül darbecilerinin izinden gidilerek Türk-İslam sentezinin benimsenmiş olması ve ‘tek din, tek mezhep’ yaklaşımının daha da belirgin hale getirilmiş olması dikkat çekicidir” ifadelerini kullandı.

“On yıllık bir çalışmanın ürünü olduğu söylenen Müfredat program taslakları ile ilgili “öneri alma” sürecinin bir hafta içine sıkıştırılması, değerlendirme sürecini “sembolik” hale getirmiştir” diye devam eden Alkoç, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın askıya çıkardığı taslak programların, ihtiyaç analizi ve pilot uygulamaları yapılmadan, bilimsel bir inceleme-değerlendirmeye tabi tutulmadan, önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak olması müfredat uygulama tekniği açısından da doğru değildir” dedi.

‘Yeni müfredatı’, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirmek amacıyla hazırladığını kaydeden Alkoç,  “Yeni müfredat üzerinden bu durumun daha da belirgin hale getirilerek sürdürüleceği anlaşılıyor” diyerek  yeni müfredat taslağını şu gerekçelerle reddettiklerini açıkladı:

1. Çocukların sosyal ve kültürel gelişim düzeylerine uygun olmadığı için,
2. Öğrencileri geliştiren değil eleyen ve seçen not sistemi üzerine kurulu olduğu için,
3. Bilimsel, demokratik, laik içeriğe sahip olmadığı için, 4. Çocuğun üstün yararını gözetmediği için,
4. Yaratıcı ve eleştirel düşünen bireylerin yetiştirilmesini hedeflemediği için,
5. Çevre ve Doğa bilinci kazanmış bireyler yetiştirmeyi hedeflemediği için,
6. Toplumsal sorunlara duyarlı ve kendine güvenen bireyler yetiştirmeyi hedeflemediği için,
7. Çok dillilik temelinde anadilinde eğitime imkân sağlamadığı için,
8. Sermaye ve iktidarın ekonomik, siyasal, ideolojik çıkarlarına yönelik düzenlemeler içerdiği için,
9. Toplumsal cinsiyet eşitliğini esas almadığı için reddediyoruz! “