Dolar 34,2398
Euro 37,6309
Altın 2.920,13
BİST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 24°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
24°C
Parçalı Bulutlu
Pts 24°C
Sal 25°C
Çar 26°C
Per 26°C

ÖĞRETMENLER ŞİDDETE KARŞI TEK SES OLDU  

ÖĞRETMENLER ŞİDDETE KARŞI TEK SES OLDU   
10 Mayıs 2024 14:24 | Son Güncellenme: 13 Mayıs 2024 09:30

 Eğitimde şiddeti protesto etmek için alanlara inen öğretmenler, okullarda ölmek istemediklerini haykırdı,  “Azmettiricileri tanıyor ve biliyoruz” dedi. Öğretmenler, “Eğitimde Şiddet Yasası”nın bir an evvel çıkarılmasını istedi.

İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lise müdürünün okuldan atılan öğrencisi tarafından öldürülmesine tepki gösteren eğitimciler 81 ilde iş bıraktı.

Tekirdağ’da eğitim sendikaları eğitimde şiddeti protesto etmek için alanlardaydı. Eğitim İş, Eğitim Sen ve Anadolu Eğitim Sendikası üyesi öğretmenler,  Tekirdağ Adliyesi önünde bir araya gelirken, Türk Eğitim Sen İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde  “Artık yeter! Can korkusuyla çalışmak istemiyoruz” dedi.  

Basın açıklamasında Eğitim Sen, Eğitim İş ve Anadolu Eğitim Sendikası tarafından hazırlanan  ortak basın metni okundu. Basın metninde eğitimde şiddete yol açan etkenlere dikkat çekilerek,  atılması gereken acil önlemler belirtildi.

Eğitim İş Sendikası TİS Sekreteri Fulya Gümüşhan, savaşlarda bile hedef alınmaması üzerine uluslar arası anlaşmalar olan ve dünyanın en güvenli mekanlar olması gereken okulların, Türkiye’de şiddet sarmalının kucağına itildiğini söyledi.

 

 

EĞİTİM İŞ: İTİBARDAN TASSARRUF OLMUYOR DA GÜVENLİKTEN Mİ OLUYOR?

İstanbul’da yaşanan silahlı saldırının okullardaki güvenliğin geldiği noktayı gözler önüne serdiğini dile getiren Gümüşhan,  “Okuluyla, öğretmeniyle ve müdürüyle yaşadığı sorunlar nedeniyle, yönetmelikler çerçevesinde okuldan atılan Iraklı bir öğrenci, 5 ay önce atıldığı okula silahla girmiş ve okul müdürünü makam odasında kurşun yağmuruna tutmuştur. Silahlı saldırı sonucunda ağır yaralanan okul müdürü İbrahim Oktugan, ne yazık ki ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir” dedi.

“İtibardan tasarruf olmuyor da güvenlikten olur mu? diye devam eden Gümüşhan, “Gerekli adımların atılması için daha kaç eğitim emekçisinin, kaç öğrencinin can vermesi gerekiyor? İktidarın plansızlığı sebebiyle ülkenin demografik yapısı ve güvenliği ciddi risk altındadır. Planlama ve rehabilitasyon süreçleri sağlıklı işletilmediği için güvenlik anlamında ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu güvenlik açığının faturası bizlerin canı mı olacaktır?” ifadelerini kullandı.

Gümüşhan, bu sorulara yanıt vermeyen hiçbir yöneticinin başsağlığı dileklerini samimi ve ciddi bulmayacaklarının altını çizdi.

EĞİTİM SEN: ‘AZMETTİRİCİLERİ BİLİYORUZ VE TANIYORUZ’

Eğitim Sen Örgütlenme Sekreteri Özgün Lebe ise, her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu bildiklerini ve onları tanıdıklarını ifade ederek,

“Öğretmenler çalışmıyor ya da çok rahat çalışıyor gibi yalan bir algıyı toplumda yaymaya çalışıp, böylece öğretmenin hakkını gasp ederken daha az itiraz gelmesi için uğraşan iktidar, Liyakatsizce atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullanan, her fırsatta bir eğitim emekçisini aşağılamaya çalışan mülki amirler, Öğretmenlerin uzmanlıklarını görmezden gelen, kendi alanlarına dair bile getirdiği önerilere kulak tıkayan, eğitimini ve mesleki tecrübesini hadsizce küçümseyen, öğretmenin eğitimin mimarı olduğunun idrakinde olmayan yönetim zihniyeti,Bugün eğitim emekçilerinin kendilerinin ve öğrencilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması en çok sizlerin eseridir” diye belirtti.

‘DİYANETİN HARCAMALARIYLA GÜVENLİK PERSONELİ SAĞLANABİLİR’

Diyanetin harcamalarına ve iktidar yanlısı bürokratların aldığı maaşlara dikkat çeken Lebe şöyle devam etti:  “Yandaş bürokratlara 3’er 5’er maaş dağıtmak için, halk yoksulluktan kırılırken ‘itibar’ sözüyle yutturmaya çalıştığınız şatafat için, Diyanet’in garajındaki araç filosuna Avrupa ülkelerinin başbakanlarında bile olmayan araçlardan yenilerini katmak için bulduğunuz o paralar, okullarımızda öğrencilerimizin önünde birer öğün yemeğe, kadrolu temizlik ve güvenlik personeline dönüşebilirdi.”

“Anayasaya göre her öğrencimizin eşit, adil ve bedelsiz alması gereken bir kamu hizmeti olan eğitim alanı, devlet okullarının niteliğini ve niceliğini yetersiz bırakıp sermayeye kâr kapısı yapılmasaydı, her önüne gelenin eğitim kurumu açmasına zemin hazırlanmasaydı, özel okulların güvenliğinden eğitimine kadar her faaliyetini “Sen benim Bakanlığıma bağlısın ve ülkenin geleceği senin kasanın içinden daha önemli” diyecek bir zihniyet olsaydı bugün İbrahim Oktugan öğretmenimiz yaşıyor olacaktı!” diyen Lebe, bu tabloyu kabul etmediklerini söyledi.

Türkiye’nin kurucusu ve Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün  eğitim emekçilerine gelecek nesilleri emanet edecek kadar çok güvendiğini ifade eden Lebe, Bu ülke, dünyada bir başöğretmen’in kurduğu tek ülke. Daha yeni kurulmuş bir Cumhuriyet iken bile sanayi, demokrasi ile eğitimin ülkenin kalkınması için eşdeğer tutulduğu bir ülke. Şimdi bu ülkede eğitim emekçisinin hor görülmesini, emeğinin ve hatta canının hiçe sayılmasını kabul etmiyoruz! Bizler Başöğretmenin eğitim neferleriyiz; kendi değerimizi biliyor, itibarımıza, haklarımıza, canımıza, canımızın parçası olan öğrencilerimize sahip çıkıyoruz!

‘EN İYİ YAPTIĞIMIZ ŞEYİ YAPACAĞIZ VE SİZE DERS VERECEĞİZ’

Uzmanlıklarımızı yok sayan ve tekrar tartmaya kalkan, öğretmenler odasını bir kez daha suni kategorilere ayırarak bölen, bizlere sormaya bile lütfedilmeden hazırlanan ucube meslek kanununa karşı yakın zamanda giriştiğimiz eylemlilik sürecinde ana başlığımız “Öğretmene Saygı” olmuştu. Bir kez daha görüyoruz ki, bu başlık hâlâ ülkenin en önemli sorunlarından biridir. Fakir Baykurt’un dediği gibi “Öğretmen horlanmaz, öğretmene saygı duyulur”. Bu erdemden uzak olan yöneticilere sesleniyoruz: Öğretmenin emeğine, canına, fikrine, haklarına saygı duyacaksınız; bunu öğreteceğiz. Bir aradalığımızla, örgütlülüğümüzle, dayanışmamızla, bilincimizle, gür sesimizle alanlarda, en iyi yaptığımız şeyi yaparak size ‘ders’ vereceğiz” ifadelerini kullandı.

ACİL ÖNLEMLER

Son olarak okulda şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için atılması gereken acil adımlar sıralandı:

  • Eğitimde şiddet yasası acilen çıkarılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır.
  • Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır.
  • Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır.
  • İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içerik doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten toplumsal yaşam dersleri içeren programlar hazırlanmalıdır.”

Açıklamaya CHP Tekirdağ Milletvekilleri Nurten Yontar ve İlhami Özcan Aygun da katıldı.

 

 

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Haberler