İMAR BARIŞI VE YAPI KAYIT BELGESİ BELİRSİZLİĞİNİN TARIM ARAZİLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ
İmar Barışı olarak isimlendirilen,3194 Sayılı İmar Kanununa geçici 16. madde olarak eklenen düzenleme, 06.06.2018 tarihli resmi gazetede yayınlanmış, gerek planlı alanlarda gerekse tarım, orman, zeytinlik, mera vb arazilerde izinsiz yapılaşmaya giden pek çok vatandaşımız, bu kaçak yapıları ve izinsiz eklentilerini yasal hale getirmek amacıyla, e-devlet üzerinden beyanda bulunarak, belirlenen ücret karşılığı “Yapı Kayıt Belgesi” almışlardı.
Söz konusu yasal düzenlemede yer alan maddeler esasen hukuki anlamda, planlı alanlar ve köy yerleşik alanlarında veya mevzi imar planı yapılmış olan ve arsa niteliği kazanmış olan parsellerdeki izinsiz yapıları konu etmekte, bunun dışında kalan; tarım, orman, mera, zeytinlik ve sit alanları gibi özel kanunların konusu olan alanlarda ise alınacak yapı kayıt belgesinin ancak, ilgili özel kanun hükümleri çerçevesinde izin alınmak koşuluyla geçerli olacağı bilinmekte ise de, e-devlet üzerinden açılan yapı kayıt sistemi arsa dışındaki tarla, bağ, bahçe, zeytinlik vb alanlara da belge verecek şekilde düzenlendiğinden vatandaşlar bu alanlar için de para yatırarak yapı kayıt belgesi alabilmişlerdir.
Sonuç olarak tarım, orman, zeytinlik, mera vbnitelikteki arazilerde bulunan izinsiz yapıların da yapı kayıt belgesi ile yasal statüye kavuşacağı,elektrik, su ve doğalgaz bağlanabileceği ve tapuya tescilinin yapılabileceği gibi kuvvetli bir algı oluşmuş ve maalesef sadece 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun yürütücüsü durumunda ki Tarım ve Orman İl Müdürlükleri ile Tarım Orman Bakanlığından uyarılar gelmiş, itirazda bulunan Ziraat Mühendisleri Odası gibi STK lar ile Tarım Bakanlığının sesi bu coşkulu fırsat döneminde son derece cılız kalmıştır.Bunlar dışında neredeyse hiçbir kamu kurumundan bu araziler için alınacak yapı kayıt belgelerinin kanunen geçerli olamayacağı konusunda vatandaşı uyaran yüksek tonda herhangi bir açıklama gelmemiştir.
İşin daha vahim tarafı, bu ortamda, başta 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu olmak üzere tüm özel kanun hükümlerinin, 3194 Sayılı İmar Kanunu hükümleri ile çelişmesi durumunda özel kanun hükümleri uygulanması gerekirken, oluşan iklim ve fiili durum karşısında Belediyeler de diğer kanunlarda ki amir hükümleri görmezden gelmiş, bu kaçak yapılara su aboneliği yapılmış,sokak tabelaları koymuş, tarlalardan arsa olarak vergi almıştır.
İmar Barışı kapsamında tarım, orman, zeytinlik ve mera arazilerinde izinsiz yapı inşa etmiş olanlardan para ödeyerek yapı kayıt belgesi alanlar, yapılarını tescil ettirmek üzere tapu ve kadastro müdürlüklerine başvurduklarında plansız alanlardaki yapılarını bu yapı kayıt belgesi ile tapuya tescil ettiremeyeceklerini öğrenerek şok olmuş, hepsi önce kızgınlıkla Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine koşmuş, bir çoğu dava açarak sonuç almaya çalışmış ancak bu davaları da kaybederek dava masraflarını da ödemek zorunda kalmışlardır.
Yapı kayıt belgesi alan vatandaşların bir kısmı da tarım arazisi üzerine yaptıkları yapılar için daha sonra Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine izin başvurusunda bulunmuşlar, İl Müdürlükleri Kanuna uygunluk kriterleri taşıyan yapıları ilgili mevzuata göre izinlendirmiş, 5403 Sayılı Kanun ve ilgili mevzuattaki kriterlere uymayanlara kanun gereği haklı olarak kaçak yapı muamelesi yapıp izin verememesi yanında bir de idari para cezası uygulamak zorunda kalmış, bu da Tarım ve Orman İl Müdürlüklerini vatandaşla bir kez daha karşı karşıya getirmiştir.
Geçen yaklaşık 6 yıllık sürede Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasındaki bu mevzuat karmaşasından etkilenen vatandaşların sorunu hala çözülememiş, bu durum Belediyeler ve Tarım Orman İl Müdürlükleri arasında gidip gelmeye hala devam etmekte olanvatandaşı da Kurum çalışanlarını da canından bezdirmiştir.
Bu belirsizlik ve ilave af beklentisi tarım alanları üzerine kaçak yapı yapılmasını özendirmiş, 5403 Sayılı Kanunun yürütücüsü ve denetçisi olan Tarım Orman İl ve İlçe Müdürlüklerinin iş yükü katlanarak zabıta hizmetine dönüşmüş, alandaki mühendisler zabıta gibi vatandaşla da karşı karşıya gelmişler ve gelmeye de devam etmektedirler.
Bu sorunun yönetilebilir hale gelmesi için öncelikle 5403 Sayılı Kanunda ve diğer özel kanun hükümlerinde, sadece özel kanun hükümlerinde ki metraj ve yapı kriterlerine uygun yapılar için geçici maddeler ilave edilmeli, kesinlikle tekrar imar affı getirilmemeli, Tarım İl Müdürlüklerinde de Orman İşletmelerde olduğu gibi, muhafaza ve kaçak denetimi hizmeti yapmak üzere kolluk kuvveti birimleri ihdas edilmelidir.
İmar affı olmasa da sadece Trakya da değil, İstanbul’a komşu bulunan tüm Marmara’da; deprem korkusu, göç, yaşam pahalılığı vb nedenlerle kaçak yapı varlığı çığ gibi büyümekte ve önü alınmaz bir noktaya doğru sürüklenmeye devam etmektedir.
Kaçak ve Plansız yapılaşma sorunuiçin devletin her kurumu ve belediyeler bir araya gelerek acil eylem planları hazırlamalıdır.Aksi halde tarım arazileri, meralar, ormanlar ve zeytinliklerde mantar gibi bitmeye devam eden bu kaçak yapılar hem tarımsal bütünlüğü, hem de planlı yapılaşma süreçlerini tehdit etmeye artarak devam edecektir.
Bu konuları ele alacak ilgili sektörleri de içine alan bir çalıştay organize edilmesi, sadece yasaklayıcı değil, düzenleyici ve yol gösterici bir mantıklaburadan çıkacak sonuçların, İlimiz ve tüm ülkeye yönelik yapılacak düzenlemelerde dikkate alınması açısından Bakanlıklara ve TBMM nin ilgili komisyonlarına, ilgili tüm kurum ve kuruluşlara sunulması,bölge ve ülke menfaatleri açısından son derece acil bir konudur.
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.