ZEMBİL
Hani derler ya “Sen gökten zembil ile mi indin” diye. Zembil nedir? Zembil sepettir. Bazı insanlar küçük sepetlere ip bağlayıp yüksek katlardan zemin kattaki bakkal veya değişik ticarethanelerden bir şey alacağı zaman küçük bir kağıda alacağı şeyleri yazar, parasını da sepete koyup balkondan veya pencereden aşağıya sarkar. İş yerinin sahibi camdan sepeti görünce çıkıp sepetin içindeki kağıdı gözden geçirir. İstenen şeyleri sepete koyar, var ise paranın üstünü de sepete koyar. El işaretiyle çek der. Buna zembil demişler, yani sepetin küçüğü. Bir de büyük sepetler var. Köy yerlerinde sepetle ot, saman ve tezek taşırlar. Ben de çok taşıdım.
Evet sepetin asıl görevi budur. Peki sepet insan taşır mı? Birileri istese taşır.
Adamın biri çocukluğundan beri beraber geçen yıllardan sonra evlenir, beraber büyüdükleri için eşini çok sever. Birkaç yıl sonra bir oğlan çocukları olur. Bir de yaşlı babası vardır. Çocuk beş altı yaşlarındayken köy imamının isteği üzerine Kuran okumayı öğrenir. İyi bir dini terbiyeye sahip olur. Evlerinde anasının dedesine karşı iyi davranmadığını fark eder. Birkaç defa anasını uyarmaya çalışır.
Aradan yıllar geçer adamın hanımı kocasına “Ben babanı istemiyorum. Ya ben ya baban” der. Adam eşini çok sevdiği için ondan vazgeçemez. Sorar eşine “Söyle bakayım ben ne yapabilirim” Eşi “Yandaki damda eski bir sepet var. Babanı koy o sepete götür uzak bir yere bırak” der. Adam düşünür, eşinin istediği gibi oğlunun evde olmadığı bir zaman babasını sepete koyar, çok uzakta derenin yamacına bırakır. Sepeti de orada bırakır. Babası oğluna seslenir “Oğlum sepeti bırakma, al götür” der. Oğlu “Ne yapacağım bu sepeti” deyince babası “Oğlum bu sepet sana da lazım olacak. Ben de babamı bu sepetle buraya bırakmıştım” der. Oğlu sepeti almadan gider.
Adamın oğlu dedesini çok severdi. Eve geldiğinde dedesini bulamaz. Sorar anasına ve babasına “Dedem nerede, siz dedeme ne yaptınız” Anası “Oğlum deden evden çıkıp gitmiş” dese de çocuk inanmaz. Gider köy muhtarına durumu anlatır. Muhtar “Ben hiçbir şey bilmiyorum” der.
Çocuk anasına ve babasına söylenmeden köyünü terk eder. Şehre gidip bir giyim mağazasında çalışmaya başlar. Mağazanın sahibi çocuğun hal ve hareketlerinden oldukça memnundur. Çocuğun ismi İbrahim’dir. Mağazanın sahibi sorar “Oğlum kimin kimsen yok mu” diye. İbrahim olup bitenleri anlatır, “Bunun için ben de evi terk ettim” der. Mağazanın sahibi de “İbrahim oğlum benim yanımda istediğin kadar çalışabilirsin” der.
Bu olay 45-50 yıl öncesine dayanan bir olaydır. Şimdilerde sepete rağbet yok. Her şey araçlarla taşınıyor.
Sepet saman taşır sepet ot taşır
Sepetle babanı taşıma sakın
Sepet bir araçtır bir ihtiyaçtır
Sepetle babanı taşıma sakın
Sepeti yüküyle insanlar taşır
Sepet zembil olur kat kat dolaşır
Sanırım bu sepet seni de taşır
Sepetle babanı taşıma sakın
Selim der derdini kime açarsın
Sen de bir gün bu dünyadan göçersin
Sen de ne ekmişsen onu biçersin
Sepet ile günah taşıma sakın