Dolar 32,2097
Euro 35,0984
Altın 2.527,70
BİST 10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 23°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
23°C
Parçalı Bulutlu
Sal 23°C
Çar 23°C
Per 24°C
Cum 24°C

MEHMET SEREZ: TEKİRDĞ’A ADANMIŞ 90 YILLIK BİR ÖMÜR

2 Mayıs 2024 10:23
A+
A-

2012 yılı. Ortaokulda Muratlı ile ilgili bir ödevim için kaynağa ihtiyacım vardı. Doğru Muratlı Belediyesine gittim. Bana “Muratlı Tarih ve Coğrafyası” isimli bir kitap verdiler. Kitabın iki yazarı vardı: Mehmet S. Serez ve A. Turnacı. Bir ortaokul öğrencisi için müthiş bir kaynak kitaptı. Gerçekten etkilenmiştim. 10 yıl sonra Mehmet Serez’in bir eserinin yayınlanmasında yer alacağımı ise hiç hayal etmemiştim, kaderin cilvesi olsa gerek… Hem onunla tanışma, elini öpme, hem de eserinin yeniden hazırlanmasında yer alma fırsatım oldu.

Bugün Tekirdağ ile, Tekirdağ tarihi ile ilgili çalışma yapmak isteyenlerin başvuracağı kaynakların başında Mehmet Serez’in eserleri geliyor. Serez, sadece Tekirdağ tarihini yazmakla kalmamış,Tekirdağ tarihinin ve tarihçiliğinin mihenk taşlarından biri olmuştur.

Mehmet Saim Serez 1929’da Tekirdağ’da doğar. Fakat soyadından da anlaşılacağı üzere aslen Serezli’dir. Mübadil bir ailenin çocuğudur. Aile kökeni sorulduğunda “Serezli’yim, var mı daha ötesi!” der.

Serez, bugün Yunanistan’ın Orta Makedonya bölgesinde bir şehirdir. Osmanlı döneminde Balkanlar’ın önemli merkezlerinden biriydi. Ömer Seyfettin’in “Beyaz Lale” hikâyesinde de Balkan Savaşı sırasında Bulgarların işgalinde olan Serez’de yaşananları anlatır. Yani Mehmet Serez aynı zamanda Balkanlı’dır, Rumelili’dir.

Her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve Tekirdağ ile özdeşleşen Tekirdağ Kiraz Festivali’nin başlangıcında da yer almış ve bugüne ulaşmasında önemli ve büyük rolü olmuştur. İlk Kiraz Cümbüşü, 1961 yılında gazeteci Fahir Taner’in öncülüğünde Türk Ocağı Başkanı Mehmet Serez, Tiyatrocu Yılmaz İçöz, dönemin Halk Eğitim Müdürü Ali Saydam ve Teknik Ziraat Müdürü Cemal Bey’den oluşan ekip ve büro Tekirdağ halkının ilgi ve gayretleri ile Naip köyünde başlar. Köyün kavaklığı ve çınarları set ve dekor olarak kullanılır. Burada Türk Ocağı ince saz ve millîoyun ekipleri yer alır. Festival kervanında gelveli manda arabaları süslenerek kullanılır.  Kiraz Cümbüşü 1964 yılında “Festivale” dönüştürülmüştür. Festival Kervanı İstanbul’dan gelen halk oyunları ekiplerinin geçidinden sonra 17 bin Tekirdağlının katımlı ile Namık Kemal Stadı’nda yapılmıştır. Festival logosu ise Namık Kemal Lisesi Resim Öğretmeni Şadiye Erdölentarafından çizilmiştir. Bugün Tekirdağ’a sadece Kiraz Festivali’nde milyonlarca insan akın etmektedir. Kiraz Festivali, 2021 yılında Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) İl Envanteri Listesine alınmıştır.GelenekselKiraz Festivali’nin bu yıl 58.’si düzenlenecektir.

Tekirdağ’da dernekçilik dendiğinde de ilk akla gelen isimlerin başında Mehmet Serez yer alır. Bu derneklerin arasında bugün en faal olanı Namık Kemal Derneği yani Namık Kemal Evi’dir. 21 Aralık 1840’ta Tekirdağ’da doğan ve 6 yaşına kadar Tekirdağ’da yaşayan vatan ve hürriyet şairimizin hatırasına yapılan Namık Kemal Evi’nin, Derneğinin kurucu başkanıdır. 1993 yılında dönemin valisi Şenol Engin’in Namık Kemal’in doğduğu evi sorması ile başlar süreç. Fakat maalesef ki Namık Kemal’in doğduğu ev ayakta değildir. Sahip çıkamamışızdır. Serez’in önderliğinde bir grup insan bu görevi üstlenir. 1993 yılında Namık Kemal Evi’nin temelleri atılır. 21 Aralık 1994 yılında ise hizmete açılır. 30 yıldır Tekirdağlı, yerli ve yabancı on milyonlarca insana hizmet etmiş, uğrak yeri olmuştur. Namık Kemal Evi’nin başkanlığını ise bugün Edebiyat Öğretmeni Sezai Kurt yapmaktadır.  Mehmet Serez, vefatından önce gazeteci Ersin Bilmeç’in yaptığı röportajdaNamık Kemal Evi ve Sezai Kurt için “Sıfırdan başlayıp bir noktaya getirdik. Şimdi de emin ellere, Sezai Bey’e (Kurt) verdik. Gözlerim açık gitmeyecek” demiştir.

Namık Kemal Evi’nin bahçeye açılan alt katında “Mehmet Serez Sergi Salonu”, ikinci katında ise vefatının ardından hatırasına düzenlenen, arşivinin bir kısmının, eserlerinin ve aldığı ödüllerin“Mehmet S. Serez Tekirdağ Araştırmaları Odası” bulunmaktadır. Odanın açılışı bir törenle 21 Aralık 2019 tarihinde yapılmıştır. Serez, Namık Kemal Evi’nde anılarıyla, adına düzenlenen oda ile yaşatılmaktadır. Hani heykeli dikilecek adam tabiri vardır ya… Mehmet Serez de öylelerindendir. Ki öyle de olmuştur, hayattayken heykeli dikilmiştir. 2017 yılında tamamlanan ve açılışı yapılan heykel, Serez’in en büyük eserlerinden biri olan Namık Kemal Evi’nin bahçesinde bulunmaktadır. Heykelin ve bulunduğu alanın düzenlemesini, yine Serez’in öğrencilerinden, onun ekolünden olan mimar, mühendis Recai Gülgezen yapmıştır.

Sosyal Bilimler Lisesinin adı, “Tekirdağ Belediyesi Mehmet Serez Sosyal Bilimler Lisesi”dir. Süleymanpaşa Belediyesinin hizmet binasının bulunduğu caddenin adı “Yazar Mehmet Serez Caddesi”dir. Çınarlı Mahallesi’nde “Mehmet Serez Sokak” vardır. İşte bu ahde vefanın en canlı örneğidir. Tekirdağlı yöneticiler ömrünü Tekirdağ’a, Tekirdağ sevdasına adamış Mehmet Serez’in ismini Tekirdağ’ın caddelerinde, sokaklarında, okullarında yaşatmaktadır.

Namık Kemal Evi’nin benim hayatımdaki yeri çok başka. Benim Mehmet Serez ile buluşma noktam diyebilirim. 2018 yılında Sezai Kurt Hocam sayesinde tanıştım Namık Kemal Evi ile. Zaten biliyordum ama 2018’de gerçekten Namık Kemalli olmuştum. Sanırım, geçtiğimiz nisan ayında 6 yıl doldu. O gün bugündür, 6 yıldır Namık Kemal Evi’nde Sezai Kurt Hocamın önderliğinde birçok işe imza attık. Bu noktaya gelmemde kendisinin payı çok büyük. O nasıl ki Mehmet Serez ile yetişmişse, diyebilirim ki ben de onunla yetiştim ve yetişiyorum. Öyle ki nasip oldu, Mehmet Serez’in vefatından sonra Serez’in eserlerinden oluşan bir kitabı birlikte yeniden yayına hazırlama fırsatımız oldu: “Sevdam Tekirdağ: Süleymanpaşa’nın Gizemli Tarihine Yolculuk”. Kendimi sadece bu eserden dolayı dahi şanslı hissediyorum.

Namık Kemal Evi, bir müze ve Türkiye’deki az sayıdaki yazar-şair evlerinden biri olmasının yanı sıra bugün aynı zamanda bir kültür evi, bir okuldur. Dernek Başkanı Sezai Kurt’un önderlik ettiği çalışmalar (gazete, kitap ve sergiler) ile birçok öğrencinin, Tekirdağlıların ortak noktasıdır. Tekirdağ kültürüne aktif bir şekilde hizmet etmektedir.

Mehmet Serez’in dernek hayatına girişinin 70.yılında (2016) adına düzenlenen saygı gecesinde dönemin valisi Enver Salihoğlu, “Ülkemizde çok kullanılan fakat benim pek katılmadığım bir deyim var: Ununu eleyip eleğini asmak.  Mehmet Serez Ağabeyimiz, ununu eleyip eleğini asmayanlardan. Kahramanlık sadece savaşlarda olmuyor, kahramanlık; ülkenin değerlerini ve kaynaklarını ortaya çıkaran, gelecek nesillere aktarana da yakışan bir unvandır. Bu unvan Mehmet Serez’e yakışmaktadır. Mehmet Serez Tekirdağ’ın kahramanı, anıtıdır. Mehmet Serez tüm hayatını Tekirdağ’ımızın gelişmesi için adamıştır. Yerel tarih yazılmadan genel tarih yazılamaz. Mehmet Serez yerel tarihimizin en önemli kişilerinden birisidir. Mehmet Serez Tekirdağ için bir şanstır. Keşke bütün illerin Mehmet Serezleri olsa.”şeklinde bir konuşma yapmıştı. Konuşmasına Nazım Hikmet’in “Yaşamaya Dair” şiirinin “Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin/ Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil” dizelerini hatırlatarak Mehmet Saim Serez’in 87 yaşında zeytin diktiğini dile getirerekbu zeytinden çocukları ve Mehmet Serez’in kendisi de dahil olmak üzere herkesin yiyeceğini ifade etmiştir.

Zaten öyledir. Mehmet Serez Tekirdağ’ın yöneticilerinin, valililerinin gözünde Mehmet Amca, Mehmet Ağabey olmuştur. Ona, o hayatta iken yetişebilenler kendilerini şanslı sayarken yetişemeyenler ise eserlerini gördükçe, tanıdıkça “Keşke onu tanıyabilseydik” derler.

Mehmet Serez’in tarih ile bu denli ilgilenmesinin en önemli etkenlerinden biri de Hikmet Çevik’tir. Hikmet Çevik, Serez’in orta mektepte tarih öğretmenidir. Aynı zamanda Tekirdağ tarihi ile ilgili önemli eserlerin yine başında gelen “Tekirdağ Tarihi Araştırmaları” eseri de Hikmet Çevik’in eseridir. Hikmet Çevik Serez’den önce, Tekirdağ kültür ve tarihi üzerine birçok eser yazmış bir isim. Serez, ondan şöyle bahsetmiştir:

“Tarih merakımı anneannem ve babaannemden alırken Hikmet Çevik’ten çok istifade ettim. Ben kendime hocam Hikmet Çevik’i örnek aldım. Tekirdağ ile oturdum, kalktım, yattım ve hâlen de bütün çabalarım Tekirdağ kültürü, tarihi ki çok şeyi yaptığıma inanıyorum.’’

Hikmet Çevik ne yazık ki çocuklarının eğitimi için Tekirdağ’dan İstanbul’a taşınmıştır. Bu durum maalesef ki Tekirdağ için büyük kayıp olmuştur. 1973 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Fakat onun öğrencilerinden olan Mehmet Serez onun eksiğini bir bakıma kapatmıştır. İkisine de rahmet olsun.

Sıkı bir Türkçü ve aynı zamanda Atatürkçü’dür Mehmet Serez. “Her şeyden taviz veririm, Atatürk’ten taviz vermem. Çünkü yaptıklarını bildiğim için… Hemşehrilik de var.Atatürk, Atatürk işte, söylemeye lüzum yok!“ der.

Tekirdağ Türk Ocağı söz konusu olduğunda da Mehmet Serez ilk akla gelen isimlerdendir. Serez, 70 yıllık bir cemiyet hayatına sahiptir, cemiyet hayatına 1946 yılında Halkevinde başlamıştır.

Tekirdağ’da kuruluşu 1 Eylül 1923 tarihine denk gelen olan Türk Ocağı (asıl merkezi kuruluş tarihi 1912), Millî Mücadele’de, Cumhuriyet’in ilk yıllarında hem ülke genelinde hem Tekirdağ’da birçok alanda önemli işler yapmış bir ocak ve kuruluştur. 1931 yılında kapatılmasının ardından bir süre kapalı kaldıktan sonra tekrar açılır. Tekirdağ’daki bu ikinci açılış, daha doğrusu kuruluş 1949 yılına denk gelmektedir. Mahmut Sümer gibi Tekirdağ’ın önemli simaları ile Mehmet Serez de bu kurucu heyet içerisinde olmuştur. Serez o zaman 20 yaşında bir gençtir. Tekirdağ Türk Ocağı Şubesinin 2.Kuruluş mazbatasını, Kemal Özdoyuran ve Av. Cavit Turgay’la birlikte alan üç kişiden birisidir. 1956 yılında Türk Ocağı Başkanlığını üstlenir ve 27 Mayıs 1960 İhtilali’ne kadar Reisliği sürdürür. İhtilal ile birlikteinkıtaya (kesintiye) uğrayan Türk ocaklarının yeniden faaliyetini sürdürebilmesi için Tekirdağ Milletvekilliği ve Senatörlüğü de yapan Hayri Mumcuoğlu ile Cemal Gürsel’e çıkarlar ve Türk Ocakları için “Türk Ocakları, Türk Milliyetçiliğinin temel taşıdır; dokunulmamasını rica ederim” yazısı ile faaliyet müsaadesini alır. Bu girişim onun Türk Ocakları Genel Merkez İdare heyetine girmesinin vesilesi olur ve beş yıl görev yapar.  Tekirdağ Türk Ocağının 2.döneminin odak kişisidir. 1980’e kadar görevi sürdürür, 12 Eylül Darbesi ile Ocak tekrar 1988’e kadar inkıtaya uğrar.

Serez özellikle 1961-1970 Türk Ocaklarının Tekirdağ’daki faaliyetlerini ocak başkanı olarak organize eder.  Ocak bu dönemde “altın dönemini” yaşar. Bu yıllarda Türk Ocağının 18 kişilik ince saz heyeti ve müzik korosu (Türk Ocağı Musiki Heyetinde, koroda Serez ekolünden Nevzat Avcı da bulunur), halk oyunları ekibi ki birisi Balkan oyunları diğeri ise Tekirdağ oyunları, Fikret Soylu’nun başkanlığında İngilizce, Almanca, Fransızca, Dil kursları, 25 kişilik mandolin kursu, öğretmen İlyas Bey’in başkanlığındaköycülük faaliyetleri gibi sosyal faaliyetlerle kendini gösterir. Serez’inbaşkanlığında Tekirdağ Türk Ocağı bu dönemde belli aralıklarla İstanbul, Ankara Üniversitelerinden konuşmacılar getirir ki bu konferansları yüzlerce, binlerce insan takip eder. Bu hocalar arasında kimler yoktur ki: Ord. Prof. Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Prof. Dr. Kadri Timurtaş, Prof. Dr. Mehmet Çavuşoğlu, Doç. Dr. Ali Karamanlıoğlu, Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu, Prof. Dr. Mümtaz Turhan, Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Muhiddin Nalbantoğlu gibi onlarca kültür ve bilim adamı…

3.Dönem’in kurucusu ve ilk başkanı yine Mehmet Serez’dir. Tüm kuruluş ve alt yapıyı oluşturduktan sonra görevi 1991 senesinde, gençlere bırakır, görev süresi 26 yıl 7 ay 13 gündür. 3.Dönem, resmî kayıtlar ele alındığında 07.03.1988 günü Tekirdağ Aydoğdu Mahallesi Şabanoğlu Bayırı 1 numaralı hanede kurulmuştur. 2.dönemin sonunda bir heyetçe, Şapkacı Kemal’in bulunduğu dükkân sırasının en başındaki tek katlı Türk Ocağı binasında bitmiştir. Üçüncü dönem; Mehmet Saim Serez, Nuri Kabaağaç, Feyzullah Değer Beyefendilerin Kurucu heyet olması hasebi ile, Hasan Erge, Recai Gülgezen, Yılmaz Karatün, Mustafa Güngör, Ali Geyik, Hasan Kaya, İbrahim Uzun gibi 10-12 arkadaş tarafından kurulmuştur. 16.04.1988 günü yeni divan teşekkülü kararı ile Mehmet Serez Başkanlığında, Yılmaz Karatün, Hasan Erge, Mustafa Yılmaz, Nuri Kabaağaç, Feyzullah Değer, Mustafa Güngör’den oluşan idare heyeti oluşturulmuştur. Ocak binası kuruluş yerinden geçici olarak Tekirdağ Ortacami Mahallesi Hükümet Caddesi Yeni Çarşı Sokak Gılbaz İşhanı Kat 4 No.8’e alınmış birkaç aydan sonra Millî Emlağa ait Tekirdağ Cengiz Topel Meydanı No.6/2’deki haneye taşınmıştır.

05.10.1988 tarihinde Tekirdağ Cengiz Topel Meydanı No:6/2’deki dernek binasında yapılmıştır. Seçimler sonucunda Mehmet Serez başkanlığında Yılmaz Karatün, Hasan Erge, Mustafa Yılmaz, Nuri Kabaağaç, Feyzullah Değer, Adnan Hergül ile idare heyeti oluşturulmuştur. Dernek binası 19.10.1989 tarihinde Tekirdağ Namık Kemal Caddesi No.2’ye, eski belediye binası Sular İdaresinin zemin katına taşınmıştır. Mehmet Serez bu döneminde 2 yıl 7 ay 13 gün görev yapmış, 57 oturum gerçekleştirmiş 248 karar almıştır. Dönemin Valisi Oğuz Kağan Köksal, Belediye Başkanı Dr. Mahmut Çağlıyurt ve Cemal Ünlüsaraç’tır.

Mehmet Serez’den sonra görev alan Tekirdağ Türk Ocağı Başkanlarıise: Prof. Dr. Hüseyin Hüsnü Gündüz (20.10.1990, görev süresi 1 dönem: 2 yıl 8 gün).Türk Dili Doktoru Fikret Yıkılmaz (Birinci etap başkanlık dönemi: 22.12.1993-10.12.1999 ve ikinci dönem başkanlığı ile birlikteDr. Fikret Yıkılmaz; 7 dönem: 14 yıl 7 ay 9 gün görev yaparak Mehmet Serez’den sonra en uzun süreli Başkanlık hizmeti yapmıştır). Kasım Özadalı (10.12.1999,görev süresi 1 dönem: 2 yıl 8 gün sürmüştür). Fikret Yıkılmaz(ikinci dönem başkanlığı 18.12.2001-27.09.2007 arasındadır). Öğretmen İsmail Kurt(27.09.2007’de göreve başlamış, iki dönem: 4 yıl 1 ay 9 gün görev yapmıştır). Bayram Akbulut(07.11.2011 tarihinde göreve başlamış, 1 yıl 11 ay 3 gün görev yapmıştır). Hasan Erge(07.10.2013 tarihinde göreve başlamış 28.09.2019’a kadar 3 dönem: 5 yıl 11 ay 21 gün görev yapmıştır). Öğretim Görevlisi Kamile Gülgezen(28.09.2019tarihinde göreve başlamış, bugün itibari ile iki dönemdir görev yapmaktadır).

Bir Türk Ocaklı olarak, Tekirdağ Türk Ocağı için emek veren herkese şükranlarımı sunuyor, vefat edenlere rahmet, hayatta olanlara ise sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum.

“Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı,yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın. Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı.” (Şebinkarahisar Türk Ocağı defterine 11 Ekim 1924 yılında Atatürk tarafından yazılmıştır)

Mehmet Serez, her zaman, her şeyden önce kendisini Türk Ocaklı olarak görmekten, takdim etmekten gurur duymuştur. 1949 yılında tanıştığı, Türk Ocaklarının da 1912’de kuruluşundan ölümüne kadar genel başkanlığını yapmış, bunun yanında Millî Mücadele’de Cumhuriyet’in Kuruluş ve ilerleyen zamanlarında daima Atatürk’ün yanında olmuş, Millî Eğitim Bakanlığı ve Büyükelçilik görevlerinde bulunmuş Hamdullah Suphi Tanrıöver’e ayrı bir hayranlığı sevgisi ve muhabbeti vardır. Serez, 1961-1966 yılları arasında Hamdullah Suphi Tanrıöver’le Türk Ocakları Merkez Heyetinde de bulunmuştur.

Ne büyük onu ver şereftir ki Türk Ocaklarının “Hamdullah Suphi Tanrıöver Ödülleri ve Plaketi” 25 Mart 2016’da Mehmet Serez’e takdim edilmiştir. Ne yazık ki Serez hastalığı dolayısıyla Ankara’da yapılan ödülü törenine katılamamış, ödülü Serez adına kızı Dr. Deniz Coşkun almıştır. Ödül bugün Namık Kemal Evi’nde Serez’in hatırasına düzenlenen odada sergilenmektedir.

Bir de “Serez Rahle-i Tedrisatı” vardır Tekirdağ’da. Çünkü Mehmet Serez sadece bir araştırmacı, bir yazar değil, başlı başına bir okul ve bir muhit olmuştur. Onun etrafında yetişen, gelişen, daha doğrusu Serez’in rahle-i tedrisatından geçen birçok insan bugün Tekirdağ’da çok büyük hizmetler vermiştir. Yaptıklarıyla, kişilikleriyle bilinir, anılır insanlar olmuşlardır. Diyebiliriz ki o aynı zamanda bir okul olmuş ve bir ekol yaratmış, yetiştirmiştir.Gazeteci Hasan Erge, Gazeteci Ersin Bilmeç, Mühendis Recai Gülgezen, Edebiyatçı Sezai Kurt, Muhasebeci Ali İhsan Şeniz ve geçtiğimiz ekim ayında maalesef ki kaybettiğimiz, Tekirdağ’ın musiki camiasının önemli ismi Nevzat Avcı bu isimlerin başında gelenlerdir. Şüphesiz “Serez Ekolü”de bugün yerinde saymayıp, aksine Serez’den aldığı ilham ile bir neslin daha yetişmesine, kültür akışının kesilmemesine büyük özen göstererek Tekirdağ için çalışmalar yapmakta, mücadele vermektedirler.

Mehmet Serez tüm bunların yanında bir de başarılı üç kız sahibi bir babadır: Prof. Dr. Gülden Omurtag, Dr. Deniz Coşkun, Ecz. Lamia Gürbüz. Eşi Birkan Serez’e, kızlarına ve torunlarına sağlıklı ve mutlu uzun ömürler diliyorum. Ne mutlu onlara ki onlar böyle bir babanın evlatları… Ne mutlu Mehmet Serez’e ki o böylesi başarılı evlatlar yetiştirmiş bir baba…                

Benim Serez’i ilk görüşüm, onunla birebir tanışmam ise karlı bir güne, 20 Aralık 2018’e denkgeliyor. Ertesi gün 21 Aralık. Namık Kemal’i anma töreni var. Sezai Hoca’mın önderliğinde hazırladığımız, Namık Kemal’in yazı 1868’de Londra’da çıkardığı Hürriyet’in 150.yılında özel-hatıra sayısı basılmış. İlk kez orada tanışma ve elini öpme fırsatım oldu.Serez’i son görüşüm ise 7 Mart 2019Perşembe günü oldu. Sezai Kurt Hocamın önderliğinde Namık Kemal Evinde düzenlenen okuma günleri çerçevesinde onu evinde ziyaret etmiştik. Hastaydı fakat yine de bizi kabul etmişti. Ayağa kalkamıyordu fakat oturduğu yerden bizlere adeta bir tarihi yaşama imkânı sunuyordu. Bir tarih karşımızdaydı çünkü. Olayları bazen bitirmeden farklı bir olaya geçerek anlatsa da öylesine derinlemesine anlatıyordu ki, hayran kalmamak mümkün değildi. 90 yaşında çınar, Tekirdağ’a, Tekirdağ tarihine mal olmuş Mehmet Serez bize tarih anlatıyordu. Bana şahsi olarak Namık Kemal kitabını hediye etti. Recai Gülgezen Ağabey de oradaydı. “Bak, sana el verdi” demişti. Gülüşmüştük.

Kim bilebilirdi ki 2 ay bile geçmeden vefat haberini alacağımızı… Kader…

2 Mayıs 2019’da aldık acı haberi. Kaybetmiştik Mehmet Serez’i…

2 Mayıs 2019 Perşembe günü kaybettiğimiz Serez’i, büyük Türkçü’yü 3 Mayıs 2019’da Türkçülük Günü’nde defnettik. Kaderin cilvesi olsa gerek, onu böyle bir günde toprağa verdirdi.

1929 yılında Tekirdağ’da doğan Mehmet Serez 90 yıllık yaşamını Tekirdağ’da tamamlamıştır. 90 yıllık ömrünü Tekirdağ’a vakfetmiş, Tekirdağ ile âdeta hemhâl olmuştur.

Mehmet SEREZ; 90 yıllık ömrünü Tekirdağ’ın tarihine, sosyal-kültürel hayatına adamış bir Tekirdağ sevdalısıydı. Tekirdağ Türk Ocağı Başkanlığı, Tekirdağ Kiraz Festivali, Tekirdağ Kızılay Başkanlığı, Tekirdağ Turizm Tanıtma Derneği, Tekirdağ Namık Kemal Kütüphanesi, Tekirdağ Müzesi ve Tekirdağ Namık Kemal Evi gibi daha nice kıymetli miras ve onlarca Tekirdağ kitabı…

Açtığı yolda, yaptıklarının izinden gidebilir, onları koruyabilir ve devam ettirebilirsek ne mutlu bizlere…

Ustamız, değerli büyüğümüz Mehmet Serez’i vefatının 5.yılında rahmetle ve özlemle anıyorum.

Ruhun şad olsun Mehmet Amca!

***

Mehmet Serez’in yayımlanmış eserleri:

Yavru Vatan Kıbrıs (İnceleme, Şafak, 1964), Mehmet Akif Ersoy (İnceleme, Şafak, 1968), Mevlana Celaleddin-i Rumi, (İnceleme, Şafak, 1968), Ziya Gökalp (İnceleme, Şafak, 1968), Namık Kemal (İnceleme, Şafak, 1968), Yahya Kemal (İnceleme, Şafak, 1968), Atatürk Tekirdağ ve Trakya’da (İnceleme, Yeni İnan, 1982), Kahraman Maraş Kendini Kurtaran Şehir (İnceleme, Yeni İnan, 1982), Mehmet Şeref Aykut (İnceleme, Yeni İnan, 1983), Mimar Sinan’ın Trakya Eserleri (İnceleme, Yeni İnan, 1984), Mukaddes Topraklarda (Hatırat, Yeni İnan, 1990), Macaristan Yollarında (İnceleme, Yeni İnan, 1990), Tekirdağ Vakfiyeleri (İnceleme, Valilik Yayınları, 1993), Tekirdağ ve Çevresi Şehitlikleri (İnceleme, Valilik Yayınları, 1993), Gazi Mustafa Kemal ve Harf İnkılabında Tekirdağ’ın Yeri (İnceleme, Valilik Yayınları, 1994), Tekirdağ ve Çevresi Mutfağı (İnceleme, Valilik Yayınları, 1997), Tekirdağlı Hüseyin Pehlivan ve Türk Güreşi (İnceleme, 2000), Kızılay ve Tekirdağ Kızılay Şubesi Faaliyetleri (İnceleme, 2000), Tekirdağlı Gazi Hasan Paşa (İnceleme, 2001), Tarihte Türk-Macar İlişkileri II. RakocziFerenc ve MikesKelemen (İnceleme, Valilik Yayınları, 2001), Geçmişten Günümüze Tekirdağ ve Çevresi Fotoğrafları (M. Çevik ile birlikte, 2004), Tekirdağ ve Çevresi Halk Oyunları (İnceleme, Valilik Yayınları, 2006), Edirne Vilayeti Tekirdağ Salnameleri (İnceleme, Valilik Yayınları, 2006), Tekirdağ ve Tarihi ve Coğrafyası Araştırmaları (2007), Muratlı Tarih ve Coğrafyası (İnceleme, 2007, A. Turnacı ile birlikte), Atatürk ve Millî Mücadele’de Tekirdağ, (İnceleme, Valilik Yayınları, 2009), Tekirdağ ve Çevresi Şehitlikleri (İnceleme, 2009), Namık Kemal ve Tekirdağ (2012), Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Trakya (2012), Bad-i Ahmet Efendi’nin Riyaz-ı Belde-i Edirne Eserinde Tekfurdağ ve Çevresi (İnceleme, 2012), Tekirdağ ve Çevresinde Mübadele-90. Yıl (İnceleme, 2013), Tekirdağ Tarihi ve Coğrafyası Araştırmaları II.–Odalar ve Dernekler (İnceleme, 2014), Tekirdağ Namık Kemal Evi 4. Baskı (2014), Tekirdağ ve Çevresini Fetheden  Kumandanlar Alperenler-Gaziler-Şehitler (2014), Tekirdağ Çeşmeleri, Şadırvanları, Sebilleri (İnceleme, 2014), Osmanlılar Neşriyatı Hürriyet Gazetesinde Namık Kemal Makaleleri (İnceleme, Valilik Yayınları, 2015), Sevdam Tekirdağ: Süleymanpaşa’nın Gizemli Tarihine Yolculuk (Yeniden Yayına Hazırlayan: Sezai Kurt, 2022, Süleymanpaşa Belediyesi Yayınları)

Kaynakça:

  • Sezai Kurt, Bir Tekirdağ Sevdalısı: Mehmet Saim Serez, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2016
  • Gazeteci Ersin Bilmeç’in Mehmet Serez ile yaptığı röportajın videosunun linki: https://www.youtube.com/watch?v=eHaFWa3m8us
  • Tekirdağ Türk Ocağı ile ilgili bilgiler; Türk Ocağı 18. Dönem Tekirdağ Türk Ocağı Hars Heyeti Başkanı Recai Gülgezen’inve Tekirdağ Türk Ocağı Başkanlığı da yapmış olan Gazeteci Hasan Erge’ninkayıtlarından alınmıştır. Verdikleri bilgilerden dolayı kendilerine teşekkürüborç bilirim.

Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
13 Mayıs 2024 10:38
3 Nisan 2024 10:14