NERDE O GÜNLER
Yıllar yılı önceleri dolandırıcılık yoktu kap kaç yoktu kimse kimsenin hakkına tecavüz etmezdi helal ve haram biliniyordu.
Henüz evlenmemiş bir genç omuzunda heybesi uzun bir yol yorgunluğunda bir duvarın dibinde akan küçük bir derenin kenarında dinlenmek için oturur akan sudan gelen bir elmayı görür ve elmayı alır bir kere ısırıp yedikten sonra aklına bu elmanın mutlaka bir sahibi vardı diyerek sağa sola bakmaya başlar. Bahçe duvarını üstünden sarkan bir dalın üstüne elmaların olduğunu görür demek ki ısırdığım elma bu daldan düşmüştür diye düşünür kalkıp bahçenin kapısına kadar gider kapıya vurmaya başlar. Kapıyı orta yaşlı biri açar genç deki emmi bu bahçe sizin midir adam benimdir neden sordun genç derki duvarın dibinde oturmuştum akan sudan bir elma vardı O elmayı aldım bir kere ısırıp yedim işte elma elimde bir defa ısırıp yedim bana helal eder misin adam hayır helal etmem der genç ısrarla ne olur helal et dese de ada hayır helal etmem diyor. Aslında bahçenin sahibi çok cömert birisidir. Çok güzel bir kızı var bu gencin bir ısırık elma için ısrarla helal et demesi demek ki bu genç çok dürüst birisidir diye düşünür.
Adam gencin imini sorar genç adının Eyüp olduğunu söyler kimin kimsen var midir diye sorar Eyüp babam ölmüş bir tek anamla yaşıyorum der adam derki benim ismim Ahmet tir Eyüp tekrar ne olur Ahmet amca hakkını helal et gideyim der. Ahmet derki iki sene bana çalışırsa helal ederim. Der Eyüp derki ben bu köyden değilim anam yalnız tek başına ne yapar Ahmet derki ben size oturacak ev veririm git ananı al buraya gelin. Eyüp derki gidip anama sorayım diye oradan ayrılır ve köyüne gider olup biteni anasına anlatır anası derki oğlum hiçbir insan bu kadar zalim olamaz bunda bir iş vardır en iyisi mi oraya gidelim. Zaten geçinemiyoruz iki sene çalış en azında sıkıntı çekmeyiz.
Eyüp anasıyla Ahmet ağanın yanına giderler Ahmet ağa kendilerine oturabilecek bir ev verir . Eyüp Ahmet ağanın yanına gider derki iki yıl sonra bana hakkını helal edeceksin bende anamı alıp köyüme giderim Ahmet ağa hayır dahası var derki bak Eyüp benim bir kızım var gözleri görmez kulakları duymaz ve dilsizdir iki yıl sonra benim kızımla evleneceksin Eyüp derki ağam yapma bunu bana diyerek anasının yanına gider durumu anlatır ve anası derki oğlum bundan da bir hayır vardır sen sesini çıkarma işine devam et der Eyüp artık kaderine razı olur ve işine devam eder.
İki yıl geçer Ahmet Eyüp ve anasının yanına gidip derki ben düğün hazırlıklarına başlıyorum haberiniz olsun der ve düğün hazırlıkları tamamlanmış davetiyeler dağıtılmış ve düğün başlamıştır. Gelin Ahmet ağanın kızı herkes takı için sıraya girmişler ve düğün bitmiştir Eyüp gelini odasına gider gelinin yüzünü açmadan keşke dilsiz kör ve sağır olmasaydın diyerek kızın yüzünü açar ve boynuna hediyesini takar elin teşekkür ederim deyince Eyüp şaşkına döner gelin derki evet ben körüm hiç kötü şeylere bakmadım sağırım hiç dedi kodu dilemedim ve dilsizim kimsenin dedi kodu sunu yapmadım der sabah olur gelin ve damat el öperler Ahmet ağa derki bak oğlum benim bir tek kızım var se bir elmayı ısırmakla helal edeyim diye yalvardığına göre ben hem kızıma hem servetime seni layık gördüm ve kızımı sana verdim..
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.