Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Az Bulutlu
Cts 19°C
Paz 19°C
Pts 17°C
Sal 18°C

BOZGUNUN BİLANÇOSU

12 Nisan 2021 12:59
A+
A-

Sultan Vahdeddin Türkiye’ye ilk darbeyi güneyde vuracaklar düşüncesiyle İngilizler Kudüs’ü zaptettikten sonra 9 Aralık 1917’de Suriye’ye dayanmışlardı. Irak’ın büyük kısmını zaptetmişlerdi.
Filistin cephesinde üç ordumuz vardı: dördüncü, yedinci ve sekizinci. Dördüncü ordunun kumandanı Arapkirli Cevat Paşa idi. Cephe umumi karargahı Nasıra’da bulunuyordu. Dördüncü ordunun merkezi Salt, yedinci ordunun Nablus, sekizinci ordunun ise Tulu kerem kasabaları idi. 31 Ağustos 1918’de bu cephede o kadar ani bir çöküş meydana geldi ki bu hal süratli bir hezimete yol açtı ki çok gerilerde bulunan ordu kumandanları bile canlarını zor kurtarabildiler. Sekizinci ordunun kumandanı Cevdet paşa karargahından kalpağını alamadan kaçıp kendisini Şam’a zor atmış idi ve burada kolordu kumandanı İsmet paşayı tellal bağırtarak bulmaya çalışıyordu.
Yedinci ordunun kumandanı sağ ve solundaki dördüncü ve sekizinci ordulara haber vermeden ani bir şekilde ricat etmesiyle ortaya çıkmıştı. Merkezi durumdaki yedinci ordunun ani ve habersiz ricatı ile cephede açılan boşluktan saldıran İngilizler sağ ve soldaki dördüncü ve sekizinci orduları arkadan kuşatarak 75000 esir ve 375 adet top ele geçirdiler.
Yedinci ordunun kumandanı esir olmaktan zor kurtulmuştu. Emir zabiti yüzbaşı Bedri bey Şeria nehrinde bir geçit buldu. Nehri geçip hayatlarını kurtardılar. Diğer kumandanlar gibi sekiz kişilik mahiyeti ile resmi resmi elbiselerini giyemeden kendilerini Şam’a atmış fakat burada duramamış, bakiye kuvvetlerin kumandasındaki Cemal paşaya bırakarak Rabak’a gitmişti.
Bu bozgunun bize maliyeti 75000 esir, 375 top ve büyük ölçüde malzeme ve teçhizat, 800’den fazla makineli tüfek, 210 kamyon, 44 otomobil, 89 lokomotif, 468 yük ve yolcu vagonu. İşte hezimetin bilançosu.
Bu bozgun bizi istemeyerek de olsa 30 Ekim 1918’deLimni Adasının Mondros Limanında Osmanlı İmparatorluğunun ölümüne benzeyen mütareke imzalandı. Bahriye nazırı Rauf Orbay yanındaki heyet ile gözyaşlarıyla sözde ateşkes anlaşmasını imzaladı. İngiliz amiral ise sırıtarak anlaşmayı imzaladı.
İşte mütareke şartları:
İstanbul ve Çanakkale boğazları işgal edilecek. 250 bin vatan evladını feda ederek müdafaa ettiğimiz bu yerlerde düşman bayrağı dalgalanacaktı.
Hudutların muhafazası ve emniyeti için lüzumlu görüldüğü kadar haricindeki kuvvetler derhal terhis edilecek jandarma görevini yapacak. Askeri gücün tespitini Osmanlı değil galip düşmanlarına danışarak tespit edilecek.
Emniyet ve benzeri zaruri hizmetler için kullanılacak küçük gemiler dışında bütün harp gemileri teslim edilip limanda bağlanacak.
Bütün haberleşmeler hükümet muhaberatı hariç ve demir yolları kontrol edilecek
Hicaz, Asir, Yemen, Suriye ve Irak’ta bulunan kuvvetler teslim olacak. Kilikya’daki Adana kuvvetlerin güvenliği sağlamaya yeterli görüleninden fazlası geri çekilecek. Trablus ve Bingazi’deki Osmanlı subayları da silahlarını teslim edecekler
İtilaf hükümetlerine ve Ermenilere mensup harp esirleri ve hapishaneler kayıtsız şartsız teslim edilecek. Osmanlı harp esirleri İtilaf devletleri tarafından muhafaza edilecek
İtilaf kuvvetleri emniyetleri bakımından gerekli gördükleri takdirde herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkına sahip olacak.
Mondros mütarekesinin en feci maddesi bu idi. Dört tarafından prangaya vurulmuş Türkiye bu maddeye dayanılarak istendiği zaman istenilen yerini düşman çizmesi altında görmek felaketine uğrayacak demekti.
Ey yüz dört emekli amiral gece yarısı bildiriyi bu Mondros mütarekesi için mi yayınladınız? Rauf Orbay’ın ağlayarak imzaladığı anlaşmayı sizler tehditle mi korumak istiyorsunuz? Eskiden emeklilere takavut derlerdi takavutun anlamı artık siz bir işe yaramıyorsunuz demektir. Sizden sonra birkaç takavut olmuş CHP eski milletvekilleri de bu konuda bildiri yayınladılar. Hepiniz işe yaramaz art niyetlim kişilersiniz.
Vah zavallılar vah sizler bilmiş olun ki artık Mondros mütarekesi de takavut olmuş o da bir işe yaramayacak. Onu ömrü Kanal İstanbulun bitimine kadardır haberiniz olsun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR