KARAGÖZ
Rivayete göre Orhan gazinin Bursa’da yaptırmakta olduğu cami inşaatında Karagöz adlı bir demirci çalışmaktaydı. İşi duvar taşlarını demir kenetlerle birbirine bağlamaktaydı. Aynı cami inşaatında onun arkadaşı olan hacı ivad yan hacı vat usta başı idi.
Karagöz ve Hacivat’ın devamlı olarak birbirleriyle şakalaşmaları ve işçilerinde onların hallerine gülüp çalışmayı aksatmaları yüzünden işler yürümez hale gelmişti. Bir gün inşaat mahalline gelen Orhan gazi işlerin olduğu gibi durduğunu görünce mimar başını sorguya çekti. Daha sonra karagöz ve Hacivat i huzuruna çağırtıp bir hamam muhaveresi yaptırdı. Oyundan hoşlanmıştı ancak işin sürüncemede kalmasına da göz yumamazdı. Tehdit yolu tenbihlerde bulunup geri döndü.
Birkaç gün sonra padişah tekrar cami inşaatına gitmişti inşaatta hiçbir ilerlemenin olmadığını gördü. Mimar başından ayni mazereti duyunca son derece öfkelendi ve karagözün de Hacivatın da idam edilmesini emretti. Bu durum kendilerine bildirildiği zaman Kara göz adam sende diyerek sol eliyle sakalını tutup sağ elini sallamış Hacivat ise iki elini yumruk yapıp üst üste duvara vurup taş taş üstünde kalmasın demişti ve idam edilen iki komedinin perdedeki gölgeleri göründüğü gibidir.
Orhan gazi onların idam ettirdiğine pişman olmuştu. Buhara nın küşter kasabasından gelen Nakşibendi meşayihinden olan şeyh küşteri Karagöz ve Hacivat in hayallerini perdeye aksedip konuşturarak padişahın üzüntüsünü hafifletmişti.
Fakat bu rivayet asılsız olsa gerektir. Çünkü hayal oyununun ondan çok önceki devirlerde orta Asya’da Çin’de Hint te ve Mısır’da var olduğu çeşitli kaynaklarda bildirilmektedir. Hatta rivayetlerde bile benzerlikler görülmüştü.
Anadolu Türkleri işte bu hayal oyununu yaşatmış ve kara gözün şahsında onun milli bir hüviyete sokmuşlardır.
Karagöz cahil fakat saf ve temiz ruhlu zeki fıtri mizah kabiliyetine sahip Türk halkını temsil eder. Sun iliklerden yabancılara benzeme temayülünden taklitçilikten hoşlanmaz dil bozguncularını alaya alır. Hacivat ise onun tam zıddı halktan kopmuş ve aydın tiplidir. Bunların yanında Osmanlı memleketlerinde yaşayan azınlık tipleri de karakteristik taraflarıyla karagöz oyunlarında yer alır.
Gölge veya hayal oyunu aslında tasavvufi inanışlarında ifade inanışlarında ifade vasıtasıdır. Buna göre göze görünen her şey hakiki varlık olan ALLAHIN kainattaki hayalleridir. Büyük hakikat ise gelip geçici hayallerin ulaşmaya çalıştıkları ebedi alemdedir. Gösterir yüz bin hayal alemde suret perdesi şem i siretle zıyalandıkça hikmet perdesi gibi karagöz oyunlarına yer yer serpiştirilmiş olan beyitler bunu ortaya koymaya çalışır..