ÖLÇÜ

Bütün yaratıklar ölçüye tabidir. Hiçbir
canlı ölçüsüz değildir. Bir meyve ağacı
tabi olan ölçülerle ve mevsimlerin zaman
ölçüsüyle ilkbaharda çiçekler açar, dalları
yeşil yapraklara bürünür. Yaz aylarında
meyvesini verir, verdiği meyve de tabi olduğu
ölçüye göre ham dönemi ve olgunlaşma
dönemi olarak insanların sağlığına yararlı bir
meyvedir. Sonbaharda yapraklar dökülür.
Gelecek ilkbahara kadar ilahi kudretle
görevini tamamlamış oluyor ve bu bir
ölçüdür.
Yeryüzündeki bütün nebatat hemen hemen
aynı ölçülere tabidir. Bütün canlılar da belli
ölçülerle hayatlarına devam ederler. Her
canlının tabi olduğu ölçüleri yazmak uzun
sürer.
Sadece insanların tabi oldukları ölçüleri
yazmak istiyorum. İnsanlar bebeklik
çağlarında bakıma muhtaç oldukları için
belli ölçüler dahilinde büyümeye devam
ederler. İnsanların en önemli ölçüleri hayat
ölçüsüdür. Bazıları bebeklik çağlarında
bazıları hayatlarının yaşama süresi biter ve
hayata veda ederler. Buna da ömür ölçüsü
derler. Bir de insanların meslek ölçüleri
vardır. Hiçbir meslek ölçüsüz devam edemez
ve ölçüsüz yapılan işlerin hiçbir yararı olmaz.
İnsanların hayatlarına bağlı birçok meslek
vardır. Askerlik bir meslektir ve birçok
disiplin ve ölçüye tabidir. Subaylar kademe
kademe yükselip generallik zirvesine çıkarlar.
Bu da bir ölçüdür. Bazı generaller emekli
olana kadar görevlerini askeri ölçülere göre
yaparlar, bazıları ise ölçüyü kaçırıp darbe
yaparlar. Halk nazarında kabul görmezler
ve nefretle karşılanırlar. Sevgili okurlarım
o kadar ölçüsüz insan vardır ki hangi birini
yazayım.
Devletin idaresi kutsal bir görev olarak
hassas ölçülere bağlıdır. Bazı idareciler
görev olarak halkın yararına faydalı işler
yaparlar. Geçmişlere varmak istemiyorum
inanın o kadar uzun sürer ki bunu sizler de
tahmin edersiniz. Çünkü yıllarca ölçüsüz işler
yapanlar, halkı sefalete sürükleyenler vardır.
Şu an ülkemizin siyasi çağı ve zamanı o
kadar ölçüsüzdür ki kimileri ölçü tanımadan
saldırgan hale gelmişlerdir. Türkiye’yi
eserleriyle, sanayisiyle, savunma sanayisiyle
şaha kaldıran sayın cumhurbaşkanımızı
etkisiz hale getirmek için ölçüyü kaçıran
muhalif partiler, iftiralarla ve yalanlarla
iktidarı karalamaya çalışıyorlar.
Kılıçdaroğlu girmiş olduğu bütün seçimleri
kaybedince adeta çılgına dönmüş, Ak Partiye
oy veren öğretmenlere, esnafa ve sanatçılara
ölçüsüzce hakaretlerine devam ediyor. Ey
Kılıçdaroğlu sanatçılara yalaka diyerek
ne kadar şuursuzca insanları karalamaya
çalışıyorsun. Şu an kaçırmış olduğun ölçünün
farkında mısın? Ak Parti’ye oy verenler
yapılan icraatlara bakarak oy veriyorlar çünkü
onlar senin partinin geçmişini de ölçüsünü
de biliyorlar. Önce iş birliği yaptıklarına bak.
Benim askerimi, polisimi şehit edenlerle
dostluk kurmuşsun.
Ülkemizin asil sanatçıları, öğretmenleri
ve esnafı sana oy verir mi? Zülfü Livaneli’yi
meclise Deniz Baykal getirdi. Livaneli o
zaman Deniz Baykal’a yalakalık yaptı. Çirkin
bir oyunla Deniz Baykal’ı istifa ettirdin ve
onun yerine sen geçtin. Şimdi Livaneli çirkin
kelimelerle Deniz Baykal’a dil uzattı ve sana
yalakalık yapıyor. İşte anlama kabiliyetin
varsa yalakanın kim olduğunu anla. İşte
Kemo işte Zilfo.