SAVAŞ DEĞİL YARIŞ VE İMTİHAN

Evet iki komşu ülke savaşın eşiğinde iken biri birlerine göz dağı vermeye devam ederlerken ayni ülkelerde iki savaş istemeye birbirlerini çok seven iki arkadaş devlet başkanlarıyla görüşüp savaşın nelere mal olacağını çocukların ve bir çok insanın öleceği her iki taraf olarak biliyorsunuz.
Bu iki arkadaşın yankılanan görüşleri her iki ülkenin halkının savaş istemiyoruz diye yürüyüşler düzenleyerek devlet başkanlarını derin düşünceye sevk etmiş savaşmamak için neler yapmalıyız diye düşünürlerken ülke liderleri görüşlerinden dolayı halkı sokaklara döken kişileri huzurlarına çağırmışlar halkı nasıl sokaklara dökmeyi becerdiyseniz halkın protestolarını durdurmanın da çaresini siz bulun. Yoksa ağır cezalara mahkum olursunuz ve iki gün süre vermişler.
İki arkadaş baş başa verip uzun uzadiye görüştükten sonra şu karara varmışlardır. Ülkelerimiz savaş değil bazı konularda yarış ve imtihan la görüşlerimizi ve sorularımızı sorarak ödül ve ceza şartlarıyla yarışalım demişler ve devlet başkanları vatandaşlarının görüşlerini Beğenmişler.
Evet bir çok dalda değişik sporlarla ve sorularla yarışmaya devam etmişler. Her iki tarafta ceza ve ödüllerle zamanlarını geçirmeye devam etmişler.
Ülkenin birinde heykel yapan biri devlet başkanına efendim müsaaden olursa ben üç tana heykel yapayım üç heykelinde birbirlerine benzerlik yönünden en ufak bir fark ve değişikler yoktur ne kadar incelenirse incelensin değişik fark bulamazlar.
Devlet başkanı yap diye emir verir. Heykel tıraş üç tane heykel yapar devlet başkanına heykelleri yaptığını söyler. Devlet başkanı birkaç bilim adamına heykellerı imceleyin diye emir vermiş. Bilim adamları saatlerce heykelleri inceledikten sonra Devlet başkanına heykellerin arasında hiçbir fark bulamadık derler.
Devlet başkanı üç heykeli komşu ülkeye göndermiş üç heykelin değişik farkını bula bilirseniz ben size üç heykel ağırlığında altın vereceğim eğer ki farkı bulamazsanız siz bana üç heykel ağırlığında altın vereceksiniz demiştir.
Evet heykeller gelir şehrin meydanında dikilir. Devlet başkanı önce kendisi heykelleri inceler her hangi bir fark bulamaz. Bilim adamlarına emir verir mutlaka bu heykellerin arasındaki farkı bulmaya çalışın der. Bilim adamları ve heykel ustaları heykelleri incelemeye başlamışlar fakat en ufak bir değişiklik bulamamışlar.
Adamın biri devlet başkanına efendim şehrin kenarında bir çilingir var birde O baksın der. Devlet başkanı öfkelenir derki bu kadar bilim adamı farkı bulamadı çilingir ne anlar demiş. Orada bilim adamının biri efendi birde çilingir baksın der. Ve çilingire haber verirler çilingir gelir heykellerin etrafından dolaşır her taraflarını inceler her hangi bir fark bulamaz.
Devlet başkanı çılgına gönmüş gibi yerinde duramıyor. Çilingir yumuşak bir metal tel ister teli bulup getirirler. Çilingir teli heykelin birini bir kulağında sokar öteki kulağında çıkar. İkinci heykelin bir kulağında sokar ağzından çıkar. Üçüncü heykelin bir kulağından sokar tel yüreğine iner.
Heykelleri gönderen devlet başkanı eğer ki farkları bulabilirseniz açıklamasını yazıp gönderin diye yazmıştır. Çilingir derki efendim heykellerin arasındaki farkları yazmak gerekir ve çilingir anlatır devlet başkanı yazar. Birinci heykeli bir kulağından girer öteki kulağından çıkar. Buda söylenen sözü dikkate almayan demektir. İkinci heykelin kulağından giren sözü ağzından yalan ve iftiralarla çıkar. Üçüncü heykelin bir kulağından giren söz yüreğine iner yüreği ve karakteri ile değerlendirir der. Böylece doğru cevap üç heykel ağırlığında altın kazanan ülke olmuştur.
Ne yazık ki bazı siyasetçilerimizin bu heykellere benzerlikleri vardır.