BİR ÇOBANIN İLİM VE İRFANI 14
Osman hoca ilçeye gelmişken Nergiz’i görmeden gitmez. Nergiz’in okuduğu okula gider öğrenciler okul bahçesinde Nergiz okulun bahçesinde yalnız dolaşırken karşısında Osman ı görür çekilip bir kenarda dertleşirler Nergiz Osman a şehre neden geldiğini sorar Osman ilçe milli eğitim müdürü gelsin diye haber göndermiş ona uğradım benden öğretmenler için şiir yazmamı istedi ve bir çay ocağında oturup istediği şiiri yazıp verdim. Nergiz Osman a derki bana bak çoban bana da bir şiir yaz yazmaz san Süleyman ağana söylerim tamam mi çoban der Osman derki benim ağam Süleyman ağa değil benim ağam sensin der yeter ki sen emret senin şakaların da senin kadar güzeldir der ve zorda olsa Nergiz den ayrılıp köyüne gider.
Osman’ın öğretmenler için yazmış olduğu şiir şöyledir.
Varlığınla ışık tuttun aleme
İlim sensin irfan sensin öğretmen
Defter açtın kalem verdin elime
İlim sensin irfan sensin öğretmen
Aya doğru giden füze senindir
Okuyan senindir yazan senindir
Köy heyeti muhtar aza senindir
İlim sensin irfan sesin öğretmen
Çoban derki sana minnettarım ben
Beni de okuttun yetiştirdin sen
Ya rab bu ocağı ekşitme bizden
İlim sensin irfan sensin öğretmen.
Osman bu şiiri yazıp milli eğitim müdürüne verir müdür şiiri çok beğenir ve Osman a teşekkür eder ve Osman oradan ayrılır köyüne gider. Osman gündüz öğrencileri ile ilgilenir akşamları istenilen şiirleri yazar. Ay sonu gelmişti Osman maaşını almak için şehre gitmeden Nergiz’e şiir yazmazsa Nergiz Osman a sen ne biçim çobansın diyebilir şakada olsa. Osman şehirde alacağı şeylerin listesini yazarken iki öğrencisine ayakkabı ve bazı eksiklerini de ilave eder.