ISRARDAN VAZGEÇİN DOĞA’NIN SESİNE KULAK VERİN!
Kırklareli İğneada’da Nükleer Santal yapılması projesi yeniden gündeme geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Kırklareli İğneada’da Nükleer Santral yapımı için Çin, Rusya, Güney Kore ile görüşüldüğünü, yürütülen müzakerelerde önemli mesafe alındığını, önümüzdeki birkaç ay içerisinde anlaşmanın sonuçlandırılabileceğini söyledi.
İğneada’nın tekrar tekrar altının çizilmesi gereken özelliklerini bir daha hatırlatarak, neden nükleer santral yapılmasına karşı olunduğu pekiştirmek gerekiyor. Yetkililerimiz belli ki tekrarı seviyoruz;
-Dünya’da nadir bulunan Longoz ormanlarından biri İğneada’da yer alıyor. Diğer longoz ormanları ise sadece Amazon, Afrika Kongo Havzası’nda bulunuyor.
-Türkiye’deki memelilerin yüzde 57’si de bu bölgede yaşıyor. Yaban kedisi, Karaca, Porsuk, geyik, Orman Faresi, Tilki ve Susamuru alandaki memeliler arasında.
-Türkiye kuş varlığını oluşturan 464 kuş türünden yarıya yakını 200’den fazla tür İğneada’da görülebilmekte. Sadece Kuzey Trakya’da görülen Küçük Yeşil Ağaçkakan İğneada’da öne çıkan önemli bir kuş türü.
-Lagün, göl ve dere gibi farklı sulak alanlarında bilinen 30 balık türü yaşıyor. Bern Sözleşmesine göre; 8 balık türü korunması gereken türler sınıfında.
-Bern Sözleşmesine göre kesinlikle korunması gereken iki yaşamlı türlerden Pürtüklü Semender, gece kurbağası ve Oluklu kertenkele, Yeşil Kertenkele, İnce Kertenkele alanda yaşama ortamı bulabiliyor.
Çevre Mühendisleri Odası(ÇMO) 2015 yılında İğneada’da yapılacak bir nükleer santralde gerçekleşebilecek olası bir kaza için risk etki haritası çıkarmış, buna göre; İstanbul, Trakya’nın tamamı ve Kuzey Ege’nin büyük kısmı tehdit altında olacağı konusunda uyarmıştı.
Raporda, bir kaza olması durumunda İstanbul’un yanı sıra Trakya’nın tamamı ile Kuzey Ege’nin büyük kısmı tehdit altında kalacağı ifade ediliyor.
Ayrıca Marmara, Batı Karadeniz, Kıyı Ege ve Kıyı Akdeniz de oluşacak radyasyon bulutundan etkileneceği tespitine varılıyor.
ÇMO raporunda, “İğneada’da meydana gelecek bir radyoaktif sızıntının, İstanbul’un yanı sıra nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu Türkiye`nin batı bölgelerini etkileyeceği görülmektedir. Tarım alanlarının, zeytinliklerin ve turizm merkezlerinin önemli ölçüde risk altında kalacağı bilinmelidir” ifadelerine de yer veriliyor.
Yani Büyük bir risk!
Dünya temiz enerjiye geçmenin yollarını, çarelerini ararken; Türkiye’nin insanlar ve diğer canlılar ile doğa için büyük risk oluşturan enerji yatırımlarında ısrarcı olması anlaşılır gibi değil!
Doğa’nın hor kullanılmaktan artık isyan ettiği, küresel ısınmanın etkilerinin ayyuka çıktığı çağımızda yetkililer artık doğanın sesine kulak vermesi, yaşanan afetlerden ders alması gerekiyor.
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.