BOZGUN -5-
Aslında Süleyman Nazif’in kurşuna dizilmekten kurtuluşu bile bir sürpriz idi. Ancak bu sürprizi hazırlayan bir kısım sebepleri de hatırlamak kıymet bilirlik icabıdır. Fransız generali yanında irtibat subayı olan Yüzbaşı Hayri Bey’in ikna edici izahları bu yazının yerli azınlıkların tarihçi taşkınlıklarına karşı ve uğranılan müthiş bir mağlubiyetin dayanılmaz acısıyla yazılmış olduğunu söylemeleri tesirli olduğu gibi Türklerle evli Fransız kadınların Fransız mareşaline koşmaları da tesirli olmuştur. Türklerle evlenip İstanbul’a yerleşmiş ve yetiştirdikleri Türk yavrularına süt vermiş bu kadınlar siyah çarşaflara bürünerek sokaklara çıkmışlar. Büyük bir telaş ve heyecan içinde Fransız mareşalinin karargah yaptığı kuru çeşmedeki Enver paşa yalısına koşmuşlardır.
Kolay değil bu Müslüman Türk düşmanı adamın kalbini yumuşatmak O kadar düşmandı ki Osmanlı’ya yılların biriktirdiği bir kinle kendisini selamlamak için marş çalan Osmanlı mızıkasına sus diyerek kırbacıyla hakaret etmişti. Atının ayakları altına serilen Türk bayrağını çiğnerken şerefli bir askere yakışmayacak bir davranışta bulunduğunu düşünecek kafa yapısında da değildi.
Türkleşmiş ve Müslümanlaşmış bu hisli kadın yürekleri kati generali zayıf bir tarafından yakalamıştı şöyle diyorlardı gözyaşları içinde..
Vatan ve hürriyet fikrinin anası olan Fransa’nın bu asil insani mefkureyi en iyi anlayan ve en mükemmel dile getiren gümrah bir ruhu boğmak asla şanından olamaz. Edebiyata şeref veren bir kalemin hür Fransa’nın elinde kırılmamasını rica ederiz.
Evet mütareke yıllarının enteresan bir hatırası olarak kalacaktı bu çarşaflı Fransız Türk’e ve Müslüman’a inanmış hisli kadının heyecanlı çırpınışları.. Çünkü bu vatanın öz sahibi durumunda olan nice erkeğin ihanetini ve vurdum duymazlığını gördükten sonra daha da değerlenecekti bu hatıra.