İLİM VE İMAN
Bir şeyin varlığını yalnızca duyularla idrak etmek her zaman mümkün değildir. Mesela gülün varlığına hem gözlerimizin hem burnumuzun hem de derimizin şahitlik etmesine karşılık verem hastalığının sebebi olan Koch basilini doğrudan doğruya duyularla anlayamayız. Bu basilin varlığına önce tesirleri gözlenerek hükmedilmiştir. Yani tesirlerinin idraki ilim adamlarını böyle bir basilin var olduğu hükmüne götürmüştür. Bu muhakeme tarzı ise ilimde çok geçerli ve verimli bir metod olan tümevarım metoduna bir misal teşkil eder. Basilin varlığına karar verildikten ancak çok sonradır ki görme duyumuzun gücünü olağan üstü artıran ultra mikroskop aracılığıyla hükmümüzün doğruluğuna gözümüzün de şehadet etmesi imkan dahiline girmiştir.
Muasır ilimde doğrudan doğruya duyularımız aracılığıyla idrak edemediğimiz pek çok nesnenin varlığına ve gerçekliğinden kimse şüphe etmemektedir. Mesela elektron nötrino spin radyo dalgaları gravitasyon bunlar idrakimizde önce kavram olarak doğarlar sonra sonrada asıllarının gerçek olduğuna ve mevcut bulunduklarına bunların arazları mesabesindeki özelliklerinin ve tesirlerinin gözlenmesi sonucu. Hükmolunmaktadır. Şu halde burada da ilmi metod olarak gözlenen arazdan duyularımız aracılığıyla idrakin ötesinde yani bir bakıma gayb aleminde kalan aslın idrakine yükselmeyi temin eden tümevanın metodu uygulanmaktadır.
Bu bakış açısından bir cismin gölgesinin O cisme de O cismi aydınlatan ve gölgeye sebep olan ışığa da delalet etmesi gibi arazlar da aslın gerçekliğine ve varlığına delalet ederler. Şimdi ilmin gerçeğe varma hususundaki metodlarının geçerliliğini ve müessiriyetini deneyerek bunlara güven getirmiş sağ duyulu bir ilim adamını göz önüne alalım. Bu ilim adamı kainattaki bütün nesnelerin sürekli bir oluşum ve bozulum ve sürekli bir hareket halinde bulunduğunu teslim eder.
Ancak kainattaki maddenin menşei bu maddeye ilk hareketi veren failin ne olduğu ve kainatın her bir zerresinde niçin büyük kısmı insan idrakinin şimdilik ötesinde kalan ve çok zor idrak olunan olağan üstü derin bir ilmin dürülüp sırlanmış olduğu sorularına iktisab ettiği ilmin sınırları içinde cevap vermeye gücü yetmez. Çünkü imandan ilme konulu bir yazıda da belirtilmiş olduğu gibi kainattaki bütün olayların ardında var olduğu his edilen gerçek bu ilimle kuşatılamaz. Madde de maddenin oluşumu ve çözülmesi de hareketi de maddenin her bir zerresinde dürülüp sıralanmış görünen ilim de bu gerçeğin ancak eserleri fiilleri ve özellikleri olabilir.
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.