MİTOLJİNİN İCAD ETTİĞİ MABUTLAR
Mitolojinin diğer bir kaynağı da tabiattır. İnsanlar aydınlatılmadıkça din fikrine ulaşamaz. Yalnız başına insan sadece sadece bir yaratıcının varlığını kabullenmekle mükelleftir. Dinin hükümlerini ibadet usul ve icaplarını bilemez.
Kendilerine henüz Peygamber gelmemiş topluluk elbette ki din fikrine sahip olamaz. Ancak insan bu meçhuller karanlığı içerisinde de zaman zaman kendi kuvvet ve iradesi dışında bir takım olayların cereyan ettiğini görür ve bunları anlamaya çalışır. Güneşin nasıl aydınlattığını yaktığını şimşeğin gürültüsünü ve göz alıcı ani parıltısını suyun niçin boğduğunu ateşin niçin ve nasıl yaktığını rüzgarın nasıl hareket ettiğini anlamaya çalışırken fazla düşünmeye ihtiyaç duymaz. Onların kendisini aşan güçler olduğunu kabullenip tesirleri altına girer.
Fikri basit müşahedeleri kısır düşünceleri gelişmemiş olan bu topluluklar sebepleri araştırırken yaratıcıyı anlamayarak hayrete düşer ve şaşkınlıkla hallere dalarlar.
Bazı unsurların tesirini görerek kendilerinde zaaf tabiat kuvvetlerinde tahakküm kabiliyeti bulurlar. İşte bu zaaf ve kudret fikri bütün Mütolojinin eseridir.
Tabiat olayları ve varlıkları iptidai insanda ya sevinç veya mera ve korku uyandırır. Böylece hayır ve şer sevgi ve nefret duyguları ile ya onların tekrarını arzular veya onlardan kaçmaya çalışır. Kafasında yeni fikirler meydana gelir. Artık çevresindeki olayları kendisine kıyaslayarak değerlendirmeye çalışır. Onlardaki hareketi kendisinde olduğu gibi bir irade ve zekaya bağlanmaya çalışır. Başka insanlara gösterdiği saygıyı tabiat kuvvetlerini teskin için dua ve yalvarma halinde kullanmaya başlar. Onların merhametini çekmeye uğraşır.İnsan işte böyle aya yıldıza güneşe hitap ederek onlara da akıl ve ruh tanıdı onları iradeli varlıklar sanarak yalvardı ve ilahlaştırdı.
İYİLİK VE KÖTÜLÜK İLAHLARI.
Mitoloji tabiat kuvvetlerinde doğmakla beraber insanlar üzerindeki değişik tesirleri dolayısıyla her olaya kendisine has bir akıl ve kudret izafe edilmeye başladı böylece sayısız mabutlar icat edildi.
Bütün bu mabutlar insan ruhunun ihtiyaçlarına tercüman olduklarından bir kısmı iyilik yapanlar olarak iyilik ilahları.. Bir kısmı da şer meydana getirenler olarak şer ilahları addedildiler. Güç şartlar altında hayatını devam ettiren insanlar uzun boylu düşünmeye fırsat bulamazdı.
İnandıkları şeyler birer örf adet birer huy gibi kanlarına işledi. Kendilerine gönderilen Peygamberleri bile kabullenmeyecek kadar onlara bağlandı. Nihayet insan kendi aklıyla kendisini aşamayacağına göre ilahını da kendisi gibi düşünecekti. Ve öğle yaptı. Brahmanın dört oğlu yunanın ilah ve ilaheleri daha nice insan şeklinde tasvir edilmiş ilahlar. Hıristiyanlıktaki oğul baba ikilisi de bu eski hurafelerin sonradan dine koyulmuş bir devamidir..
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.