EY AHALİ DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN…

İSTER İNANIN İSTER İNANMAYIN BEN BİR KAÇ HAYVANLA KONUŞTUM YÜZ YÜZE KONUŞTUĞUMA İNANMAYIN HAYALEN KONUŞTUĞUMA İNANIN.
Evet önce arıcılık yapan Harun isminden birinin yanına gittim nede olmazsa tanıdıktır dedim. Selam verdikten sonra dedim ki Harun müsaade edersen senin arılarınla konuşmak istiyorum. Harun önce güldü sora dedi ki enişte sen iyimi sin bilmem dedim. Ve Harun konuş bakalım ne konuşacaksın dedi.
Ben kovanın önüne çöktüm şöyle selendim ey fedakar arılar sizlere bir şeyler sormak istiyorum dedim. Arının biri dedi ki sizler insansınız bizler ise birer küçücük sinek türünden hayvanlarız sizler yıllarca mektep okuyorsunuz bilim adamı profesör olmuşsunuz bizi halen sırımızı çözememişsiniz. Dedi ben doğrudur dedim ama yine de sormak istiyorum dedim. Arı sor bakalım dedi.
Dedim ki sizler her hangi bir mektep okumamışsınız eşsiz değerindeki balı nasıl yapıyorsunuz dedim. Arı bana dedi ki insan dedikleri bazılarınız halen bizim bizi yaratan nın bize verdiği ilhamla bal yaptığımızı anlamamışsınız dedi biz yaptığımız bala hile katmayız insan olarak siz yapmış olduğunuz gıdalara hile katıyorsunuz barı bizden utanın dedi. Ben dedim ki sizin yapmış olduğunuz ter temiz balın içine sahibiniz olan kişi şeker katarsa ne yaparsınız dedi arı biz onu idrak edecek durumda olsaydık onu hemen öldürürüz dedi ve kovanın içine girdi. Harun dedi ki enişte vallahi ben öğle bir şey yapmıyorum dedi.
Şimdi sıra tavuğa geldi sordum tavuğa siz emsali olmayan yumurtayı nasıl yapıyorsunuz dedim tavuk dedi ki onu bize değil bizi yaradan a sorun dedi yeter ki sizler yumurtalarımızın rengini değiştirip köy yumurtası diye başkalarını kandırmayın dedi ve gitti. Yanındaki horoz başladı bağırmaya dedim ki horoz musun nesin bağırıp durma horoz dedi ki Evet ben hep bağırırım demek ki halen neden bağırdığımı fark etmemişsiniz. Sizin vakitleri ve zamanı anlamadığınız gecenin karanlığında sizleri bilgilendirmek için bağırırken sizler uyuyorsunuz. Gecenin karanlığında vakit birimlerini bir hayvan olarak nasıl anladığımızı bile anlamamışsınız vah sizin halinize vah.
Şimdi sıra ipek böceğine geldi. Sordum ipek böceğine ipeği nasıl yapıyorsunuz. Oda aynı şekilde cevap verdi. Ve bize böcek demişsiniz yaptığımız ürünü sizler yapamazsınız. Sizler gidin naylon elbiseler giyinin hasta olmaya devam edin dedi ve sesini kesti.
Hav hav diye bir ses duydum birde baktım ki bir kocaman köpek yanıma geldi. Köpeğe dedim ki yahu git başımda sende bir marifet varmış gibi kuyruğunu sallayıp durma dedim. Köpek dedi ki bizde olan marifet bazılarınızda hiç mi hiç yoktur dedi. Ben anlat bakalım marifetini dedim.
Köpek dedi ki bizi sahiplenenlerin kapılarında bekçilik yaparız. Sizin yaptığınız gibi. Fakat aramızda büyük farklar vardır dedi. Bizler sahiplerimize ihanetlik yapmayız. Çünkü O kapıda besleniriz. Aç da kalsak susuz da kalsak görevimizi hatasız yaparız dedi. Ve sahibimizin düşmanlarıyla anlaşmalı veya iş birliği yaparak beslendiğimiz haneye ihanetlik yapmayız onu bazılarınızın yaptığı gibi. Konuşulacak çok hayvan var. Konuştuğum her hayvandan bir insan olarak utandım doğrusu. Kısa bir şiir yakışır herhalde..

Bütün hayvanları severi ama
Hayvandan aşağı insanı sevmem
Hayvanlar sadıktır sahiplerine
Puştluk yapan hain insanı

Hayvanlar küfretmez yalan söylemez
Dedi kodu yapmaz iftira atmaz
Sahibine karşı hiç hata yapmaz
İhanetlik yapan insanı sevmem

Selim usta yazar ahvalinizi
Hayvan kadar sadık olmamanızı
Kimse dinlemiyor zırlamanızı
Zararlı insanı hiç mi hiç sevmem…